FÂTIR SÛRESİ 22-45 N043 M035
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile.
22- Dirilerle ölüler bir olmaz. Şüphesiz Allah dilediğine işittirir. Sen kabirdekilere işittiremezsin.
23- Sen, sadece bir uyarıcısın.
24- Şüphesiz biz seni, hak ile müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. İçlerinde uyarıcı olmayan hiçbir ümmet yoktur.
25- Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden öncekileri de yalanlamışlardı. Onlara, elçileri beyyinelerle, sahifelerle ve aydınlatıcı kitapla gelmişlerdi.
26- Sonra o kâfirleri yakaladım. Beni inkâr nasılmış (gör).
27- Görmedin mi? Allah gökden bir su indirdi. Biz onunla renkleri ayrı ayrı birçok meyveler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı ve karga siyahı yollar yaptık.
28- İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da böyle çeşitli renklerden olanlar vardır. Kullarından ancak alimler, Allah'tan korkar. Şüphesiz Allah her şeye gücü yetendir, bağışlayandır.
29- Allah'ın kitabını okuyup, takip edenler, namazı dosdoğru kılanlar, onlara verdiğimiz rızktan gizlice ve açıktan infak edenler, asla zarar etmeyen bir ticareti umarlar.
30- Çünkü Allah onlara mükâfatlarını verecek ve Lütfundan fazlasıyla verecek. Çünkü O bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.
31- Kendinden öncekileri tasdik etmek üzere sana vahy ettiğimiz bu kitap, hakkın ta kendisidir. Şüphesiz Allah, kullarından haberdardır, her şeyi görendir.
32- Sonra kitabı, kullarımızdan süzüp seçtiklerimize miras kıldık. Onlardan bir kısmı kendine zulmeder, bir kısmı ortada gider, bir kısmı da Allah'ın izniyle hayırlarda yarış yapar. İşte büyük lütuf budur.
33- Girecekleri yer Adn cennetleridir. Orada altından bilezikler ve incilerle süslenirler. Onların orada elbiseleri ipektendir.
34- (Cennette şöyle) derler; "Bizden üzüntüyü gideren Allah'a hamdolsun, şüphesiz bizim Rabbimiz bağışlayıcıdır, şükrün karşılığını verendir.”
35- "O (Allah) ki lütfundan bizi, daimi ikamet edilecek yurda yerleştirdi. Orada bize yorgunluk dokunmaz, bize orada usanmak da gelmeyecektir"(diyecekler).
36- Kâfirlere gelince, onlar için de cehennem ateşi vardır. Hüküm verilmez ki, ölsünler. Cehennemin azabından birazcık bile onlara hafifletilmez. İşte her kâfir nankörü böylece cezalandırırız.
37- Onlar orada: "Rabbimiz, bizi çıkar da yaptığımızdan başka salih amel yapalım" diye feryat ederler. Size orada (Dünyada), düşünecek olanın düşüneceği kadar ömür vermedik mi? Hem size uyarıcı da geldi. O halde tadın (azabı), zalimlere hiçbir yardımcı yoktur.
38- Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilendir. Elbette O göğüslerin içindekini bilendir.
39- O ki sizi yeryüzünde halife kıldı. Kim inkâr ederse, inkârı kendi zararınadır. Kâfirlerin inkârı, Rableri katında ancak gazabı artırır. Kâfirlerin inkârı ancak hasarı artırır.
40- De ki: "Allah'tan başka dua ettiğiniz putlarınızı gördünüz mü? Yeryüzünde neyi yaratmışlar bana gösterin. Yoksa onların gökyüzüne ortaklıkları mı var? Yoksa onlara bir kitap vermişiz de ondan bir delil üzerinde mi bulunuyorlar? Hayır, o zalimler birbirlerine ancak aldanma va’d ediyorlar.
41- Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri yok olmasınlar diye tutuyor. Eğer bu ikisi yok olmaya doğru giderlerse, Allah'tan başka hiçbir kimse onları tutamaz, şüphesiz O Halim'dir, Ğafur'dur. (çok bağışlayıcıdır)
42- Bütün güçleriyle Allah'a yemin ettiler, eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse ümmetlerin en birincisinden daha doğru yolda olacaklar. Kendilerine uyarıcı gelince, onlara nefretten başka bir şey artırmadı.
43- Yeryüzünde büyüklük taslamaları ve kötü tuzak kurmaları sebebiyle (nefretleri arttı). Halbuki kötü tuzak sahibini yakalar. Onlar, öncekilerin başına gelen yasadan (azaptan) başkasını mı gözetirler? Sen Allah'ın yasasında değişiklik bulamazsın ve Allah'ın yasasında bir sapma bulamazsın.
44- Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin âkibeti nasıl olmuş görmezler mi? Halbuki onlar bunlardan daha güçlü idiler. Göklerde ve yerde hiçbir şey Allah'ı aciz bırakmaz. O her şeyi bilen, her şeye gücü yetendir.