Emre bu bölümde tozunu yuttuğu sahneye dair deneyimlerini aktarıyor ve en zevk aldığı hobisi olan mezarlık gezmekten bahsediyor.

Emre bu bölümde ansızın ve tarifsiz bir şekilde hayatının kırılma anlarını düşünüyor ve her zamanki gibi kendi neşesini sabote edecek bir şeyler buluyor. Evladım neden böyle şeyler yapıyorsun? Neden çocuğum? Emre bi' de sizlere bir duyuru yapıyor. BTŞ'nin sahneye taşınmasından falan bahsediyor. Biletli miletli bir gösteri.

Emre bu bölümde manipülatör bir kırlangıcın peşine takılmak zorunda kalıyor. Mustafa Kemal ve Nasreddin Hoca'yı bir masada buluşturuyor, toplumsal yaşamın nezaketsizliğine karşın ufak bir fikir sunuyor. Emre, kurumsal ve samimiyetsiz bilgilendirme mesajlarındansa Galip'e sığınıyor. 

Emre bu bölümde geçmişten gelen eski bir dostuyla karşılaşıyor. Geçmişiyle hesaplaşmaya ucundan kıyısından giriş yapıyor ve bir sabah kapısı çalınıyor. Emre alternatif bir evrende 5 dakika 27 saniyede yaşanabilecek ve yapılabilecek şeylerin kısa bir listesini sunuyor. 

Emre bu bölümde podcastini nasıl yaygınlaştırabileceğini araştırırken; 14 Şubat yalnızlığından, kız arkadaşlarına aldığı berbat hediyelerden ve hayır diyebilme antrenmanlarından bahsediyor. Özgüvenini geri kazanmaya çalışan Emre, bir teyzenin kalbini paramparça ediyor.