1. Sabit Zihniyet ve Büyüme Zihniyeti Tanımları:
- Sabit Zihniyet: Bu zihniyete sahip insanlar, yeteneklerinin (zeka, kişilik, karakter) doğuştan geldiğine ve değişmez olduğuna inanır. "Niteliklerinizin taşlara kazındığına inanmak, sabit zihniyet, kendinizi tekrar tekrar kanıtlama aciliyeti yaratır." Bu bakış açısında, başarı, zeka veya yetenekli olduğunu kanıtlamakla eşdeğerdir. Başarısızlık ise yetersizlik anlamına gelir. Bu nedenle, sabit zihniyetli kişiler riskten kaçınır, çabadan hoşlanmaz ve kendilerini sürekli yargılanmış hissederler. Alıntıda, Mrs. Wilson adındaki 6. sınıf öğretmeninin öğrencileri IQ sıralamasına göre oturtması ve en yüksek IQ'lu öğrencilere ayrıcalık tanıması, sabit zihniyetin çocuklarda nasıl pekiştirildiğine örnek olarak verilir: "Tüm benliğimizin tehlikede olduğu her sınavda ya da sınıfta bize soru sorduğunda, kim öğrenmeyi umursadı ya da ondan keyif aldı ki?"
- Büyüme Zihniyeti: Bu zihniyete sahip insanlar, temel niteliklerinin çaba yoluyla geliştirilebileceğine inanır. "Bu büyüme zihniyeti, temel niteliklerinizin çabalarınızla geliştirebileceğiniz şeyler olduğu inancına dayanır." Bu kişiler için başarı, kendini geliştirmek ve yeni şeyler öğrenmektir. Başarısızlık, bir öğrenme fırsatı olarak görülür ve çaba, zekayı veya yeteneği artıran bir araçtır. Dweck, zor bulmacalarla karşılaşan çocukları gözlemlediğinde bu zihniyetin ilk tohumlarını atmıştır: "Ne biliyorlardı? İnsani niteliklerin, entelektüel beceriler gibi, çaba yoluyla geliştirilebileceğini ve yaptıkları şeyin de tam olarak bu olduğunu, yani daha akıllı hale geldiklerini biliyorlardı."
2. Başarısızlığa Bakış Açısı:
- Sabit Zihniyet ve Başarısızlık: Sabit zihniyetli kişiler için başarısızlık, kendi yeterliliklerinin ve değerlerinin doğrudan bir ölçüsüdüdür. Bir C+ notu, bir park cezası veya bir arkadaş tarafından reddedilme gibi küçük aksilikler bile "tam bir başarısızlık", "aptal" veya "değersiz" hissetmelerine neden olabilir. "Başka bir deyişle, olanları yeteneklerinin ve değerlerinin doğrudan bir ölçüsü olarak görürlerdi." Bu zihniyet, başarısızlığın "bir eylemden (başarısız oldum) bir kimliğe (ben bir başarısızım)" dönüşmesine yol açar. Sonuç olarak, bu kişiler başarısızlık durumunda pes etme, çaba göstermeme, hatta hile yapma eğilimindedirler. Ünlü şef Bernard Loiseau'nun restoran rehberindeki puan kaybı söylentileri üzerine intihar etmesi, sabit zihniyetin yıkıcı etkisine çarpıcı bir örnektir.
- Büyüme Zihniyeti ve Başarısızlık: Büyüme zihniyetine sahip kişiler için başarısızlık, gelişmenin bir parçasıdır. Jim Marshall'ın yanlış yöne koşarak attığı meşhur touchdown örneğinde olduğu gibi, bir aksilikten sonra kendilerini tanımlamazlar; bunun yerine onu "yüzleşilmesi, ele alınması ve ders çıkarılması gereken bir sorun" olarak görürler. Onlar için "hiçbir şey felaket veya geri döndürülemez değildi, ancak sabit zihniyet tam bir başarısızlık ve felç hissi yarattı." Bu zihniyet, insanları daha fazla çaba göstermeye, farklı stratejiler denemeye ve sorunları çözmek için aktif adımlar atmaya motive eder.