Sözler Mecmuası

(72) 24. Söz/19, Sh 140 | 3.Dal/6 | 11-12.Asıl | Hadislerde müteşabihat-müşkilat ve nazar-ı nübüvvet


Listen Later

On Birinci Asıl: Nasıl Kur’ân-ı Hakîm’in müteşâbihâtı var, te’vîle muhtaçtır veyahud mutlak teslîm istiyor. Ehâdîsin de, Kur’ân’ın müteşâbihâtı gibi müşkilâtı vardır. Bazen çok dikkatli tefsîre ve ta‘bîre muhtaçtır. Geçmiş misâller ile iktifâ edebilirsiniz. Evet, nasıl ki hüşyâr olan adam, yatmış olan adamın rüyasını ta‘bîr eder. Öyle de, bazen uykuda olan bir adam, yanında uyanık olan konuşanların sözlerini işitiyor. Fakat kendi âlem-i menâmına tatbîk eder bir tarzda ma‘nâ veriyor, ta‘bîr ediyor. Öyle de, ey gaflet ve felsefe uykusu içinde tenvîm edilen insafsız adam! Sırr-ı مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغٰي ve تَنَامُ عَيْن۪ي وَلَا يَنَامُ قَلْب۪ي hükmüne mazhar ve hakîkî hüşyâr ve yakzân olan zâtın gördüğünü, sen kendi rüyanda inkâr değil, ta‘bîr et. Evet, uykuda bir adamı bir sinek ısırsa, müdhiş bir harbde yaralar alır gibi bir hakîkat-i nevmiye bazen telakkî eder. Ondan sorulsa, “Hakîkaten ben yaralandım. Bana top tüfenk atıldı” diyecek. Yanında oturanlar, onun uykusundaki ızdırabına gülüyorlar. İşte, bu nevm-âlûd nazar-ı gaflet ve fikr-i felsefe, elbette hakāik-i nübüvvete mihenk olamazlar.

On İkinci Asıl: Nazar-ı nübüvvet ve tevhîd ve îmân, vahdete, âhirete, ulûhiyete baktığı için, hakāiki ona göre görür. Ehl-i felsefe ve hikmetin nazarı kesrete, esbâba, tabiata bakar, ona göre görür. Nokta-i nazar birbirinden çok uzaktır. Ehl-i felsefenin en büyük bir maksadı, ehl-i usûlüddin ve ulemâ-yı kelâmın makāsıdı içinde görünmeyecek bir derecede küçük ve ehemmiyetsizdir. İşte onun içindir ki, mevcûdâtın tafsîl-i mâhiyetinde ve ince ahvâllerinde ehl-i hikmet çok ileri gitmişler. Fakat hakîkî hikmet olan ulûm-u âliye-i İlâhiye
Sayfa 141
ve uhreviyede o kadar geridirler ki, en basit bir mü’minden daha geridirler. Bu sırrı fehmetmeyenler, muhakkikîn-i İslâmiyeyi hukemâlara nisbeten geri zannediyorlar. Halbuki akılları gözlerine inmiş, kesrette boğulmuş olanların ne haddi var ki, verâset-i nübüvvet ile makāsıd-ı âliye-i kudsiyeye yetişenlere yetişebilsinler. Hem bir şey, iki nazar ile bakıldığı vakit, iki muhtelif hakîkati gösteriyor. İkisi de hakîkat olabilir. Fennin hiçbir hakîkat-i kat‘iyesi, Kur’ân’ın hakāik-i kudsiyesine ilişemez. Fennin kısa eli, onun münezzeh ve muallâ dâmenine erişemez. Numûne olarak bir misâl zikrederiz.
Meselâ, küre-i arz, ehl-i hikmet nazarıyla bakılsa hakîkati şudur ki, güneş etrafında mütevassıt bir seyyâre gibi, hadsiz yıldızlar içinde döner. Yıldızlara nisbeten küçük bir mahlûk. Fakat ehl-i Kur’ân nazarıyla bakıldığı vakit, On Beşinci Söz’de îzâh edildiği gibi, hakîkati şöyledir ki, semere-i âlem olan insan en câmi‘, en bedî‘ ve en âciz, en azîz, en zayıf, en latîf bir mu‘cize-i kudret olduğundan, beşik ve meskeni olan zemin, semâya nisbeten maddeten küçüklüğüyle ve hakāretiyle beraber, ma‘nen ve san‘aten bütün kâinâtın kalbi, merkezi; bütün mu‘cizât-ı san‘atının meşheri, sergisi; bütün tecelliyât-ı esmâsının mazharı, nokta-i mihrâkiyesi; nihâyetsiz fa‘âliyet-i Rabbâniyenin mahşeri, ma‘kesi; hadsiz hallâkiyet-i İlâhiyenin, hususan nebâtât ve hayvanâtın kesretli envâ‘-ı sağîresinden cevvâdâne îcâdın medârı, çarşısı; ve pek geniş âhiret âlemlerindeki masnûâtın küçük mikyâsta numûnegâhı; ve mensûcât-ı ebediyenin sür‘atle işleyen tezgâhı; ve menâzır-ı sermediyenin çabuk değişen taklîdgâhı; ve besâtîn-i dâimenin tohumcuklarına sür‘atle sünbüllenen dar ve muvakkat mezraası ve terbiyegâhı olmuştur. İşte, arzın bu azamet-i ma‘neviyesinden ve ehemmiyet-i san‘aviyesindendir ki, Kur’ân-ı Hakîm, semâvâta nisbeten büyük bir ağacın küçük bir meyvesi hükmünde olan arzı, bütün semâvâta karşı küçücük kalbi büyük kalıba mukābil tutmak gibi denk tutuyor. Onu bir kefede, bütün semâvâtı bir kefede koyuyor. Mükerreren رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ diyor.
İşte sâir mesâili buna kıyâs et ve anla ki, felsefenin ruhsuz, sönük hakîkatleri, Kur’ân’ın parlak ruhlu hakîkatlerine müsâdeme edemez. Nokta-i nazar ayrı ayrı olduğu için, ayrı ayrı görünür.

...more
View all episodesView all episodes
Download on the App Store

Sözler MecmuasıBy Av. Ali Kurt