Lem'alar Mecmuası

(67) 16.Lem'a/6, Sh 114 | Letaif-i Aşere ile Mana-yı Harfî ve Mana-yı İsmî hakkındadır


Listen Later

Azîz, sıddîk, meraklı kardeşim Re’fet Bey!

Mektubunda letâif-i aşereyi suâl ediyorsun. Şimdi tarîkati ders vermek zamanı olmadığından, Tarîk-i Nakşî muhakkiklerinin letâif-i aşereye dâir eserleri var. Şimdilik vazîfemiz, istihrâc ve esrâr-ı Kur’âniyedir. Mevcûd mesâili nakil değildir.
Sayfa 115
Gücenme, tafsîlât veremiyorum. Yalnız bu kadar derim ki: Letâif-i aşereyi; İmâm-ı Rabbânî kalb, ruh, sır, hafî, ahfâ ve insanda anâsır-ı erbaanın herbir unsurundan, o unsura münâsib bir latîfe-i insaniye ta‘bîr ederek, seyr ü sülûkte her mertebede bir latîfenin terakkıyât ve ahvâlinden icmâlen bahsetmiş. Ben kendimce görüyorum ki, insanın mâhiyet-i câmiasında ve isti‘dâd-ı hayatîsinde çok letâif var. Onlardan on tanesi iştihâr etmiş. Hatta hukemâ ve ulemâ-yı zâhiriyyûndahi, o letâif-i aşerenin pencereleri veya numûneleri olan havâss-ı hamse-i zâhire ve havâss-ı hamse-i bâtına ile o letâif-i aşereyi, başka bir sûrette hikmetlerine esas tutmuşlar. Hatta avâm ve havâs beyninde teârüf etmiş olan insanın letâif-i aşeresi, ehl-i tarîkatin letâif-i aşeresiyle münâsebetdârdır. Meselâ vicdan, a‘sâb, his, akıl, hevâ, kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye gibi letâif; kalb, ruh, sırra ilâve edilse, letâif-i aşereyi başka bir sûrette gösterir. Daha bu letâiften başka, sâika ve şâika ve hiss-i kablelvukū‘ gibi çok letâif var. Bu mes’eleye dâir hakîkat yazılsa, çok uzun olur. Vaktim de kısa olduğundan kesmeye mecbûr oldum.
Senin ikinci suâlin olan, ma‘nâ-yı ismî ile ma‘nâ-yı harfînin bahsi; ilm-i nahvin umum kitaplarının başlarında o mes’ele îzâh edildiği gibi, ilm-i hakîkatin Sözler ve Mektublar nâmındaki risâlelerinde temsîlâtla kâfî beyânât var. Senin gibi zeki, müdakkik bir zâta karşı, fazla îzâhât fazla olur. Sen aynaya baksan, eğer aynaya şişe için bakarsan, şişeyi kasden görürsün. İçinde Re’fet tebeî, dolayısıyla nazara ilişir. Eğer maksad, mübârek sîmânıza bakmak için aynaya baksan, sevimli Re’fet’i görürsün. فَتَبَارَكَ اللّٰهُ اَحْسَنُ الْخَالِق۪ينَ dersin. Ayna şişesi, tebeî, dolayısıyla nazara ilişir. İşte birinci sûrette ayna şişesi, ma‘nâ-yı ismîdir; Re’fet, ma‘nâ-yı harfî oluyor. İkinci sûrette ayna şişesi, ma‘nâ-yı harfîdir; yani kendi için ona bakılmıyor, başka ma‘nâ için bakılır ki, içinde olan akistir. Akis ise, ma‘nâ-yı ismîdir. Yani دَلَّ عَلٰي مَعْنًا ف۪ي نَفْسِه۪ olan ta‘rîf-i isimde, bir cihette dâhildir. Ve ayna ise دَلَّ عَلٰي مَعْنًا ف۪ي غَيْرِه۪ olan harf ta‘rîfine mâsadak olur. Nazar-ı Kur’ânî ile kâinâtın bütün mevcûdâtı hurûftur, ma‘nâ-yı harfî ile başkasının ma‘nâsını ifade ediyor. Yani kâinât Hâlik’ının esmâsını ve sıfâtını bildiriyorlar. Ruhsuz felsefe ise, ekseriyâ ma‘nâ-yı ismiyle bakıyor, tabiat bataklığına saplanıyor. Her ne ise, şimdi çok konuşmaya vaktim yoktur. Hatta fihristin en mühim, en kolay, en âhir parçasını dahi yazamıyorum.

...more
View all episodesView all episodes
Download on the App Store

Lem'alar MecmuasıBy Av. Ali Kurt