Sütten çıkmış ak kaşık. Menşeisi doğunun en ücra köşesinde. Mandırası arka bahçesinde. Susuz tarlaların üstünde. Çiftçiler ekinlerin üzerinde. Tosta yıllardır aç bu köylüler. Kaşarlar olgunlaşınca. Kutlayacaklar. Tüm ahali oynayacaklar. Çoktan takmış zili bazıları. Kıvırtıyor. Memurun süslemediği masada. Ne gerek var? Bu kadar sabırsızlığa. Zaten kalamıyor nikaha yaşlılar. Uykuları gelmiştir çoktan. Düğün şimdilik çocuklara başladı. Daha siz doğmadan. Soğukta donmadan. Ayazı yersiniz. Aman üşütmeyin sonra. Kim bakacak sizlere? Daha evlilik olmadan. Bilirsiniz. Bu işler evlenmeden olmaz. O yüzdendir. Sizleri pistten alalım çocuklar. Bekleyin birazcık düğünü. Sonra koşarsınız çayırlarda. Bizimki en güzelinden. Kırda olacak. Kır düğünü olacak. Ayarladım ben her şeyi. Öncesinde yağdırıcam kardan adamları. Yanında da çıtır çıtır kırağı. Üzerinde de gelinin duvağı. Fikri gelin vermiş herkese. Habersiz damatın eşine. Damatı beklemeden. Bürünmüş. Beyazlara. Kardan aldığı ilhamla. Pabuç hiç olmamış o dansla. Bu nasıl gelin yaa. Allah aşkına. Dedikodusu dolaşır. Kulaktan kulağa. Gelin göstermeden abayı damata. Umuyorum anlar damatta. Bir kez evleniyor insan şu hayatta. Hiç boşanmadıkça.