Geçtiğimiz hafta gökkuşağı bayrağını taşıdıkları ve savundukları için 76 kişi gözaltına alındı, darp edildi veya işkence gördü. Birçoğumuz da anayasal haklarını savunurken anayasaya aykırı muamelelere maruz kaldık. Tüm bunlar mahallemizde ve kampüsümüzde yaşandı. Gözaltına alınanlarla muhtemelen aynı kulübe üyeydiniz, sınıf arkadaşıydınız, yemekhanede önünüzdeki sıradaydılar ya da bir sosyal medya paylaşımını beğendiniz.  Yaşananlara hepimiz, en yakından, bizzat şahit olduk. Geçtiğimiz hafta yaşananların farklı aşamalarında gözaltına alınan bazı arkadaşlarımızla süreci bir de bizim dillendirmemizin önemli olduğunu düşündük. Çünkü biliyoruz ki ne yanlışız, ne yalnız. Verilen bu kavga, omuz verilen bu direniş, örülen bu dayanışma kayyum rektöre karşı başlamış olsa da en temel insan haklarınını sahiplenerek nasıl bir gelecek oluşturmak istediğimizi de belirleyecek. Ve bu geleceği hep birlikte oluşturmalıyız. Bu yüzden sizi en azından yaşananlara kulak vermeye davet ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki, kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Bugün 2016’da yaşanan Güvenpark Katliamı’nın 5. yıl dönümü. Patlamada hayatını kaybeden ve zarar gören herkes için bir anma yapmak istedim. Acı çok, söylenecek söz çok fakat kayıplarımızın yerini dolduracak hiçbir şey yok. Saldırıda hayatını kaybeden herkesi saygıyla ve sevgiyle anıyorum. Başta yakınları olmak üzere bu olayda üzülen ve acı yaşayan herkese sabır diliyorum. Hiçbirini unutmadık, unutmucaz. Biz yaşadığımız sürece bizimle kalbimizde kalacaklar. Yayını 'Güvenpark' isimli şiirimle bitiriyorum. Açıklamayı da o şiirin son 2 satırı ile bitirmiş olayım: 'Mürekkebi biter kalemimin, çizik atsam her bir katliamı için ülkemin.'. 

40 Paralık İnsan' öğrenci hareketlerini ve üretimlerini konu alan bir seri olacak. İsmini ise Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk öğrenci eyleminden alıyor. Bugün Boğaziçi eylemleri sırasında gözaltına alınan ve sonrasında savunma yapma şansı verilmeden, hakim karşısına çıkarılmadan ev hapsi cezası almış klinik psikolog Melis Akyürek konuğumdu. Kendisinin evine, muhabbetine konuk olduk. 

Melis’in durduğu ev nasıl onun hapishanesi yapıldıysa bizim yaşadığımız ülke de biat etmeyenler için hapishaneye döndürülmeye çalışılıyor. Bugün Melis’in ve diğer tüm arkadaşlarımızın bileğine takılmış elektronik kelepçe hepimizin bileğine takılmıştır. Ev hapisleri de tutuklamadır. Meşru değildir. Başlıkta da belirttiğim gibi bugün hapishanede bulunan tüm arkadaşlarımız ve hane hapsinde bulunan tüm arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar mücadelemiz devam edecek. Tüm kayyumlar gidene kadar mücadelemiz devam edecek. Koltuklarında titreyen insanlar bunu unutmasınlar, onlar gidecek biz kalacağız. Çünkü biz Güney Meydanız, Devrim Stadyumuyuz, Beytepeyiz, Cebeciyiz, Egeyiz, Galatasarayız, Beyazıtız, Artukluyuz, Akdeniziz, Taşkışlayız, Çukurovayız, Uludağız. Bizler öğrenci dayanışması ve sesini kısamadığınız toplumsal muhafeletiz. Yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli dinlemeler. Takipte kalın!

'40 Paralık İnsan' öğrenci hareketlerini ve üretimlerini konu alan bir seri olacak. İsmini ise Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk öğrenci eyleminden alıyor. Bu bölümde 8 Martları, 25 Kasımları ve üniversiteli kadınların sene boyunca verdiği mücadeleyi konuştuk. Keyifli dinlemeler. Takipte kalın!

'40 Paralık İnsan' öğrenci hareketlerini ve üretimlerini konu alan bir seri olacak. İsmini ise Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk öğrenci eyleminden alıyor. Serinin ilk bölümünde kadın üniversiteleri konusunu ve İstanbul Sözleşmesi'ni konuştuk. Bu bölüm konuklarım yine Boğaziçi'den İmran Gökçe Şahin ve ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu'ndan Sıla Altun. Konumuz ise Türkiye'nin #MeToo hareketinin bir parçası olarak da tanımlayabileceğimiz ifşalar ve menstrüel hijyen ürünleri. Keyifli dinlemeler. Takipte kalın!

'40 Paralık İnsan' öğrenci hareketlerini ve üretimlerini konu alan bir seri olacak. İsmini ise Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk öğrenci eyleminden alıyor. Serinin ilk bölümünde de Boğaziçi'den İmran Gökçe Şahin ve ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu'ndan Sıla Altun ile kadın üniversiteleri konusunu ve İstanbul Sözleşmesi'ni konuştuk. Keyifli dinlemeler. Takipte kalın! 

Serinin bu bölümünde konuğum Türkiye'de psikoloji konusunun en önemli paydaşı olan Türk Psikologlar Derneği'nin Genel Koordinatörü ve Akreditasyon Üst Kurulu Üyesi Aras Onur.  Kendisi ile psikoloji lisans eğitimi ve kalitesi üstüne, akreditasyon süreci üstüne, alandaki psikologlar, meslek yasası ve TPD'nin bu süreçte nerede durduğu üzerine konuştuk.  Yayının ilk bölümünde dünya standartlarında psikoloji eğitimi nasıl olmalı, bu standartlar ne şekilde sağlanabilir, Türkiye'de durum nedir ve TPD bu konuda neler yapmakta ve neler yapmayı amaçlamakta soruları üstünden konuştuk. Yayının ikinci bölümünde ise psikoloji mezunu bölümlerinin iş imkanları, atanma oranları, hakları ve hak ihlallerinden bahsederek neden psikologlar için meslek yasasının herkes için önemli olduğundna bahsettik. Geçtiğimiz iki bölüm yaptığımız 'Herkes için Psikoloji' vurgusunu bu bölümde daha da güçlendirerek insanların kaliteli ve güvenilir psikolojik destek hizmetine nasıl ulaşabileceğine değindik. Benim için çok heyecanlı  ve çok değerli olan bu yayın hakkında hepinizin düşüncelerini duymaktan mutluluk duyarım. 

'Psikoloğum Bozuldu' serisinin beşinci bölümünde  terapi, terapistlik ve klinik psikologluk konularını ele aldık. Toplumun her kesimine erişememiş ve insandan kopuk bir psikolojinin amacına hizmet etmediğini ve psikologların neden #MeslekYasası istediklerini de konuşmaya başlamış olduk. Mentalese Podcast'i Twitter'da ve Instagram'da @mentaleseorg hesabından takip edebilir veya mentalese.org'ta yer alan bültene mail ile kaydolabilirsiniz.  İyi dinlemeler diliyorum ve yorumlarınızı [email protected]'a bekliyorum. Takipte ve sağlıkla kalın!

Aslında bu bölümde konuğum klinik psikolog Ekin Çakır ile nasıl terapist olunacağı üzerine konuşacaktık. Fakat baktık ki herkesin profilinde terapist, psikolog ve danışman yazıyor. Biz de 'Nasıl Terapist Olunmaz?' üzerine konuşmanın daha kolay olacağına karar verdik. 'Psikoloğum Bozuldu' serisinin dördüncü bölümünde psikoloji lisans eğitimi ve klinik yüksek lisans eğitimi üzerinden terapi, terapistlik ve klinik psikologluk konularını ele aldık. Toplumun her kesimine erişememiş ve insandan kopuk bir psikolojinin amacına hizmet etmediğini ve psikologların neden #MeslekYasası istediklerini de konuşmaya başlamış olduk. Mentalese Podcast'i Twitter'da ve Instagram'da @mentaleseorg hesabından takip edebilir veya mentalese.org'ta yer alan bültene mail ile kaydolabilirsiniz.  İyi dinlemeler diliyorum ve yorumlarınızı [email protected]'a bekliyorum. Takipte ve sağlıkla kalın! 

Yıllardır süre gelen belli başlı alışkanlıkların psikolojinin güvenilirliğine gölge düşürüyor olması durumu tabii ki kaçınılmaz. Fakat bu problemlerin çoğu psikolojiye has değil. Bir yanda bu problemlerin kökeninde yatan itici başka bir kuvvet var.  Öte yandan psikolojik araştırmaların bir önceki bölümlerde bahsettiğimiz aldatmacalara karşı bağışıklık geliştirebileceği çözümler mevcut.  'Psikoloğum Bozuldu' serisinin üçüncü bölümünde ODTÜ'den Araştırma Görevlisi Deniz Pala ile bu sefer gönüllere su serpmeye geldik ve çözüm yolları ile problemin ana odağını ele aldık. İyi dinlemeler diliyorum ve yorumlarınızı [email protected]'a bekliyorum. Takipte kalın!