Marie Jane Carlson, 7 Ekim 1974’de Filipinler’de bekar bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldikten hemen sonra Amerikalı bir iş adamına evlatlık olarak verildi. Her zaman için çalkantılı bir hayatı vardı. Oradan oraya savruluyor ve aradığı aidiyet hissini hiçbir yerde ve hiç kimsede bulamıyordu!

Hayatı dik bir yokuş gibiydi ve yolun sonu ne yazık ki James Flander adında bir adama çıkmak üzereydi.

James, Marie’nin evinin yakınlarındaki bir kilisenin kurucusuydu. Marie sık sık buraya gider, James’in vaazlerini dinler ve onun her bir sözünü ta içinde hissederdi. James tam anlamıyla onun ruhuna dokunan bir akıl hocası gibiydi ve her şeyden öte tüm hatalarıyla genç kadını kucaklamaya hazır görünüyordu. Tabi ki karısıyla birlikte!

James ve karısı Tanya çok kısa bir süre içerisinde Marie’yi gerçekten çok sevdiler. Onu sarıp sarmaladılar ve sahip çıktılar. Bu samimiyet öyle bir boyuta geçmişti ki bir süre sonra üçlü yaşamaya başladılar. Ama bu durum her biri için büyük bir felaketle sonuçlanmak üzereydi! Detaylar ve daha fazlası kanalımda🤍