
Sign up to save your podcasts
Or


“En çok romanları sevmiştim. Hepsinde, hemen hepsinde kuyuya düşmüş orada çırpınan birileri olurdu. Kimisi uğraşa didine tırmanıp kıyı taşlarına tutunmuşken, tam da çıkacakken, ölürdü. Kimisine birileri el uzatırdı. Kimi, kuyudan çıkmayı, çıkıp kurtulmayı yeniden, yeniden sabırla denerken roman biterdi. Kimini de yazarı elinden tutup çıkarırdı kuyusundan. Galiba tek başına
kurtulanlar da hep yazarı tarafından kurtarılanlardı. Onlara fazla inanmadım. Ben en çok yeni hayatına ölümle başlayan roman kahramanlarını sevdim. İnsanın kendi kendine yeni bir
hayatın içine doğru yürümesini, ölüme yürümekle eşdeğerde, onun kadar gözüpeklik isteyen bir iş olarak gördüm. En fazla da bunları inandırıcı buldum. Ama Ufuk ve Kardelen bana, ölümle başlamayan yeni bir hayatın mümkün olduğunu söylediler.”
By Mustafa Hazar“En çok romanları sevmiştim. Hepsinde, hemen hepsinde kuyuya düşmüş orada çırpınan birileri olurdu. Kimisi uğraşa didine tırmanıp kıyı taşlarına tutunmuşken, tam da çıkacakken, ölürdü. Kimisine birileri el uzatırdı. Kimi, kuyudan çıkmayı, çıkıp kurtulmayı yeniden, yeniden sabırla denerken roman biterdi. Kimini de yazarı elinden tutup çıkarırdı kuyusundan. Galiba tek başına
kurtulanlar da hep yazarı tarafından kurtarılanlardı. Onlara fazla inanmadım. Ben en çok yeni hayatına ölümle başlayan roman kahramanlarını sevdim. İnsanın kendi kendine yeni bir
hayatın içine doğru yürümesini, ölüme yürümekle eşdeğerde, onun kadar gözüpeklik isteyen bir iş olarak gördüm. En fazla da bunları inandırıcı buldum. Ama Ufuk ve Kardelen bana, ölümle başlamayan yeni bir hayatın mümkün olduğunu söylediler.”

0 Listeners