Sinema Kulübü’müzün 16ıncı buluşmasında yönetmenliğini Gus Van Sant’in yaptığı, başrollerinde Matt Damon, Robin Williams ve Ben Affleck’in oynadıkları 1997 yılı yapımı Good Will Hunting filmini konuştuk. Türkçe’ye Can Dostum olarak çevrildi.
Will Hunting (yani Matt Damon) evlatlık olarak büyük travmalarla büyümüş bir dahi gençtir. MIT’de temizlik görevlisi olarak çalışırken, bir matematik profesörünün öğrencilere meydan okuyarak tahtaya yazdığı çözülmesi imkansız bir problemi ayaküstü çözmesi ile keşfedilir. Ama onun geçmişinden getirdiği çözemediği problemleri onu uyumsuz ve şiddet yanlısı biri yapmıştır. Matematik hocası bu yeteneği akademiye ve iş dünyasına kazandırmak için terapi seanslarına başvurur. Will’in kilidini açacak olan ise Sean Maguire yani Robin Williams olur.
Filmin iki Oscar’ı var ilki çok iyi iki arkadaş olan Matt Damon ve Ben Affleck’in yazdıkları senaryo için, ikincisi ise Robin Williams’ın yardımcı oyunculuğuna verilmiş. İkisinin de sonuna kadar hak edilmiş olduğunu düşünüyorum, filmin bir çok unutulmayan fragmanlarından biridir Boston’daki parkta Sean’ın Will’e verdiği hayat dersi.
"Sana sanatı sorsam bana okuduğun sanat kitaplarını satmaya çalışacaksın. Michelangelo hakkında çok şey bilebilirsin. Çalışmalarını, politik etkilerini, papayla ilişkilerini, cinsel tercihini… Ama Sistine Şapeli’nin kokusunu söyleyemezsin.”
Film içinde kendini bulmayı, arkadaşlığı, aşkı, ölüm acısını, başarıyı, başarısızlığı yani hayata dair bir çok olguyu barındırıyor ve düşündürüyor. Bu filmi izleyenlerin pek azı dahi ama bir dahinin hayatını anlatıyor diye filmdeki bu konularla bağ kuramıyor değiliz. Hayatta hepimizin seçimleri var, kendi kapasitemiz içinde başkalarının bizden beklentilerini gerçekleştirmeye veya içimizden gelen çözemediğimiz sinyalleri anlamlandırmaya çalışıyoruz. Bu kolay bir çaba değil, bir doğrusu da yok.
Ebeveynler bu duyguyu iki kez yaşıyor; ilki kendilerinde, ikincisi çocuklarında. Hatta bir anne ve baba kendilerinin bir uzantısı olarak gördükleri çocukları için bile aynı noktada buluşamayabiliyorlar. Asıl önemli olan çocuğun kararı ve seçimi olsa da. Bir filmi güzel yapan da bu sanırım sizi bir ikilemde bırakması ve üstünde düşündürmesi.
Bu bölümde görüşlerine yer verebildiğim arkadaşlarım
(02:42) Yelda Erdoğan, (04:35) Yasemin Karakaya Arslan, (06:54) Elif Burcu Yılmaz, (09:32) Seda Diril Boyraz, (11:20) Mete Yurtsever ve Sezgin İldeş, (12:16) Özden Duymaz, (12:59) Yasemin Karakaya Arslan, (14:17) Sezgin İldeş, (17:23) Yelda Erdoğan, (20:37) Yasemin Karakaya Arslan, (23:27) Sezgin İldeş
Support the show