
Sign up to save your podcasts
Or


Yılsonuna doğru yaklaşırken hem bütçe görüşmeleri başlıyor hem de asgari ücret tartışmaları ısınıyor. Bütçe görüşmeleri iktidarı ve muhalefeti ile patron partilerinin ezici çoğunluğunu oluşturduğu mecliste yapılacak. Asgari ücret tespit komisyonunda ise hükümet ve patron temsilcileri işçi sendikaları karşısında üçte ikilik çoğunluğa sahip. O halde meclisten de komisyondan da işçinin emekçinin yoksulun hayrına bir şey beklememek gerek.
Ama yine de uyanık olmak gerek. Çünkü patron sınıfı iktidarla bir olarak işçi sınıfı ve emekçi halka büyük bedel ödetmenin hazırlıklarını yapıyor. Bu hazırlıkların bir de belgesi var. Adı: “Orta Vadeli Program”. Yazarı: “İngiliz Mehmet” (Yerli millî edebiyatını pek seven iktidarın ekonomiyi teslim ettiği Mehmet Şimşek resmen İngiliz vatandaşı olduğu için ona bu şekilde hitap ediyoruz.) İngiliz Mehmet’in işçi düşmanı Orta Vadeli Program’ı, enflasyonla mücadelenin tüm faturasını işçi sınıfına kesmek için ücret/maaş zamlarını gerçekleşen enflasyona göre değil hedeflenen enflasyona göre yapmayı vadediyor. Orta Vadeli Program’da 2026 hedefi yüzde 16! 2025 ise TÜİK’in kırpılmış rakamlarıyla dahi yüzde 32’lik enflasyonla kapanacak! Yani tam yarı yarıya!
Ama işçi sınıfı için talep, gerçekleşen enflasyonu istemek de olamaz. Bunun iki sebebi var. Birincisi TÜİK’in enflasyon rakamları gerçek hayat pahalılığını yansıtmıyor. TÜİK rakamlarını esas almak demek baştan kaybetmek demek. İkincisi ise hedeflenen enflasyon ölümse gerçekleşen enflasyon sıtmadır. Gerçekleşen enflasyon oranında zam yapılsa, üstüne refah payı konsa dahi asgari ücret açlık sınırı olacak!
İşte bu yüzden geçtiğimiz ay bir patron kulübü olan MÜSİAD’ın başkanı çıkıp asgari ücrete gerçekleşen enflasyon artı refah payı verilsin dedi. Hanehalkının morale ihtiyacı varmış! Kurnaza bak sen! Hemen ardından cömert patron, ağzındaki baklayı çıkarıyor: “Bölgesel asgari ücretin çok daha iyi yaklaşım sergileyeceğini düşünüyorum. Belki pilot olarak İstanbul’da uygulanabilir. İyi bir açılım olabilir.” Patronların asgari ücretten kurtulma çabasının kod adıdır bölgesel asgari ücret. Bölgesel asgari ücret bilhassa Anadolu’da ücretleri açlık sınırının da iyice altına çekme, hele de kadınları ve gençleri kölelik ücretlerinde çalıştırma hayalidir patronların.
Bunlar ve daha fazlası İngiliz Mehmet’in işçi düşmanı Orta Vadeli Program’ında emek piyasasındaki “katılık”ları giderecek yasal düzenlemeler üst başlığı altında var. Bölgesel asgari ücret dışında, kıdem tazminatı hakkının gasbı ve tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) adı altında sosyal güvenlik sisteminin tamamen tasfiye edilip özelleştirilmesi de hedefleniyor. Bu işçi düşmanı politikanın zemini 2025’te önce asgari ücret zammının düşük ve tek seferli yapılması, ardından da devlet sektörü işçileri ile kamu emekçilerinin ve memur emeklilerinin zamlarını enflasyon altında bırakan sözleşmelerle döşendi. Niyetleri bozuk. İşçiye emekçiye bedel ödetmeye devam edecekler.
İşte Gebze’de greve çıkan Smart Solar işçileri! Bu grev tek bir grev değil. Arkasında grev yasaklarını grev yaparak yırtan Grid Solution işçilerinin, grevlerini kazanımla taçlandıran Green Transfo işçilerinin, sendika ve sözleşme hakkını fabrika işgaliyle kazanan Omsa işçilerinin zaferleri var. Polonez işçilerinin Çatalca’dan Gebze’ye kadar uzanan sınıf mücadelesi destanı var. Nice mücadeleler var. Smart Solar’ın kendi tarihinde de sendika fabrika işgaliyle bu işletmeye girmiştir. Ve şimdi tüm mücadele birikiminin üzerinde Smart Solar işçileri geçinebilecek ücret için şalteri indirmiştir, emekçi kadınların en önde olduğu grevle tarih yazmaktadır! Bu grevin ve onun gibi her bir işçi mücadelesinin zaferi için kenetlenmeliyiz. Zaferlerin ve kazanımların üzerinde yükselerek sanayinin kalbinde, MESS’e karşı sadece 150 bin metal işçisi değil işçi sınıfının sektör, sendika ayırt etmeden milyonları birleştiren birleşik işçi cephesi çıkmalıdır.
By GerçekYılsonuna doğru yaklaşırken hem bütçe görüşmeleri başlıyor hem de asgari ücret tartışmaları ısınıyor. Bütçe görüşmeleri iktidarı ve muhalefeti ile patron partilerinin ezici çoğunluğunu oluşturduğu mecliste yapılacak. Asgari ücret tespit komisyonunda ise hükümet ve patron temsilcileri işçi sendikaları karşısında üçte ikilik çoğunluğa sahip. O halde meclisten de komisyondan da işçinin emekçinin yoksulun hayrına bir şey beklememek gerek.
Ama yine de uyanık olmak gerek. Çünkü patron sınıfı iktidarla bir olarak işçi sınıfı ve emekçi halka büyük bedel ödetmenin hazırlıklarını yapıyor. Bu hazırlıkların bir de belgesi var. Adı: “Orta Vadeli Program”. Yazarı: “İngiliz Mehmet” (Yerli millî edebiyatını pek seven iktidarın ekonomiyi teslim ettiği Mehmet Şimşek resmen İngiliz vatandaşı olduğu için ona bu şekilde hitap ediyoruz.) İngiliz Mehmet’in işçi düşmanı Orta Vadeli Program’ı, enflasyonla mücadelenin tüm faturasını işçi sınıfına kesmek için ücret/maaş zamlarını gerçekleşen enflasyona göre değil hedeflenen enflasyona göre yapmayı vadediyor. Orta Vadeli Program’da 2026 hedefi yüzde 16! 2025 ise TÜİK’in kırpılmış rakamlarıyla dahi yüzde 32’lik enflasyonla kapanacak! Yani tam yarı yarıya!
Ama işçi sınıfı için talep, gerçekleşen enflasyonu istemek de olamaz. Bunun iki sebebi var. Birincisi TÜİK’in enflasyon rakamları gerçek hayat pahalılığını yansıtmıyor. TÜİK rakamlarını esas almak demek baştan kaybetmek demek. İkincisi ise hedeflenen enflasyon ölümse gerçekleşen enflasyon sıtmadır. Gerçekleşen enflasyon oranında zam yapılsa, üstüne refah payı konsa dahi asgari ücret açlık sınırı olacak!
İşte bu yüzden geçtiğimiz ay bir patron kulübü olan MÜSİAD’ın başkanı çıkıp asgari ücrete gerçekleşen enflasyon artı refah payı verilsin dedi. Hanehalkının morale ihtiyacı varmış! Kurnaza bak sen! Hemen ardından cömert patron, ağzındaki baklayı çıkarıyor: “Bölgesel asgari ücretin çok daha iyi yaklaşım sergileyeceğini düşünüyorum. Belki pilot olarak İstanbul’da uygulanabilir. İyi bir açılım olabilir.” Patronların asgari ücretten kurtulma çabasının kod adıdır bölgesel asgari ücret. Bölgesel asgari ücret bilhassa Anadolu’da ücretleri açlık sınırının da iyice altına çekme, hele de kadınları ve gençleri kölelik ücretlerinde çalıştırma hayalidir patronların.
Bunlar ve daha fazlası İngiliz Mehmet’in işçi düşmanı Orta Vadeli Program’ında emek piyasasındaki “katılık”ları giderecek yasal düzenlemeler üst başlığı altında var. Bölgesel asgari ücret dışında, kıdem tazminatı hakkının gasbı ve tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) adı altında sosyal güvenlik sisteminin tamamen tasfiye edilip özelleştirilmesi de hedefleniyor. Bu işçi düşmanı politikanın zemini 2025’te önce asgari ücret zammının düşük ve tek seferli yapılması, ardından da devlet sektörü işçileri ile kamu emekçilerinin ve memur emeklilerinin zamlarını enflasyon altında bırakan sözleşmelerle döşendi. Niyetleri bozuk. İşçiye emekçiye bedel ödetmeye devam edecekler.
İşte Gebze’de greve çıkan Smart Solar işçileri! Bu grev tek bir grev değil. Arkasında grev yasaklarını grev yaparak yırtan Grid Solution işçilerinin, grevlerini kazanımla taçlandıran Green Transfo işçilerinin, sendika ve sözleşme hakkını fabrika işgaliyle kazanan Omsa işçilerinin zaferleri var. Polonez işçilerinin Çatalca’dan Gebze’ye kadar uzanan sınıf mücadelesi destanı var. Nice mücadeleler var. Smart Solar’ın kendi tarihinde de sendika fabrika işgaliyle bu işletmeye girmiştir. Ve şimdi tüm mücadele birikiminin üzerinde Smart Solar işçileri geçinebilecek ücret için şalteri indirmiştir, emekçi kadınların en önde olduğu grevle tarih yazmaktadır! Bu grevin ve onun gibi her bir işçi mücadelesinin zaferi için kenetlenmeliyiz. Zaferlerin ve kazanımların üzerinde yükselerek sanayinin kalbinde, MESS’e karşı sadece 150 bin metal işçisi değil işçi sınıfının sektör, sendika ayırt etmeden milyonları birleştiren birleşik işçi cephesi çıkmalıdır.