
Sign up to save your podcasts
Or


Bu bölümde, dijital çağın en dönüştürücü kavramlarından biri olan **"Kriptoegemenlik"**i keşfediyoruz. Satoshi Nakamoto'nun merkezi ağlara karşı P2P ağlarının gücüne dair sözlerinden ilham alan bu eşsiz güç, Michel Foucault'nun egemenlik takıntısından uzaklaşma çağrısıyla da yankılanır. Kriptoegemenlik, siberpunk'ların kriptografi araçlarını askeri sırlardan kişisel özgürlük ve ekonomik serbestlik araçlarına dönüştürerek yarattığı, geleneksel siyasi güç, yasa ve şiddet sistemlerini reddeden bir yaklaşımdır.
John Perry Barlow'un "Siberuzayın Bağımsızlık Bildirgesi"nde belirtildiği gibi, Kriptoegemenlik, hükümetlerin yetki alanının dışında, bireylerin ekonomik, sosyal ve siyasi haklarını ihlal edilemez bir dijital ortak zenginliğe aktarma yeteneğidir. Bu yeni paradigmada, "kodun kendisi egemendir, istisnası yoktur". Giorgio Agamben'in "tamamen farklı stratejiler" arayışına işaret ettiği gibi, Kriptoegemenlik, Hobbes'un "otorite yasayı yapar" düsturunu tersine çevirerek, "hakikatin meşruiyet sağladığı" yeni bir sosyal sözleşme kurar. Fiziksel gücü sözleşmesel uygulamadan çıkararak, blockchain sistemleri aracılığıyla benzersiz bir egemenlik biçimi yaratılır.
Bu, yalnızca bir teknolojik gelişme değil, aynı zamanda siyasi bir praksistir. Walter Benjamin'in "içinde yaşadığımız acil durumun kural olduğunu" belirten düşüncelerine dayanarak, Kriptoegemenlik, küresel faşizm ve yolsuzlukla mücadelede ekonomik gücü temel bir araç olarak görür. Fiat para sistemine ve gözetim mekanizmalarına katılmayı reddederek, bireylerin kendi varlıkları ve gizlilikleri üzerindeki kontrolü geri alması, "gerçek bir olağanüstü hal" yaratır. Bu, devletin ve bankacılık müttefiklerinin "can damarlarını" kesen devrimci bir eylemdir.
Kriptoegemenliğin hedefi, şiddet döngülerini tekrarlayan yeni bir egemenlik biçimi yaratmak değil, geleneksel güç yapılarını temelden dışarıda bırakarak günümüze daha uygun, daha iyi bir sistem inşa etmektir. Bu, bireyin seçimiyle egemen kararın alındığı, kriptografik kanıtlarla kendini güvence altına alan bir sistemdir. Gelin, kodun gücüyle şekillenen bu yeni dijital özgürlük çağını ve insanoğlunun yasayla çocukların eski oyuncaklarla oynaması gibi oynayacağı, onları kanonik kullanımlarından sonsuza dek özgürleştireceği geleceği keşfedelim.
Kaynak
By YirmiBir5
22 ratings
Bu bölümde, dijital çağın en dönüştürücü kavramlarından biri olan **"Kriptoegemenlik"**i keşfediyoruz. Satoshi Nakamoto'nun merkezi ağlara karşı P2P ağlarının gücüne dair sözlerinden ilham alan bu eşsiz güç, Michel Foucault'nun egemenlik takıntısından uzaklaşma çağrısıyla da yankılanır. Kriptoegemenlik, siberpunk'ların kriptografi araçlarını askeri sırlardan kişisel özgürlük ve ekonomik serbestlik araçlarına dönüştürerek yarattığı, geleneksel siyasi güç, yasa ve şiddet sistemlerini reddeden bir yaklaşımdır.
John Perry Barlow'un "Siberuzayın Bağımsızlık Bildirgesi"nde belirtildiği gibi, Kriptoegemenlik, hükümetlerin yetki alanının dışında, bireylerin ekonomik, sosyal ve siyasi haklarını ihlal edilemez bir dijital ortak zenginliğe aktarma yeteneğidir. Bu yeni paradigmada, "kodun kendisi egemendir, istisnası yoktur". Giorgio Agamben'in "tamamen farklı stratejiler" arayışına işaret ettiği gibi, Kriptoegemenlik, Hobbes'un "otorite yasayı yapar" düsturunu tersine çevirerek, "hakikatin meşruiyet sağladığı" yeni bir sosyal sözleşme kurar. Fiziksel gücü sözleşmesel uygulamadan çıkararak, blockchain sistemleri aracılığıyla benzersiz bir egemenlik biçimi yaratılır.
Bu, yalnızca bir teknolojik gelişme değil, aynı zamanda siyasi bir praksistir. Walter Benjamin'in "içinde yaşadığımız acil durumun kural olduğunu" belirten düşüncelerine dayanarak, Kriptoegemenlik, küresel faşizm ve yolsuzlukla mücadelede ekonomik gücü temel bir araç olarak görür. Fiat para sistemine ve gözetim mekanizmalarına katılmayı reddederek, bireylerin kendi varlıkları ve gizlilikleri üzerindeki kontrolü geri alması, "gerçek bir olağanüstü hal" yaratır. Bu, devletin ve bankacılık müttefiklerinin "can damarlarını" kesen devrimci bir eylemdir.
Kriptoegemenliğin hedefi, şiddet döngülerini tekrarlayan yeni bir egemenlik biçimi yaratmak değil, geleneksel güç yapılarını temelden dışarıda bırakarak günümüze daha uygun, daha iyi bir sistem inşa etmektir. Bu, bireyin seçimiyle egemen kararın alındığı, kriptografik kanıtlarla kendini güvence altına alan bir sistemdir. Gelin, kodun gücüyle şekillenen bu yeni dijital özgürlük çağını ve insanoğlunun yasayla çocukların eski oyuncaklarla oynaması gibi oynayacağı, onları kanonik kullanımlarından sonsuza dek özgürleştireceği geleceği keşfedelim.
Kaynak