İstemek Dini: Arzuların İlahiyatı mı, İradenin Tuzağı mı?
Sabahın erken saatlerinde, bir defterin başında oturup evrene mektuplar yazan birini hayal edin. Kalemiyle hayallerini tek tek sıralıyor: "Daha çok para, mükemmel bir aşk, o ideal beden..." Sonra aynanın karşısına geçip, gözleri uyku mahmurluğuyla, "Ben değerliyim!" diye haykırıyor. Bu sahne, artık milyonlarca insanın ritüeli. Peki bu, yükselen yeni bir din mi: İstemek Dini?
Bu bölümde, arzularımızla kurduğumuz bu ilişkiyi, filozof Schopenhauer’ın irade kavramıyla nasıl çarpıştığını ve ‘mutluluk’ denen labirentte kayboluşumuzu konuşuyoruz. Çünkü sevgili dinleyen, ben de istemek ve iradenin zorbalığı arasında kaldım!
Neler mi konuşuyoruz?
İstemek Dini’nin doğuşu: Vision board’lar, niyet defterleri ve sabah afirmasyonları neden bu kadar popüler?
Schopenhauer’ın irade tuzağı: Neden hep daha fazlasını istiyoruz ve bu döngüden nasıl çıkabiliriz?
Dengeyi bulmak: New Age öğretileri mi, Stoacılık mı? Yoksa ikisinin arasında bir yol mu?
Mutluluk arayışı: Arzularımızın kölesi miyiz, yoksa gözlemcisi mi olmalıyız?
Bilim, felsefe ve kişisel deneyimlerle dolu bu bölümde, kendinize şu soruyu soracaksınız: "Arzularım beni yönetiyor mu, yoksa ben mi onları yönetiyorum?"
🎧 Dinlemek için: Spotify, YouTube ve diğer podcast platformlarında Acil Çıkış 1.2!