Kur'an-i Kerim Tefsiri

Zariyat Suresi Tefsiri Ali Kucuk N067 M051


Listen Later

ZÂRİYÂT SÛRESİ MEALİ N067 M051
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile.
1 Esip savuranlara,
2 Yük taşıyanlara,
3 Kolayca akanlara,
4 İşi paylaştıranlara yemin olsun ki,
5 Va'd olunduğunuz (Cennet ve Cehennem) muhakkak doğrudur.
6 Ve ceza günü muhakkak olacaktır.
7 Yörüngeler sahibi gökyüzüne yemin olsun ki,
8 Sizler çelişkili sözlerdesiniz.
9 Ondan (Kur'ân'dan) döndürülen döndürülür (engellenmez).
10 Kahrolsun yalancılar.
11 Ki, onlar koyu bir cehalet içinde kalmış gafillerdir.
12 Soruyorlar: "Ceza günü ne zaman?"
13 O gün onlar ateş üzerinde yakılacaklar.
14 "Tadın azabınızı. İşte bu sizin acele olmasını istediğinizdir." (denir)
15 Şüphesiz mûttakiler, bahçeler ve su kaynaklarındadırlar.
16 Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak. Çünkü onlar bundan önce iyi işler yapanlardı.
17 Gecenin çok azında uyurlardı.
18 Seherlerde istiğfar ederlerdi.
19 Onların malında dilenenin ve mahrumun hakkı vardır. (Bak: Mearic 2425, En’am 141, Zariyat 19)
20 Yakîn (bilgi/iman) sahipleri için yeryüzünde ibretler vardır.
21 Kendi nefislerinizde de (ibretler vardır) görmüyor musunuz?
22 Gökyüzünde rızkınız ve va’d olunduklarınız vardır.
23 Gökyüzünün ve yerin Rabbine yemin olsun ki o (va'd olunanlar) şu sizin konuştuğunuz gibi gerçektir.
24 İbrahim'in ikram olunan müsafirlerinin haberi sana geldi mi?
25 Hani onlar (müsafir melekler) İbrahim'in yanına girdiler ve "Selâm" demişlerdi. İbrahim de: "Selam, tanınmamış bir toplum" dedi.
26 Hemen ailesine gidip semiz bir buzağı getirdi.
27 Buzağıyı onlara yaklaştırdı ve "Yemez misiniz?" dedi.
28 Onlardan içine bir korku düştü. "Korkma" dediler ve bilgin bir oğulla onu müjdelediler.
29 İbrahim'in hanımı (Sare), çığlık atarak döndü, yüzüne vurdu ve "Kısır bir kocakarı" (dan nasıl çocuk olacak) dedi.
30 "Rabbin böyle buyurdu" dediler. Şüphesiz O, her şeye hükmedendir, her şeyi bilendir.
31 İbrahim: "Ey elçiler, sizin işiniz nedir?" dedi.
32 "Biz, suçlu bir topluma gönderildik" dediler.
33 Üzerlerine çamurdan taşlar atmak için,
34 Müsrifler için, Rabbin tarafından işaretlenmiş (taşları atmak için).
35 (Lût aleyhisselama) iman edenleri oradan çıkardık.
36 Zaten orada Müslümanlardan bir ev halkından başka kimse bulamadık.
37 Acıklı azaptan korkanlar için orada bir alâmet bıraktık.
38 Musa (kıssasın) da da ibret vardır. Hani biz onu Firavun'a apaçık bir delille göndermiştik.
39 O bütün ordusuyla yüz çevirmiş ve "sihirbaz veya deli" demişti.
40 Biz de onu ve ordusunu yakalayıverdik ve o ayıplayıcı olduğu halde denize attık.
41 Ad (kavminin helâkinde) de ibretler vardır. Hani onların üzerine yok edici rüzgâr göndermiştik.
42 Rüzgâr, uğradığı her şeyi toz haline getiriyordu.
43 Semûd (kavminin helâkinde) de ibretler vardır. Onlara: "Belirli bir zamana kadar faydalanın" denmişti.
44 Rablerinin emrinden uzaklaştılar da, göz göre göre onları yıldırım çarptı.
45 Ayağa kalkmaya güçleri yetmedi, yardım da edilmediler.
46 Daha önce de Nuh kavmini (helâk ettik), çünkü onlar fasık bir kavim idiler.
47 Göğü kuvvetle biz kurduk. Ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz.
48 Yeryüzünü biz döşedik. Döşeyiciler ne güzel.
49İbret alasınız diye her şeyi çift yarattık.
50 "O halde Allah'a firar edin. Şüphesiz ben, O’nun tarafından apaçık bir uyarıcıyım."
51 “Allah'la beraber başka ilâh edinmeyin. Şüphesiz ben, onun tarafından apaçık bir uyarıcıyım.”
52 Onlardan öncekiler bir peygamber geldiğinde yine böyle sihirbaz veya deli demişlerdi.
53 Hep birbirlerine bunu vasiyet mi ettiler? Hayır. Onlar azgın bir toplumdurlar.
54 Onlardan yüz çevir. Sen kınanmayacaksın.
55 Öğüt ver. Çünkü öğüt mü'minlere fayda verir.
56 Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etmeleri için yarattım.
57 Ben onlardan rızk istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum.
58 Çünkü Allah rızk verenin ta kendisidir.Çok çetin kuvvet sahibidir.
59 Muhakkak zalimler için arkadaşlarının azabı gibi azap vardır. Acele etmesinler.
60 Va'd olundukları o günlerinden vay o kafirlerin haline.
...more
View all episodesView all episodes
Download on the App Store

Kur'an-i Kerim TefsiriBy Hasan Göktaş