Lem'alar Mecmuası

(107) 23. Lem'a/7, Sh 200 | Cenâb-ı Hakk’ın bizim ibâdetimize ne ihtiyâcı var?


Listen Later

Yirmiüçüncü Lem‘a’nın HâtimesiHâtime: Tabiat fikr-i küfrîsini terkeden ve îmâna gelen zât diyor ki, “Elhamdülillâh, benim şübhelerim kalmadı; yalnız merakımı mûcib olan birkaç suâlim var.”Birinci Suâl: Çok tenbellerden ve târik-i salâtlardan işitiyoruz; diyorlar ki: “Cenâb-ı Hakk’ın bizim ibâdetimize ne ihtiyâcı var ki, Kur’ân’da çok şiddet ve ısrar ile ibâdeti terk edeni zecrediyor ve cehennem gibi dehşetli bir cezâ ile tehdîd ediyor. İ‘tidâlli ve istikametli ve adâletli olan ifâde-i Kur’âniyeye nasıl yakışıyor ki, ehemmiyetsiz bir cüz’î hatâya karşı, nihâyet şiddeti gösteriyor?”Elcevab: Evet Cenâb-ı Hak, senin ibâdetine muhtaç değil. Hem hiçbir şeye muhtaç değil. Fakat sen ibâdete muhtaçsın. Sen ma‘nen hastasın. İbâdet ise, senin ma‘nevî yaralarına tiryâk hükmünde olduğunu, çok risâlelerde isbat etmişiz. Acaba bir hasta, o hastalığı hakkında, şefkatli bir hekimin ona nâfi‘ ilaçları içirmek hususunda ettiği ısrarına mukābil hekime dese: “Senin ne ihtiyâcın var, bana böyle ısrar ediyorsun?” Bu sözün ne kadar ma‘nâsız olduğunu anlarsın.Ama Kur’ân’ın, terk-i ibâdet hakkında şiddetli tehdîdâtı ve dehşetli cezâları ise; nasıl ki bir padişah, raiyetinin hukukunu muhâfaza etmek için; âdî bir adamın, raiyetinin hukukuna zarar veren bir hatâsına göre, şiddetli cezâya çarpar. Öyle de; ibâdeti ve namazı terkeden adam, Sultân-ı Ezel ve Ebed’in raiyeti hükmünde olan mevcûdâtın hukukuna ehemmiyetli bir tecâvüz ve ma‘nevî bir zulmeder. Çünkü mevcûdâtın kemâlleri, Sâni‘e müteveccih yüzlerinde tesbîh ve ibâdet ile tezâhür eder. İbâdeti terkeden, mevcûdâtın ibâdetini görmez ve göremez, belki de inkâr eder. O vakit ibâdet ve tesbîh noktasında yüksek makamda bulunan ve herbiri birer mektûbât-ı Samedâniye ve birer âyîne-i esmâ-yı Rabbâniye olan mevcûdâtı; âlî makamlarından tenzîl ettiğinden ve ehemmiyetsiz, vazîfesiz, câmid, perişan bir vaz‘iyette telakkî ettiğinden, mevcûdâtı tahkîr eder; kemâlâtını inkâr ve tecâvüz eder.Evet herkes kâinâtı, kendi aynasıyla görür. Cenâb-ı Hak insanı, kâinât için bir mikyâs, bir mîzân sûretinde yaratmıştır. Her insana bu âlemden hususî bir âlem vermiş. O âlemin rengini, o insanın i‘tikād-ı kalbîsine göre gösteriyor.Sayfa 201Meselâ, gāyet me’yûs ve mâtemli olarak ağlayan bir insan, mevcûdâtı ağlar ve me’yûs bir sûrette görür. Ve gāyet sürûrlu ve neş’eli ve müjdeli ve kemâl-i neş’esinden gülen bir adam, kâinâtı neş’eli, güler gördüğü gibi, mütefekkirâne ve ciddî bir sûrette ibâdet ve tesbîh eden adam, mevcûdâtın hakîkaten mevcûd ve muhakkak olan ibâdet ve tesbîhâtlarını, bir derece keşfeder ve görür. Gafletle veya inkâr ile ibâdeti terkeden adam; mevcûdâtı, hakîkat-i kemâlâtına tamamıyla zıd ve muhâlif ve hatâ bir sûrette tevehhüm eder ve ma‘nen onların hukuklarına tecâvüz eder.Hem o târikü’s-salât, kendi kendine mâlik olmadığı için, kendi mâlikinin bir abdi olan kendi nefsine zulmeder. Onun mâliki, o abdinin hakkını, onun nefs-i emmâresinden almak için, dehşetli tehdîd eder. Hem netice-i hilkati ve gāye-i fıtratı olan ibâdeti terkettiğinden, hikmet-i İlâhiyeye ve meşîet-i Rabbâniyeye karşı bir tecâvüz hükmüne geçer. Onun için cezâya çarpılır.Elhâsıl: İbâdeti terkeden, hem kendi nefsine zulmeder, nefsi ise, Cenâb-ı Hakk’ın abdi ve memlûküdür. Hem kâinâtın hukuk-u kemâlâtına karşı bir tecâvüz ve bir zulümdür. Evet nasıl ki küfür, mevcûdâta karşı bir tahkîrdir; terk-i ibâdet dahi, kâinâtın kemâlâtını inkârdır. Hem hikmet-i İlâhiyeye karşı bir tecâvüz olduğundan, dehşetli tehdîde ve şiddetli cezâya müstehak olur. İşte bu istihkākı ve mezkûr hakîkati ifade etmek için, Kur’ân-ı Mu‘cizü’l-Beyân, mu‘cizâne bir sûrette o şiddetli tarz-ı ifâdeyi ihtiyâr ederek, tam tamına hakîkat-i belâgat olan mutâbık-ı muktezâ-yı hâle mutâbakat ediyor. İkinci Suâl: Tabiattan vazgeçen ve îmâna gelen zât diyor ki: “Her mevcûd, her cihetinde, her işinde, her şeyinde ve her şe’ninde, meşîet-i İlâhiyeye ve kudret-i Rabbâniyeye tâbi‘ olması, çok azîm bir hakîkattir. Azameti cihetinde dar zihinlerimize sığışmıyor.

...more
View all episodesView all episodes
Download on the App Store

Lem'alar MecmuasıBy Av. Ali Kurt