Dr. Ergün Çapan'ın hazılrladığı Algılar ve Gerçekler programının yeni bölümünde , Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Fethullah Gülen hakkındaki raporunun skandal ithamlarına cevap verilmeye devam ediliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ciddiyeti ve hizmet geçmişi ön plana çıkarılarak, raporun ele alınış biçimi eleştiriliyor. Programda, raporun içeriği detaylı bir şekilde inceleniyor. Hocaefendi'nin 1990 yılında yaptığı bir vaazdan alıntılar yapılıyor ve iddiaların temellendirilme süreci irdeleniyor. Beş farklı başlık altında sunulan iddiaların, Hocaefendi'nin eserlerindeki temel prensiplerle uyumlu olup olmadığı değerlendiriliyor. Bu süreçte, raporun parçacı bir yaklaşımla ele alındığı ve Hoca Efendi'nin mesajının bütünlüğünün göz ardı edildiği vurgulanıyor. Ayrıca, Hocaefendi'nin mesajının evrensel boyutu üzerinde duruluyor. Onun çabaları ve mesajının yayılma gayretleri vurgulanarak, cami kürsülerinde peygamberin mesajının anlatılması önemseniyor. Hocaefendi'nin mesajının, insanlığın her kesimine ulaştırılması için yapılan fedakarlıklar ve çabalar öne çıkarılıyor.

Dr. Ergün Çapan'ın hazırladığı Algıalar ve Gerçekler programının yeni bölümünde Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında hazırlanan Diyanet raporu ve iddialar ele alınıyor. Hakikat arayışının önemine dikkat çekilerek, doğruyu tanıyıp ona göre hareket etmenin dini kriterler açısından ne kadar önemli olduğu belirtiliyor. Özellikle dini anlatan ve rehberlik eden kişilerin doğru değerlendirilmesinin büyük bir sorumluluk olduğu ifade ediliyor. Videoda, Diyanet raporunda Gülen’in 1990 yılında yaptığı bir vaazın çarpıtılarak peygamberlik iddiasında bulunduğu şeklinde yorumlandığı dile getiriliyor. Gülen’in vaazında, eğitim adına yapılan hizmetleri ve bu konuda görülen rüyalardan örnekler verdiği, manevi büyüklerin bu faaliyetleri tebrik ettiğini anlattığı belirtiliyor. Ancak rapor yazarlarının bu ifadeleri çarpıtarak, Gülen’in peygamberlerle görüştüğünü iddia ettiğini öne sürdükleri vurgulanıyor. Bu iddialara farklı açılardan cevap verildiği belirtiliyor: Alıntı yapılan yerde çarpıtma olduğu, Gülen’in imanlı ve ahlaki değerlere bağlı bir nesil yetiştirmek için sahabe hayatından örnekler verdiği, ve Kur’an’da peygamberler dışında insanların da meleklerle görüşebileceğinin anlatıldığı ifade ediliyor. Gülen’in rüyaları ve manevi müşahideleri anlatmasının, insanları motive etmek ve dinin ruhuna uygun bir motivasyon sağlamak amacı taşıdığı vurgulanıyor. Tarih boyunca birçok İslam aliminin ve tasavvuf ehlinin rüya ve manevi müşahidelerinin kitaplara geçtiği, bu kişilerin peygamberlik iddiasında bulunmadığı, aksine bu deneyimlerin insanları teşvik amacı taşıdığı anlatılıyor. Örneğin, Ebu Talib el-Mekki, İmam Gazali, Bediüzzaman Said Nursi gibi alimlerin eserlerinde bu tür müşahidelerin yer aldığı belirtiliyor. Gülen’in amacı, insanları imanlı, ahlaklı, manevi değerlere bağlı ve çağın ilimleriyle donanmış bir nesil yetiştirmeye teşvik etmek olduğu belirtiliyor. Bu motivasyonun dinin ruhuna uygun olduğu ve takdir edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, Gülen’in hayatında kamu malını suistimal etmenin ihanet olduğunu vurguladığı, şahsına veya yakınlarına menfaat temin etmediği belirtiliyor. Videoda, Diyanet’in rapor yazarlarının iddialarının aksine, Gülen’in sözlerinin ve davranışlarının dinin bütünlüğü içinde değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Manevi müşahidelerin dinin ruhuna aykırı olmadığı, aksine insanları hayırlı işlere teşvik eden bir araç olduğu ifade ediliyor.

Dr. Ergün Çapan'ın hazırlayıp sundugu Algılar ve Gerçekler programının yeni bölümünde , Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Fethullah Gülen hakkındaki rapora cevap verilmeye devam ediliyor.

• Videoda Fethullah Gülen'in Allah ile kul arasındaki ilişkiyi nasıl yorumladığı ve bu konuda iddiaların yapıldığı belirtiliyor. - İddialar arasında Gülen'in Kur'an'dan ayetleri kendi lehine yorumladığı, özel bir ilahi desteğe sahip olduğu izlenimi uyandırdığı ve cemaati üzerinde büyük etki yarattığı belirtiliyor. - Ayrıca, 15 Temmuz darbe girişiminin 1990 yılında Gülen'in bir vaazıyla öngörüldüğü iddia ediliyor, bu vaazın cemaati darbeye hazırladığına yönelik kanıt olarak kullanıldığı ifade ediliyor. - Çapan, raporun iddialarını inceleyerek Gülen'in vaazlarında ve eserlerindeki mesajların nasıl yorumlandığını ve gerçekten iddia edilenleri doğrulayacak delillerin olup olmadığını sorguluyor.

Dr. Ergün Çapan Algılar ve Gerçekler programında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Fethullah Gülen hakkında hazırlanan raporu incelemeye ve delilleri ile çürütmeye devam ediyor.

Program, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Fethullah Gülen'in faaliyetlerini sorgulayan bir raporu ele alıyor. Bu rapor, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin sözlerini veyazılarını detaylı bir şekilde inceliyor ve akılalmaz iddialarda bulunuyor. Program, bu iddiaları titizlikle analiz ederek rapordaki iftira ve algıları ortaya çıkarıyor. Öncelikle, program daha önceki bölümlerde rapordaki belirli iddialara cevap vermişti. Raporda Fethullah Gülen Hocaefendi'nin tevazusu, nefis muhasebesi ve camide verdiği vaazlar gibi konular eleştiriliyor. Tevazu ve nefis muhasebesi, dinin temel ahlaki değerleri arasında yer alırken, camide vaaz vermek dini bir örgütlenme olarak nitelendiriliyor. Program, bu eleştirilere karşı güçlü argümanlar sunuyor. Tevazu ve nefis muhasebesi gibi değerlerin, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin yaşam tarzında önemli bir yer tuttuğunu ve dini öğretilere bağlı kalarak yaşadığını vurguluyor. Ayrıca, camide verilen vaazların dini öğretileri yayma ve toplumu bilgilendirme amacı taşıdığını savunuyor. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin öğretilerinin örgütlenme veya ranta yönelik olduğu iddialarını ise reddediyor. Onun faaliyetlerinin dini bir hizmet olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve cami faaliyetlerinin dini toplulukları motive etme amacıyla yapıldığını ifade ediyor. Program ayrıca, raporun dinin temel değerlerine ve İslam geleneğine uygun olmadığını savunuyor. Dinin tevazu, mahviyet ve bilgiye dayalı bir yaşam tarzını öne çıkardığını ve bu değerlerin Fethullah Gülen Hocaefendi'nin yaşamında da belirgin olduğunu belirtiyor. Sonuç olarak, program rapordaki iddiaları dikkatle değerlendiriyor ve Fethullah Gülen Hocaefendi'nin faaliyetlerinin dini bir hizmet olarak nitelendirilmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca, dinin özünde yer alan ahlaki değerlerin önemine vurgu yaparak, raporun bu değerleri göz ardı ettiğini öne sürüyor.

Diyanet İşleri tarafından hazırlanan raporda, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin gaybı ve kaderi bilebileceği iddiasında bulunduğu ileri sürülüyor. Ancak, Hocaefendi'nin görüşleri, Bediüzzaman Said Nursi'nin kaderin vicdani ve hali bir mesele olduğunu belirten yaklaşımıyla paralellik gösteriyor. Raporda, Hocaefendi'nin İslam inançları ve ahlak yapısı üzerine söyledikleri çarpıtılarak, İslam'ın ana kaynaklarından olan Risale-i Nur ile bağlantısı göz ardı ediliyor. Hocaefendi'nin, gayb ve kader konularında ilmi mesele olmadığını, bu konuların vicdanla hissedilmesi gerektiğini ifade ettiği belirtiliyor. Bediüzzaman Said Nursi'nin kader ve gayb hakkındaki görüşleri raporda ele alınmış, ancak rapor yazarlarının bu görüşleri doğru bir şekilde yansıtmadığı ve çarpıttığı ifade ediliyor. Hocaefendi'nin kader anlayışının, İslam'ın ehl-i sünnet çizgisiyle uyumlu olduğu belirtiliyor. Hocaefendi'nin mutlak gaybı yalnızca Allah'ın bilebileceğini, izafi gaybın ise Allah'ın bildirdiği ölçüde insanlar tarafından bilinebileceğini söylediği belirtiliyor. Bu görüşlerin, İslam alimlerinin görüşleriyle uyumlu olduğu vurgulanıyor. Raporda, Hocaefendi'nin sözlerinin yanlış alıntılanarak ve bağlamından koparılarak çarpıtıldığı belirtiliyor. Raporda geçen referansların, rapor yazarları tarafından yanlış yorumlandığı ve bu nedenle Hocaefendi'ye yönelik iddiaların temelsiz olduğu ifade ediliyor.

Dr. Ergün Çapan'ın hazırlayıp sunduğu Algılar ve Gerçekler programında, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Fethullah Gülen Hocaefendi hakkındaki raporundaki iddialar inceleniyor. Raporda, Gülen'in Arş ve Kürsü hakkında özel bilgiye sahip olduğu ve bu bilgiyi metaforik olarak "Rabbin namusu" olarak tanımladığı belirtiliyor. Ancak, rapor yazarlarının Gülen'in eserlerini bütüncül bir şekilde incelemediği, sadece tek bir paragraftan yola çıkarak yanlış sonuçlara vardıkları vurgulanıyor. Gülen'in Arş ve Kürsü konusundaki ayrıntılı makaleleri ve yazılarının göz ardı edildiği, oysa onun bu konularda ehl-i sünnet çizgisinde ve hassasiyetle yaklaştığı belirtiliyor. Gülen'in ilahi konuları konuşurken duyduğu hassasiyeti "Rabbin namusu" olarak ifade ettiği ve bu ifadenin de dini terminolojiye uygun olduğu savunuluyor. Sonuç olarak, rapor yazarlarının iddialarının yanlı ve eksik olduğu, Hocaefendi'nin ise bu konularda dikkatli ve saygılı bir üslup kullandığı anlatılıyor.

Dr. Ergün Çapan tarafından hazırlanan "Algılar ve Gerçekler" programı Diyanet Raporu'ndaki skandal ithamlara cevap vermeye devam ediyor. Diyanet raporunda şu cümle kullanılmış: "Şu kadar var ki müntesipleri bu ifadelerle Gülen’in aslında kendisinden bahsettiğini çok iyi bilmektedir." Bu cümle niyet okumanın oldukça ötesinde doğrudan gaipten haber vermektir. Rapor yazarları kendilerini hem Hocaefendi’nin hem de dinleyici ve izleyici kitlenin yerine koymuşlar ve niyet okuma tekniği ve mahareti ile hem konuşmacının hem de dinleyicinin zihin ve iç dünyasına girerek henüz telaffuz dahi etmedikleri, belki dehenüz iç dünyalarında bile açığa çıkmamış gaybî cümle ve ibareleri deşifre edebiliyor ve bu sanal ifadelerle onları mahkum etme cüretini göstermişlerdir. "Algılar ve Gerçekler" programı yeni bölümü ile Raindrops TV'de...

Dr. Ergğn Çapan'ın hazırlayıp sunduğu bu video serimizde, Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında hazırlanan raporda yer alan iddialara detaylı cevaplar veriliyor. Fethullah Gülen Hocaefendi, çağımızda dini anlayışı, yorumu ve hizmet modeliyle dünya çapında tanınan önemli bir rehberdir. Ancak, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu raporunda Hocaefendi'nin İslam inancına zıt yaklaşımlarda bulunduğu öne sürülmektedir. Ayrıca bu prgramda, Hocaefendi'nin öğretilerinin Kur'an, sünnet, sahabe ve Ehli Sünnet çizgisine ne kadar bağlı olduğu bütüncül bir şekilde değerlendiriliyor. Önceki programlarda, raporun ilk bölümündeki 10 iddia detaylı bir şekilde ele alınmış ve cevaplanmıştı. Bu bölümde ise raporda yer alan diğer önemli iddialar ve yanlış anlaşılmalar dört temel açıdan Dr. Ergün Çapan tarafından değerlendiriliyor: 1. **Delillerin Analizi ve Cımbızlama Mühendisliği**: - Rapor yazarlarının, Hocaefendi'nin "Kader" konusundaki vaazlarından aldıkları alıntıları cımbızlama yöntemiyle, yani bağlamından kopararak ve eksik sunarak yanlış yorumladıkları gösteriliyor. 2. **Kaderin Vicdani ve Hissî Bir Mesele Olduğu**: - Hocaefendi'nin ve Bediüzzaman Said Nursi'nin, kaderin insan vicdanında hissedilen bir sır olduğunu vurguladığı, İslam alimlerinin de bu görüşü desteklediği açıklanıyor. 3. **Mutlak ve Nisbi Gayb Kavramları**: - Hocaefendi'nin mutlak gaybın yalnızca Allah tarafından bilinebileceği, nisbi gaybın ise bazı insanlar tarafından bilinebilir olduğunu söylediği, bu ayrımın kelam alimleri ve Diyanet'in kendi kaynakları tarafından da kabul edildiği anlatılıyor. 4. **Referansların Çarpıtılması**: - Rapor yazarlarının, Hocaefendi'nin görüşlerini ve referans aldıkları İslami metinleri çarpıtarak sundukları, aslında bu metinlerin Hocaefendi'nin görüşlerini desteklediği ortaya koyuluyor.

- Program, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bir raporu ele alıyor ve Fethullah Gülen Hocaefendi hakkındaki iddialara cevap veriyor. - Raporda, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin meleklerle özel görüştüğü ve peygamberlere ait özelliklere sahip olduğu iddiaları bulunuyor. - Rapor yazarları, bu iddiaları desteklemek için Hoca Efendi'nin 1990 tarihli vaazından alıntı yapıyorlar. Dr. Ergün Çapan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu dayanaksız raporuna tek tek cevap veriyor ve iddialarını ilmi olarak çürütüyor. Algılar ve Gerçekler programı yeni bölümü ile Raindrops tv'de...

Dr. Ergün Çapan'ın hazırladğı Algılar ve Gerçekler programında bu hafta da Diyanet Raporu'na cevap verilmeye devam ediyor. Algısal faaliyet amaçlı rapordaki her iddia en ince detayına kadar teker teker bu programda cevabını buluyor. Algılar ve Gerçekler Raindrops Tv'de...