Yine Eski Türkçe'de Dil Ekseni içeriğimizin bir alt metni olan bu yazıda Zeynep Bal Akar eski kelimelerin yumuşak nostaljiğinin kendisinde yarattığı ince ruh hali üzerinden maşuka kelimesini yorumluyor. Aşık olunacak kadın mânâsı taşıyan bu kelimenin yorumunun sizin de ruhunuza dokunuyor olacağından eminiz.

Fırçayı tuvale sürmek için en doğru zamanı bekleyen, bu noktada mükemmeliyetçiliği ertelemek eylemiyle bağdaştıran ve bu gözlemle bize sanatçıların penceresinden mükemmel olmaya dair eser yaratma süreçlerini ele alan Tuğba Barlak konu dünyaca ünlü birçok sanatçımız üzerinden örnekler vererek ele almış.

Sanat terapisinde yöntemlerin farkı dezavantajlı gruplarda uygulanması üzerine hazırladığı yazıyla; sanat yoluyla insanı anlama, ona yardım etme ve sanatsal süreci üzerine psikoterapide nasıl bir değer bulur? İnsanın yaratıcılığının imgeleri nelerdir? Bunları ele alan Elmira İskenderova Baş kendi yorumuyla sizlere eşsiz bir öğreti katıyor olacak.

Yazarlarımızdan Işık Doğan oyun ve senaryo yazarı olan sevgili Elif Solak ile yaptığı sıcak röportajı sizlerle paylaşıyoruz. Yazarken ilham aldığı şeylerden, mesleğini nasıl seçtiğine, bu alana yönelmek isteyenlere verdiği kitap ve film tavsiyelerine varana kadar dramaturg olmaya dair birçok merak edilen perdeyi bizlere samimi bir şekilde açan Elif Solak'a teşekkür ediyoruz.

Puslu bir gecede görülen rüyanın içine nakış nakış işlenmiş küçük bir kızın acısını okuyacağınız mısralarda Sena Aşçı'nın güçlü yorumu kalbinize dokunacak bir şiiri ortaya koyuyor.

Kelimeleri ahenkle bütünleştirip ortaya koyduğu şiirinde, yârini hissetme algısını ve aşka dair içindeki kompozisyonu sanatla şiirleştiren Ali Doğaner güçlü kalemiyle zevkle okuyacağınız satırları bir araya getirmiş.

İmgelerin yaratımının ilham kaynaklarından olan din ve mitlerin de beslendiği kaynaklar olan rüyalar; düşsel bir kuyu olarak tasvir edilirken, yazarımız bu kuyudan insanların fani hazlarıyla çıkma güdüsünü ele alıyor. Sıla GÖK

Eski Türkçe' de Dil Ekseni serimizi sürdüren Ceren Aslan bizlere derin ve zengin anlamlarıyla kelimelerin tozlu raflarında kaybolmaya yüz tutmuş sözcüleri derlemiş ve onlara dair bir öğreti kazanmamıza yeni bir fırsat yaratmış.

'Rüzgar gibi her yöne giderek hareket eden zihni toprak gibi sabit olmasa da bir nehir gibi tutmalıyız' diyen Çağla Çağlayan bu yazısında bizlere bizlere sanatçının yaratım algısından ve beslendiği iz düşümlerden söz ediyor.

Türk resmine figürlü kompozisyonu getirmiş olmakla bilinen Osman Hamdi Bey, 'Kaplumbağa Terbiyecisi' tablosuyla Lale Devri'nin eğlencelere dalmış tembel bürokrasisini eleştirir. Merakla okunası bu tablo tahlili Hacer Gündaş'ın kaleminden sizlere sunuldu.