Seri Muhakeme Usulü
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda 2019 yılında yapılan değişikliklerle, ceza yargılamasına Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesi olarak, “seri muhakeme usulü” adı altında yeni bir usul eklenmiştir.
Söz konusu düzenlemeyi, istisnai nitelikte özel bir ceza muhakemesi yolu olarak tanımlamak mümkündür.
Bu muhakeme usulü ile amaçlanan,
İspatı kolay olan, önem derecesi düşük değerlendirilen suçlara ilişkin uyuşmazlıkların hızlı, doğru ve etkili bir şekilde çözülmesi,
İşlenen suçlara kısa sürede orantılı ve etkili karşılık verilmesi,
Belirli bir önem derecesinin altındaki sınırlı suçlarda muhakeme sürecinin formalitelerden arındırılması, basitleştirilmesi ve kısaltılması,
Kazanılan mali kaynak, emek ve zamanın ise, daha ağır nitelikteki suçların soruşturulması ve kovuşturmasına ayrılarak adil bir yargılamanın sağlanmasıdır.
Seri muhakeme usulü, kanunda gösterilen belirli suçlarla ilgili uygulama alanı bulur. Bunlardan en sık karşılaşılanları, trafik güvenliğini tehlikeye sokma (örneğin alkollü araç kullanma), 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna muhalefet (ruhsatsız silah bulundurma gibi) ispatı daha kolay suçlara ilişkindir.
Suçun işlendiğine dair yeterli şüphe varsa, şüpheli çocuk, sağır, dilsiz ya da akıl hastası değilse, suça iştirak eden birden fazla şüpheli varsa, tüm şüphelilerin kabulü halinde ve şüpheliye ulaşılabildiğinde uygulama alanı bulan, adı üzerinde seri (hızlı şekilde) sonlanan bir usul olarak karşımıza çıkmaktadır.
Uzlaşma ve ön ödeme kapsamındaki suçlar seri muhakeme usulü kapsamında kabul edilmez.
Savcılık tarafından, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilecekse ya da soruşturma aşamasında elde edilen delillerden dava açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi mümkünse, seri muhakeme usulüne başvurulamaz.
Dava açmak için yeterli şüphe oluşmuşsa, savcılık tarafından ceza teklifinde bulunulmak üzere şüpheli resmi tebligatla savcılığa çağrılır.