
Sign up to save your podcasts
Or


Modern çağda egemenlik ne anlama geliyor? Dijital panoptikonun gölgesinde, haklarımız nasıl aşındırılıyor ve devletin 'istisna hali' ile nasıl sürekli bir savaşın parçası haline geliyoruz?
Bugünün hukuku, yasallıktan ziyade otoriter gücün bir aracı olarak işliyor. Egemen, istediği herkesi 'acil durum' bahanesiyle yasa dışı ilan edebilir, kişisel hakları sürekli baltalayabilir. Devlet, 'barış' adı altında bile sürekli bir gözetim ve savaş hali sürdürüyor. Kimin 'dost', kimin 'düşman' olduğu devletin kararıyla belirleniyor ve bu kimliklendirme, hukukun ötesinde bir varoluş alanı yaratıyor. Herkes Homo Sacer, yani öldürülebilen ama kurban edilemeyen bir varlık haline gelebilir.
Peki bu totaliter düzene karşı bir çıkış yolu var mı? Metin, kriptografiyi bir kurtuluş aracı olarak sunuyor. Kripto, bu 'herkesin herkese karşı savaşı'nda kendimizi korumamız için son bir güvence sağlıyor. Kriptografi, sadece matematik yasalarına tabi olarak çalışır, insanlara, kurumlara veya hükümetlere değil. Bu durum, dijital ifadelerin fiziksel olmayan bir ortamda matematiksel olarak var olmasından kaynaklanır ve bu alanda istisnaya yer bırakmaz.
Egemenin gücünü fiziksel alandan çeken kriptografi, anonim bir dijital varoluş imkanı sunarak, devletin gözetim mekanizmasını etkisiz hale getiriyor. Bu, yeni bir 'ortak refah' ve dijital sosyal sözleşme vaat ediyor. Kripto, devletten bağımsız, özgür bir para ve yeni bir siyasi, sosyal ve ekonomik yaşam biçimi yaratma potansiyeli taşıyor. Bu, devletin gücünü zayıflatan ve insanlığın özgürlüğünü yeniden kazanmasını sağlayan bir son 'acil durum' olabilir.
Fiat parayı ve devletin hukuku reddederek, hep birlikte yeni bir dünya inşa edebiliriz. Kriptografi, kişisel verilerimizi, servetimizi ve özgürlüğümüzü devletin müdahalesinden koruma imkanı sunuyor. Kripto, bize kendimize sahip olma gücünü iade ediyor ve modernitenin kamplarından kalıcı bir çıkış yolu sunuyor.
Kaynak
By YirmiBir5
22 ratings
Modern çağda egemenlik ne anlama geliyor? Dijital panoptikonun gölgesinde, haklarımız nasıl aşındırılıyor ve devletin 'istisna hali' ile nasıl sürekli bir savaşın parçası haline geliyoruz?
Bugünün hukuku, yasallıktan ziyade otoriter gücün bir aracı olarak işliyor. Egemen, istediği herkesi 'acil durum' bahanesiyle yasa dışı ilan edebilir, kişisel hakları sürekli baltalayabilir. Devlet, 'barış' adı altında bile sürekli bir gözetim ve savaş hali sürdürüyor. Kimin 'dost', kimin 'düşman' olduğu devletin kararıyla belirleniyor ve bu kimliklendirme, hukukun ötesinde bir varoluş alanı yaratıyor. Herkes Homo Sacer, yani öldürülebilen ama kurban edilemeyen bir varlık haline gelebilir.
Peki bu totaliter düzene karşı bir çıkış yolu var mı? Metin, kriptografiyi bir kurtuluş aracı olarak sunuyor. Kripto, bu 'herkesin herkese karşı savaşı'nda kendimizi korumamız için son bir güvence sağlıyor. Kriptografi, sadece matematik yasalarına tabi olarak çalışır, insanlara, kurumlara veya hükümetlere değil. Bu durum, dijital ifadelerin fiziksel olmayan bir ortamda matematiksel olarak var olmasından kaynaklanır ve bu alanda istisnaya yer bırakmaz.
Egemenin gücünü fiziksel alandan çeken kriptografi, anonim bir dijital varoluş imkanı sunarak, devletin gözetim mekanizmasını etkisiz hale getiriyor. Bu, yeni bir 'ortak refah' ve dijital sosyal sözleşme vaat ediyor. Kripto, devletten bağımsız, özgür bir para ve yeni bir siyasi, sosyal ve ekonomik yaşam biçimi yaratma potansiyeli taşıyor. Bu, devletin gücünü zayıflatan ve insanlığın özgürlüğünü yeniden kazanmasını sağlayan bir son 'acil durum' olabilir.
Fiat parayı ve devletin hukuku reddederek, hep birlikte yeni bir dünya inşa edebiliriz. Kriptografi, kişisel verilerimizi, servetimizi ve özgürlüğümüzü devletin müdahalesinden koruma imkanı sunuyor. Kripto, bize kendimize sahip olma gücünü iade ediyor ve modernitenin kamplarından kalıcı bir çıkış yolu sunuyor.
Kaynak