ÂLİ IMRÂN SÛRESİ 104-112 TEFSİRİ N089 M003
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
104 Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten yasaklayan bir cemaat olsun. İşte kurtuluşa erenler onların ta kendisidir.
105 Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, ayrılığa düşen ve parçalananlar gibi olmayın. En büyük azap işte onlaradır.
106 O günde bir kısım yüzler bembeyaz, bir kısmı ise simsiyahtır. Yüzleri simsiyah olanlara gelince (onlara): "İmandan sonra inkâr mı ettiniz? İnkârınızdan dolayı tadın azabı" (denir).
107 Yüzleri bembeyaz olanlara gelince; onlar Allah'ın rahmet (cennet)'indedirler ve orada ebedi kalıcıdırlar.
108 İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir. Onları sana hak olarak okuyoruz. Allah âlemlere zulmetmek istemez.
109 Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah'ındır. Bütün işler ancak Allah'a döndürülür.
110 Siz, insanlar için çıkarılan en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten yasaklar, Allah'a iman edersiniz. Ehli Kitap da iman etse idi, onlar için daha hayırlı olurdu. Gerçi içlerinden iman edenler vardır. Çoğunluk fasıktır.
111 Onlar, size ezadan başka zarar veremeyecekler. Eğer sizinle harp ederlerse, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra onlara yardım edilmez.
112 Onlar her nerede olursa olsun, onlara zillet damgası vurulmuştur. Ancak Allah'ın ipine (Kur’ân'a) ve insanların ipi (güveni) ne sarılanlar müstesna. Onlar Allah’tan bir gazaba uğradılar da üzerlerine aşağılık damgası vuruldu. Bu, onların Allah'ın ayetlerini inkâr ve nebileri haksız yere öldürmeleri sebebiyledir. Ve yine bu, isyan etmeleri ve aşırı gitmeleri sebebiyledir.
https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/ali-imran-suresi-104-112-tefsiri-ali-kucuk
https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/sets/ali-imran-suresi-tefsiri-ali-kucuk