Bugün bir kaç kez uyudum. Bir o kadar da uyandım. Uyudum. Kedim uyandırdı beni. Kalktım. Anlatmaya başladım. Uykum var. Uyumam lazım. Bırak biraz beni. Yattım tekrardan. Tekrar kalktım. Sabahın körü. Yanımda arkadaşım. Odamda ne yaptığını sordum? Beni bekliyormuş meğersem. Kedim her zaman ki gibi uyuyor. Uyandırdım. Nasıl da huysuz. Birazcık da sevdim. Camın yanında da diğer kedim. İkiside aynı renkte. Ama camdaki daha yavru. Yatağıma uzanmış. O da uyuyor. Aldım onu. Koydum diğer büyüğünün yanına. Hiç sevmez küçüğü. Ne zaman tanıştı da sevmedi. Bilinmez. Ben ne zaman sevdim? O da bilinmez. Ne zamandır burada? Buda bilinmez. Benim iki kedim mi vardı? Hayır. Benim bir kedim vardı. Bağırdım. Bu kedi kimin kedisi? Çıktı bir yerden birisi. Kardeşimin ta kendisi. Dedi ki. Arkadaşımın kedisi. Arkadaşın nerede ki kedisi şurada. Dedi o da burada. Valla o da şurada. At gibi sırıtıyor bana. Tanışmak lazım şimdi. Dedim merhaba. O da dedi merhaba. Tam o sırada. Kedim ısırdı bir anda. Anlamadım. Çok da çişim var. Fena sıkıştım. Yatağımdan kalkmaya çalıştım. Kalkamadım. Hala ısırıyor şerefsiz. Mal gibi de duruyor. Tekrar kalkmaya çalıştım. Uğraştım. Sonunda kalktım. Tuvalete girdim. İşeyemedim. Bir sıkıntı var. Uyuyamamışım.