Ekonomi. Günümüzde her canlının bilmesi gereken konu. Prof. Dr. Murat Çokgezen'in Homoekonomikus adlı kitabından bölümleri okuyoruz.

Kaçırmayınız.

Dr. Sonja Lyubomirsky mutluluğu getiren faktörleri 50-40-10 kuralına bağlar. Gelin bir bunlara bakalım. Ayrıca duyguların bedende başladığına yönelik çalışmalara da kısaca göz atalım.

2 hatalı karar aldınız diyelim. Hangi tür hatalı karar bizi daha fazla pişmanlık duygusuna sürükler. Gelin bilimsel veriler ne diyor bir bakalım...

Start-up'lar anlayışları değiştiriyor ve büyük kurumları da tedirgin ediyor. Girişimcilerle elele gitmeyi tercih etmek yerine start-up'ların fikirlerini kopyalayıp kendileri yapmaya tercih edenlerden olmamak önemli Kurumlar, bunca zeki insanı içinde barındırıyor, ciddi kapitale sahip ama hala break-thru inovasyonlar ya da yenilikler onlardan çıkmıyor. Start-up'lar yenilikçi ve yaratıcı kişiliklerden oluşuyor. Kurumların sahip olmadığı en önemli gerçek. Gelin birlikte start-up ve kurumlar arasındaki flörtleşmeye bir bakalım. 

İş dünyası mutlu çalışanlar yaratmak çabasına girdi. Mutluluk beklentisi yaratan bu şirketler, meditasyon seanslarıyla mı yoksa işinin olduğuna dua et mottosuyla mu mutluluğa bakıyor? İletişim stratejisi olmadan mutluluk takıntısı yaratılması, şirketlerin aleyhine dönecek. Öğrenmeyen insanlardan olmamak için, gelin mutluluk yerine odağımızı nereye koymalıyız bakalım...

Yoga dersleri, stres azaltma seminerleri, meditasyon seansları iş yerlerinde “çalışan mutluluğu” şemsiyesi altında sunulan imkanlardan bazıları. Şirketler her tür sorumluluğu artık bireylerin üzerine yüklemeye başladı. Yoga kursu da verdiğim halde stresliysen, sorun bende değil, sende mi? Bakın Stanford Üniversitesi profesörleri bu konuya nasıl bakıyor, birlikte bakalım...

Philip Zimbardo'nun meşhur Stanford deneyi bize insan ve ortamlar hakkında bize ne öğretiyor? Harvard üniversitesinden Prof. Dr. Stanley Milgram'ın meşhur deneyi kötü sistemler ve ortamlar içerisinde kalındığında insan davranışlarının nasıl değiştiğini ve neden değiştiğini anlatıyor. İlginç örneklerle konuyu gelin birlikte düşünelim.

Arabesk İletişimin Sonu, Fatmanur Erdogan tarafından hazırlanıp sunan radyo programıdır.

Şirketler anlam yaratmaya çabalıyor. Çünkü mutsuzlar. Sanıyorlar ki, mutluluk aşısı yaparak insanlara anlam ve mutluluk verebilirler. İlginçtir, hiç bir yönetici şunu düşünmüyor: ben böyle bir çabaya girersem, mutsuzluğunun da anlamsızlığının da sebebini hep bende arayan bir kitle oluşturuyorum. Yönetimlerin hiç bir derin düşünce içermeyen işlere imza atmaları belki de insanı anlamsızlığa ve mutsuzluğa iten en birinci faktördür. Gelin birlikte düşünelim.

Arabesk İletişimin Sonu, Fatmanur Erdogan tarafından hazırlanıp sunan radyo programıdır.

Zorlukların yaşandığı, işsizlik, savaşlar, açlık, hastalık ve benzeri durumlarda hayatı ustaca yaşama becerisi bizi ayakta tutar ve yarınlara daha iyi hazırlanabilmemizi sağlar. Gelin hayatı ustaca yaşamanın temel özelliklerine bir bakalım.

Arabesk İletişimin Sonu, Fatmanur Erdogan tarafından hazırlanıp sunan radyo programıdır.

Bırakıp gidebilir misiniz kolay kolay? Sevdiğiniz bir insanı, çalışmaktan zevk aldığınız bir işi, sizin için anlamı olan bir projeyi? Kariyerimizde yükselebilmek ve kişisel olarak gelişebilmek için bazen bırakıp gidebilmek gerekir. Türk yöneticilerle ya da Türk şirketlerinde çalışan profesyoneller genellikle şirket yönetimleriyle çatışma yaşar, çünkü profesyonel yenilik ister ama patron bildiğini okumayı tercih eder. Gelin bu durumu yönetebilme yollarına bir bakalım...

Arabesk İletişimin Sonu, Fatmanur Erdogan tarafından hazırlanıp sunan radyo programıdır.