Soru: Selamun Aleykum hocam. Hadis inkarcılarına karşı tutumumuz ne olmalı?
Cevap: Aleykum selam. Hadis inkarcısına karşı ben neyi açıklayacağım ki?
Hadis inkarcısı sadece bu hadisi inkâr etmiyor ki ona bu hadis hakkında deliller getireyim de onu yanlış inancından döndürmeye çalışayım. Onlar tüm hadisleri inkâr etmektedirler. Onlar Allah Rasûlünü devreden çıkararak “bize Kur’an yeter” deyip Kur’an’ı da kendi hevalarına göre yorumlayan kimselerdir ve bu halleri ile kâfir olmuşlardır. Müslüman böyle kâfirlerin paylaşımlarını gündem yaparak onlara yardım etmez. Müslümanlar Allahu Teâlâ’nın şu emrine kulak verirler:
“Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab; 36)
Bu âyete göre her Müslüman Allah’ın kitabında bir şey bulduğu zaman, peygamberden de sahih bir sünnet geldiği zaman onlara sorgulamadan iman eder. Çünkü İmanın vasfı budur. İmanda acaba, öylemi soruları olmaz. Olursa bu iman olmaz zaten.
Mü’minler yine Allah’ın şu âyetine kulak verirler:
"Aralarında hükmetmesi için, Allah’a ve Resulüne davet edildikleri vakit, müminlerin söyledikleri tek söz; “Baş üstüne; işittik ve itâat ettik.” demek olmuştur. İşte kurtuluşa erenler bunlardır.”(Nur, 24/46-51).
Gördünüz mü âyeti? Sâdece “işittik ve itaat ettik”. O kadar. Bundan ötesi şüphedir ve imanda da şüpheye yer yoktur. Biz sebebini, hikmetini bilelim bilmeyelim, Allah’tan ve Rasûlünden gelen şeylere “baş göz üstüne” deriz. Kâfirler ve zındıklar ne derlerse desinler, şüpheye düşmeyiz ve aldırmayız.
Bu hadis sâdece Buhârî’de de geçmiyor. Şu kaynakların hepsin de de vardır:
(Buharî, Vudu, 66; Tıp,5- 6; Diyat, 22; Müslim, Kasame, 9-11; Ahmed b. Hanbel III/107,163; Ebu Davud, Hudud,3; Tirmizi, Taharet, 55, Nesaî, Tahrimu’d-dem, 8-9)
“Allah ve Resûlüne karşı savaşan ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri ya asılmaları yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. Bu onların dünyada çekecekleri rezilliktir, âhirette ise onlara büyük bir azap vardır.” (Maide, 5/33I).
Şunu unutmayalım ki, Kur’an peygamber efendimize indirilmiş ve o Kur’an’ın nasıl anlaşılması gerektiğini sahabelere o açıklamış, amelî ibâdetlerin nasıl yapılacağını da o göstermiştir. “Bize Kur’an yeter” diyen zındıklar peygamberi devreden çıkararak Kur’an’ı kendi bozuk akıllarına göre tevil etmektedirler. Böylelerinden ve böylelerinin açıklamalarından uzak durun.
“Meselenin özü budur. Selam ve duâ ile.