Sözler Mecmuası

(80) 27. Söz/3, Sh 159 | 6.Mani, Hatime | Ahkâm-ı şer‘iyenin teferruât kısmı ahvâl-i beşeriyeye bakar


Listen Later

Altıncısı: Selef-i sâlihînin müctehidîn-i izâmı, asr-ı nûr ve asr-ı hakîkat olan asr-ı Sahâbeye yakın olduklarından, sâfî bir nûr alıp hâlis bir ictihâd edebilirler. Şu zamanın ehl-i ictihâdı ise, o kadar perdeler arkasında ve uzak bir mesâfede hakîkat kitabına bakar ki, en vâzıh bir harfini de zor ile görebilirler.
Eğer desen: “Sahâbeler de insandırlar. Hatadan, hilâftan hâlî olmazlar. Halbuki ictihâdâtın ve ahkâm-ı şerîatın medârı, Sahâbelerin adâleti ve sıdkıdır ki, hatta ümmet, ‘Sahâbeler umumen âdildirler, doğru söylerler’ diye ittifâk etmişler?”
Elcevab: Evet, Sahâbeler ekseriyet-i mutlaka i‘tibâriyle hakka âşık, sıdka müştâk, adâlete hâhişgerdirler. Çünkü yalanın ve kizbin çirkinliği, bütün çirkinliğiyle; ve sıdkın ve doğruluğun güzelliği, bütün güzelliğiyle o asırda öyle bir tarzda gösterilmiş ki, ortalarındaki mesâfe Arş’tan ferşe kadar açılmış. Esfel-i sâfilîndeki Müseyleme-i Kezzâb’ın derekesinden, a‘lâ-yı illiyyînde olan Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’ın derece-i sıdkı kadar bir ayrılık görülmüştür. Evet, Müseyleme’yi esfel-i sâfilîne düşüren kizb olduğu gibi; Muhammedü’l-Emîn Aleyhissalâtü Vesselâm’ı a‘lâ-yı illiyyîne çıkaran sıdktır ve doğruluktur.
İşte, hissiyât-ı ulviyeyi taşıyan ve mehâsin-i ahlâkiyeye perestiş eden ve şems-i nübüvvetin ziyâ-yı sohbeti ile nûrlanan Sahâbeler, o derece çirkin ve sukūta sebeb; ve Müseyleme’nin maskara-âlûd müzahrafât dükkânındaki kizbe, ihtiyârıyla ellerini uzatmamak ve küfürden çekindikleri gibi küfrün arkadaşı olan kizbden çekinmeleri; ve o derece güzel ve medâr-ı fahr ve mübâhât ve mi‘râc-ı suûd ve terakkî ve Fahr-i Risâlet’in hazîne-i âliyesinden en revâclı bulunan ve şa‘şaa-i cemâliyle ictimâât-ı insaniyeyi nûrlandıran sıdka ve doğruluğa ve hakka ve bilhassa ahkâm-ı şer‘iye rivâyetinde ve teblîğinde, elbette ellerinden geldiği kadar tâlib ve muvâfık ve âşık olmaları kat‘îdir, zarûrîdir, şübhesizdir. Halbuki şu zamanda kizb ve sıdkın ortasındaki mesâfe o kadar kısalmış ki, âdetâ omuz omuza vermişler. Sıdktan yalana geçmek, pek kolay gidiliyor. Hatta siyâset propagandası vâsıtası ile yalancılık, doğruluğa tercîh ediliyor. İşte en çirkin şey, en güzel şeylerle beraber bir dükkânda, bir fiyatla satılsa, elbette pek âlî olan ve hakîkat cevherine giden sıdk ve hak pırlantası, o dükkâncının ma‘rifetine ve sözüne i‘timâd edip körü körüne alınmaz.
Sayfa 160
Hâtime: Asırlara göre şerîatlar değişir, belki bir asırda, kavimlere göre ayrı ayrı şerîatlar, peygamberler gelebilir ve gelmiştir. Hâtemü’l-Enbiyâ’dan sonra, şerîat-ı kübrâsı her asırda her kavme kâfî geldiğinden, muhtelif şerîatlara ihtiyaç kalmamıştır. Fakat teferruâtta bir derece ayrı ayrı mezheblere ihtiyaç kalmıştır. Evet, nasıl ki mevsimlerin değişmesiyle elbiseler değişir. Mizâçlara göre ilaçlar tebeddül eder. Öyle de, asırlara göre şerîatlar değişir. Milletlerin isti‘dâdına göre ahkâm tahavvül eder. Çünkü ahkâm-ı şer‘iyenin teferruât kısmı, ahvâl-i beşeriyeye bakar. Ona göre gelir, ilaç olur. Enbiyâ-yı sâlifezamanında tabakāt-ı beşeriye birbirinden çok uzak ve seciyeleri hem bir derece kaba, hem şiddetli ve efkârca ibtidâî ve bedeviyete yakın olduğundan, o zamandaki şerîatlar, onların hâline muvâfık bir tarzda ayrı ayrı gelmiştir. Hatta bir kıt‘ada, bir asırda, ayrı ayrı peygamberler ve şerîatlar bulunurmuş. Sonra Âhirzaman Peygamberi’nin gelmesiyle, insanlar güya ibtidâî derecesinden i‘dâdiyederecesine terakkî ettiğinden, çok inkılâbât ve ihtilâtâtile akvâm-ı beşeriyebir tek ders alacak, bir tek muallimi dinleyecek, bir tek şerîatla amel edecek vaz‘iyete geldiğinden, ayrı ayrı şerîata ihtiyaç kalmamıştır. Ayrı ayrı muallime de lüzûm görülmemiştir. Fakat tamamen bir seviyeye gelmediklerinden ve bir tarz-ı hayat-ı ictimâiyede gitmediklerinden, mezhebler taaddüd etmiştir. Eğer beşerin ekseriyet-i mutlakası bir mekteb-i âlînin talebesi gibi, bir tarz hayat-ı ictimâiyeyi giyse, bir seviyeye girse, o vakit mezhebler tevhîd edilebilir. Fakat bu hâl-i âlem o hâle müsâade etmediği gibi, mezâhibde bir olmaz.

...more
View all episodesView all episodes
Download on the App Store

Sözler MecmuasıBy Av. Ali Kurt