TALÂK SÛRESİ N099 M065
Medine'de nâzil olan bu sûre on iki âyettir. Toplum hayatında evlilik olduğu gibi boşanmalar da olacaktır. Bu din, hayal dini değil, hayat dinidir. Bu sûrede de, İzdivaç olur da imtizaç olmazsa, boşanma zorunlu hale gelirse, boşanmanın kurallarını ve boşanma neticesinde gerekli olan iddet bekleme günlerini ve çocuğun emzirilme sorununu hükme bağlamıştır. Toplumun karanlıklardan aydınlığa çıkması ancak Kur'ân'la olacağı bildirilmiştir.
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile
1 Ey Peygamber, kadınlarınızı boşayacağınızda, iddetleri içinde boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz Allah'tan sakının. (İddeti bitinceye kadar) Evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar. Ancak apaçık bir kötülük yaparlarsa (çıkarabilirsiniz). İşte bu Allah'ın koyduğu sınır (kanun) lardır. Kim Allah'ın koyduğu sınır (kanun) ları çiğnerse kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, belki de bundan sonra Allah bir iş meydana getirir (de eşlerin beraberliği devam eder.)
2 (İddetlerinin) sonuna geldiklerinde, ya meşru bir şekilde onları tutun veya meşru bir şekilde ayrılın. Sizden iki adil kişiyi şahit yapın. Şahitliği Allah için doğru yapın. Allah'a ve âhiret gününe iman edenlere, işte böyle öğüt verilir. Kim Allah'tan sakınırsa onun için bir çıkış yolu kılar.
3 Ve onu hesap etmediği yerden rızıklandırır. Kim Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Şüphesiz Allah emrini yerine getirendir. Allah her şeye bir ölçü koymuştur.
4 Kadınlarınızdan hayızdan kesilenlerle, hayız görmeyenlerin (iddetlerinden) şüphe ederseniz, (iddetleri) üç aydır. Hamile kadınların (iddetleri) ise, doğumlarını yapıncaya kadardır. Kim Allah'tan sakınırsa işinde kolaylık kılar.
5 İşte bu Allah'ın size indirdiği emridir. Kim Allah'tan sakınırsa, onun günahlarını gizler ve onun mükâfatını büyütür.
6 (İddet bekleyen) O kadınları, gücünüz yettiği kadar kendi oturduğunuz yerde oturtun. Onları daraltmak için zarar vermeyin. Eğer hamile iseler doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Eğer sizin için (çocuğu) emzirirlerse (o boşanmış kadına) ücretlerini verin. Meşru bir şekilde aranızda müşavere edin. Eğer güçlükle karşılaşırsanız bir başka kadın onu emzirir.
7 Varlıklı olan nafakayı varlığına göre versin. Kimin de rızkı kendisine kısılmışsa Allah'ın kendisine verdiği kadar nafaka versin. Allah, hiçbir kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah zorluktan sonra kolaylık kılacaktır.
8 Rablerinin ve O’nun Rasüllerinin emrinden çıkan nice şehir halkını biz çetin bir hesaba çektik ve onları görülmedik bir azapla cezalandırdık.
9 Yaptıklarının karşılığını tattılar ve işlerinin sonu hüsran oldu.
10 Allah onlar için şiddetli bir azab hazırladı. Ey iman eden akıl sahipleri!, Allah'tan sakının. Allah size zikri (Kur'ân'ı) indirmiştir.
11 İman edip ameli salih işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, apaçık âyetleri size okuyan peygamberi (göndermiştir). Kim Allah'a iman eder, ameli salih işlerse, onu ebediyyen kalmak üzere altından ırmaklar akan Cennetlere koyar. Allah onun için gerçekten güzel rızk vermiştir.
12 Allah yedi göğü ve bir o kadar da yeri yaratandır. Allah'ın her şeye gücü yettiğini ve Allah'ın her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz diye, bunların arasında emri iner durur.