Fluent Fiction - Turkish:
Celebrating Friendship and Strength at Üsküdar Lisesi Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.com/tr/episode/2025-10-23-07-38-20-tr
Story Transcript:
Tr: Üsküdar Lisesi'nin bahçesi, Cumhuriyet Bayramı hazırlıkları ile cıvıl cıvıldı.
En: The garden of Üsküdar Lisesi was bustling with preparations for Cumhuriyet Bayramı.
Tr: Ağaçların yaprakları kırmızı ve turuncunun bin bir tonuna bürünmüştü.
En: The leaves of the trees had taken on all shades of red and orange.
Tr: Okulun dört bir yanı bayraklarla donatılmıştı.
En: The school was adorned with flags all around.
Tr: İçeride bir yanda ders çalışmaları sürerken, diğer yanda gururla kutlanacak bayram için hummalı hazırlıklar devam ediyordu.
En: Inside, while some students continued their studies, others were busy with the feverish preparations for the celebration, which was to be celebrated with pride.
Tr: Alper, pencere kenarındaki sırasındaydı.
En: Alper was at his desk by the window.
Tr: Diyabet teşhisini alalı birkaç hafta olmuştu ama hala nasıl yöneteceğini tam bilemiyordu.
En: It had been a few weeks since his diabetes diagnosis, but he still didn’t quite know how to manage it.
Tr: Notları her zaman yüksek olan Alper, okul ve sağlık arasında denge kurmakta güçlük çekiyordu.
En: Alper, who always had high grades, was struggling to balance school and his health.
Tr: Hayatı birden çok karmaşık hale gelmişti.
En: His life had suddenly become much more complicated.
Tr: Ama tek isteği vardır; o da Cumhuriyet Bayramı’na katılmak ve dostlarıyla eğlenebilmekti.
En: However, he had one wish; to participate in Cumhuriyet Bayramı and have fun with his friends.
Tr: Sınıfta Alper'in yanındaki Selin, onun en iyi dostuydu.
En: In the class, next to Alper was Selin, his best friend.
Tr: Selin, Alper’in sıkıntılarını seziyordu ve ona her fırsatta yardım ediyordu.
En: Selin sensed Alper's troubles and helped him at every opportunity.
Tr: "Alper, bir plan yapmak ister misin?
En: "Do you want to make a plan, Alper?
Tr: Yemeklerini ve çalışmanı nasıl düzenleyebilirim?"
En: How can we arrange your meals and study schedule?"
Tr: diye sordu.
En: she asked.
Tr: Alper, derin bir nefes aldı ve Selin’in teklifini kabul etti.
En: Alper took a deep breath and accepted Selin's offer.
Tr: İlk defa, yardım istemenin ne kadar önemli olduğunu fark etti.
En: For the first time, he realized how important it was to ask for help.
Tr: İkisi birlikte, Alper’in günlük programını gözden geçirdiler.
En: Together, they reviewed Alper's daily schedule.
Tr: Öğün saatlerini, glikoz ölçümlerini ve ders çalışma zamanlarını ayarladılar.
En: They arranged meal times, glucose measurements, and study periods.
Tr: Selin, Alper'e şunu hissettirdi: "Sen bunu tek başına yapmak zorunda değilsin."
En: Selin made Alper feel: "You don't have to do this alone."
Tr: Cumhuriyet Bayramı arifesinde, Alper ve Selin okulun kütüphanesinde birlikte ders çalışıyordu.
En: On the eve of Cumhuriyet Bayramı, Alper and Selin were studying together in the school library.
Tr: Çalışma sırasında birden Alper’in kan şekeri düştü.
En: During their study, Alper suddenly experienced a drop in his blood sugar.
Tr: Aniden halsizleşti ve ciddi şekilde korktu.
En: He became weak and seriously scared.
Tr: Selin hemen müdahale etti, yanında getirdiği üzüm suyunu Alper'e içirdi.
En: Selin immediately intervened, giving him the grape juice she had brought with her.
Tr: Alper, durumu ciddiye alması gerektiğini o an daha iyi anladı.
En: Alper realized in that moment how important it was to take his condition seriously.
Tr: Ertesi gün, Alper kendini daha güçlü ve daha bilinçli hissetti.
En: The next day, Alper felt stronger and more aware.
Tr: Selin ile birlikte yapılan planı tam olarak uygulayarak sağlık durumunu kontrol altında tutuyordu.
En: By fully implementing the plan they made with Selin, he was keeping his health in check.
Tr: Bayrama katılmaya hazırdı.
En: He was ready to participate in the celebration.
Tr: Okulun bahçesi renkli kostümler ve marşlarla yankılanırken, Alper ve Selin yan yana, Cumhuriyet Bayramı’nı kutladılar.
En: As the school yard echoed with colorful costumes and marches, Alper and Selin stood side by side, celebrating Cumhuriyet Bayramı.
Tr: Alper o gün daha da sağlam bir dostluk kurmuş, dostluğun ve desteğin gücünü hissetmişti.
En: Alper had forged an even stronger friendship that day and felt the power of friendship and support.
Tr: Artık diyabetiyle nasıl başa çıkabileceğini biliyordu, çünkü en iyi dostu onun yanındaydı.
En: Now, he knew how to manage his diabetes because his best friend was by his side.
Tr: Sonuçta Alper, yardımlaşmanın önemini ve dostluğun değerini öğrendi.
En: In the end, Alper learned the importance of helping one another and the value of friendship.
Tr: Hem sağlığına hem de derslerine daha fazla güvenle yaklaşabiliyordu.
En: He could now approach both his health and his studies with more confidence.
Tr: Artık gönül rahatlığıyla bayramın tadını çıkarabiliyor ve hayatında yeni bir sayfa açabiliyordu.
En: He could enjoy the celebration with peace of mind and turn a new page in his life.
Vocabulary Words:
- bustling: cıvıl cıvıl
- preparations: hazırlıklar
- adorned: donatılmış
- feverish: hummalı
- pride: gurur
- diagnosis: teşhis
- grades: notlar
- struggling: güçlük çekiyordu
- wish: istek
- sense: sezmek
- opportunity: fırsat
- schedule: program
- breathe: nefes almak
- implemented: uygulamak
- aware: bilinçli
- echoed: yankılanmak
- forged: kurmak
- intervene: müdahale etmek
- scared: korkmak
- weak: halsiz
- immediately: hemen
- realize: fark etmek
- confidence: güven
- celebration: kutlama
- approach: yaklaşmak
- manage: yönetmek
- support: destek
- participate: katılmak
- meal times: öğün saatleri
- glucose: glikoz