Yoltaşı

6. Anti-introvertism ve Kafelerin Pencere Masaları


Listen Later

Bu bölüm, bir kafede kitap okurken yanıma ansızın gelip beni "anti-introvertism" kavramıyla tanıştıran Avusturalyalı kadın sayesinde ortaya çıktı.

Bana önce bu vitrin bölmelerinin anti-introvertist kabullerle hareket eden bir pazarlama tekniği olduğunu söyledi. Perfomatifliğin ve görünürlüğün önemli olduğu bir toplumda, içe dönüklerin hâliyle toplumun işe yaramaz bireyleri olarak farz edildiğini; kafelerin bu bölmelerinin de aslında içe dönükleri, kafe estetiğinin bir unsuru hâline getirerek işe yarar kılmayı amaçladığını anlattı. Önce beni yargılayacağını, burada oturmamam gerektiğini söyleyeceğini sandım. Ama sonra bambaşka bir perspektif sundu: sen de anti-introvertismle oynuyorsun, dedi. Toplumda görünürlüğü baskın olan profile uymuyorsun. Başörtülüsün ve burada kitap okuyarak İslam'ı entelektüel bir şekilde temsil ediyorsun. Bu hem feminist hem anti-kolonyalist bir tavır. Üstelik bunu anti-introvertisme de karşı gelerek yapıyorsun; çünkü direnişin çok sessiz, sadece var olmakla, çok sıradan bir şekilde günlük hayatın akışına katılmakla bir direniş sergiliyorsun. Böylece içe dönüklerin de kendi yöntemleriyle aslında büyük bir direniş bile gerçekleştirebileceklerini ispatlamış oluyorsun...

Bu bölümde anlatmak istediklerimin özeti buydu, ama hislerimin binde birini bile aktarabilmiş değilim. Edinburgh'da başıma gelen en büyülü anlardan biriydi sanırım ve Han'ımda bu hikâyenin de bir yeri olsun istedim.

İyi dinlemeler :) 

...more
View all episodesView all episodes
Download on the App Store

YoltaşıBy Anisa