Biz acilciler olarak monitör, ritim, oksijen ve bağırma seslerine alışık ve bir yerde bunlara bağışıklılık kazanmış bir topluluk olsak da bir nöbette en fazla hangi hasta seni ajite eder sorusunu sorsalar hiç düşünmeden ağzında oksijen maskesiyle alana giren yaşlı bir hasta ve 112 ekipleri tarafından söylenen o 3 kelime: "hocam solunum sıkıntısı." derim. "Pnömoni, emboli, hipertansif akciğer ödemi, KOAH alevlenme… siyanotik hasta, bilinç konfüze... Entübasyon?? Non-invazivle düzelebilir mi?? Ajite de gözüküyor, ketamin mi versem??" Senaryoları kafamın içinde canlanır ve bu aşamalar geçilip hasta stabil edilse de muhtemelen yatış ihtiyacı olacağından konsültan ve boş yatak arayışları başlar. 7 büyük günahı işlettiren bir hasta ve bu hastaların belki de en kritiği ve son aşaması Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (Acute Respiratory Distress Syndrome-ARDS).
GİRİŞ
European Society of Intensive Care Medicine (ESICM) tarafından en son 2017’de yayınlanan ARDS klinik uygulama kılavuzunun güncellemesi özelliğini taşıyan kılavuz 2023 Mayıs ayının ortalarında yayınlandı. Öneriler ve çalışmalar erişkin hastalarda ve korona virüse bağlı gelişen ARDS’li hastalarda yapıldı. Preferred Reporting Items for Systematic Reviews and Meta-Analyses (PRISMA) yönetimiyle yapılan incelemeler, GRADE sistemiyle derecelendirilen çalışmada: tanım; fenotipleme; Yüksek Akım Oksijen Tedavisi (HFNO); non invaziv mekanik ventilasyon (NIV); tidal hacim ayarları; pozitif ekspiryum sonu basıncı (PEEP); prone pozisyonu; ekstrakorporeal yaşam desteği (ECLS) gibi ana başlıklar olmak üzere 21 soruya 21 öneri sunularak panel sonlandırıldı.
Yoğun Bakım Ünitesi’ne yatışların %10’u, mekanik ventilasyona bağlı hastaların %23’ü gibi yüksek oranda görülen ve şiddetli ARDS olarak tanımlanan kategoride %45 mortalitelere ulaşan bir hastalığın kardiyak arrest kadar iyi tanınması ve yönetilmesi gerektiğini düşündüğümden kılavuz önerilerine geçmeden önce ARDS’den kısa olmayan bir özet şeklinde bahsedecek ve kılavuz önerilerini yazının ikinci bölümünde yer vereceğim.1
TANIM
Sepsis, pnömoni, toksisite gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanan inflamasyonun; yaygın alveolar hasar, azalmış akciğer kompliyansı ve endotel hasarı ile seyretmesi sonucu yüksek konsantrasyonda O2 uygulanmasına rağmen refrakter hipoksemi ile karakterize akut hipoksemik solunum yetmezliğine ARDS denilir.2
ETİYOLOJİ
ARDS’nin 60’dan fazla olası nedeni tanımlansa da; sepsis, pnömoni ve aspirasyon %87’lik insidansla etiyoloji arayışında işimizi kolaylaştırmaktadır. Esasında ARDS’de çeşitli etiyolojik faktörlerin akciğer üzerinde benzer hasara ve benzer klinik özelliklere neden olduğu varsayılsa da çalışmalar farklı etiyolojik faktörlerin farklı seviyede prognozu olduğunu göstermektedir.3
Sepsis: ARDS’nin en yaygın nedenidir. Ciddi enfeksiyona eğilimli bir hastada veya yeni başlangıçlı ateş veya hipotansiyonla ilişkili ARDS geliştiğinde ilk sebep olarak akla gelmelidir.
Aspirasyon: Mide içeriğinin aspirasyonu olduğu bilinen hastanede yatan hastaların üçte birinde ARDS gelişmektedir. Zamanında Mendelson tarafından yapılan çalışmada aspire edilen içeriğin ARDS’ye sebep olabilmesi için 2,5’tan daha düşük pH’a sahip olması gerektiği söylense de yapılan çalışmalar asidik olmayan mide içeriğinin de enzimler ve gıda parçaları vasıtasıyla akciğer hasarı yapabildiğini göstermiştir.
Pnömoni: Toplum kökenli pnömoni (TKP), ARDS’nin hastane dışı en yaygın nedenidir. Bir hastada öksürük, plöritik ağrı, ateş ve lökositozun eşlik ettiği ARDS etiyolojik olarak pnömoniyi düşündürür.
Yüksek Enerjili Travma: ARDS şiddetli travmanın bir komplikasyonudur. ARDS etiyolojisinin %10’luk kısmını travma oluşturur. Özellikle künt travmayı takiben gelişen bilateral akciğer kontüzyonu, uzun kemik kırıklarından 12-48 saat sonra gözüken yağ embolisi, şiddetli yanıklardan sonra görülen şok tablosu en yaygın mekanizmalardır. Yaşlılık, steroid kullanımı, yaralanma şiddeti skoru (ISS) yüksek olması,