Yeni nesil iş zekası, yalnızca ne oldu sorusunu yanıtlamaktan öteye geçerek, gerçek zamanlı veri işleme, yapay zeka destekli tahminler ve doğal dil analitiğiyle kurumları geleceğe hazırlıyor. Microsoft ekosistemi Power BI, Fabric, Azure Synapse ve Copilot gibi araçlarla desteklenen—veriyi stratejiye dönüştürmede güçlü bir altyapı sunuyor. Microsoft’un 2025 Çalışma Endeksi Work Trend Index raporuna göre öncü Firmalar kavramını öne çıkarıyor. 31 ülkeden 31.000 profesyonelin dahil olduğu araştırmaya göre, iş liderlerinin %82’si önümüzdeki 12‑18 ay içinde yapay zeka temelli çözümler uygulamayı planlıyor. Ancak iş yükü ve çalışan enerjisi arasındaki fark büyüyor. %53 üretkenlik beklentisi artarken, %80 oranında çalışan ve yöneticinin bu beklentileri karşılamada yeterli zamanı olmadığı görülüyor. Ayrıca, %46’lık bir kesim, müşteri hizmetleri, pazarlama ve ürün geliştirme süreçlerini tamamen yapay zeka ajanlarıyla otomatikleştiriyor.

Microsoft Fabric, yalnızca bir platform değil; işletmeler için yeni bir veri vizyonu sunuyor. Tüm veri süreçlerini merkezileştirerek, karar alma hızını ve doğruluğunu artırıyor. Verinin karmaşasından değil, potansiyelinden beslenmek isteyen şirketler için Fabric gerçekten güçlü bir çözüm. Microsoft Fabric çok yönlü bir platform olduğu için birçok sektöre doğrudan uygulanabiliyor. Microsoft Fabric; finans, sağlık, üretim, perakende, lojistik ve eğitim gibi pek çok sektörde kullanılabilen, kapsamlı bir veri analitiği platformudur. Farklı veri kaynaklarını tek bir çatı altında toplayarak gerçek zamanlı analiz, tahmine dayalı modelleme ve yapay zeka destekli içgörü üretimi gibi özelliklerle işletmelere hız, verimlilik ve stratejik avantaj sağlar. Böylece kurumlar daha doğru kararlar alabilir, operasyonel süreçlerini optimize edebilir ve rekabet gücünü artırabilir.

Bugünkü podcast’imizde veri analitiğinde son trendler konusunu ele alacağız. İş dünyasında karar alma süreçlerini kökten değiştiren, üç temel analitik trendden bahsedeceğiz: Yapay Zeka destekli analitik, gerçek zamanlı veri işleme ve tahmine dayalı analitik. Yapay zeka artık sadece bir teknoloji değil, bir karar ortağı. Özellikle makine öğrenimi algoritmaları, büyük veri yığınlarını saniyeler içinde analiz ederek işletmelere öngörüler sunabiliyor. McKinsey'nin 2023 yılında yayımladığı bir rapora göre, yapay zeka kullanan şirketlerin %63’ü karar alma hızlarının ve doğruluklarının arttığını belirtiyor. Ayrıca IDC’ye göre 2025'e kadar kuruluşların %75’i veri analitiği süreçlerine yapay zekayı entegre etmiş olacak.

Bu bölümde, insan kaynaklarının dijital dönüşüm yolculuğuna yakından bakıyoruz. Agile HR Analytics yaklaşımıyla birlikte İK artık sadece operasyonel değil, stratejik bir güç haline geliyor. Gerçek zamanlı raporlar, yapay zeka destekli işe alım süreçleri, tahmine dayalı analizler ve çalışan deneyimi platformlarıyla donatılmış yeni nesil İK dünyasında neler oluyor? İstatistiki verilerle desteklenen bu sohbetimizde, veriye dayalı karar alma kültürünün İK’daki etkilerini ve geleceğe nasıl yön verdiğini keşfedeceksiniz. İnsan kaynakları profesyonelleri, yöneticiler ve geleceğin İK dünyasını merak eden herkes için dolu dolu bir bölüm sizleri bekliyor.

Veri çağında yaşıyoruz. Ama sadece veriyi toplamak artık yeterli değil. Asıl mesele, bu verileri gerçek zamanlı analiz ederek hızlı, doğru ve stratejik kararlar alabilmek. İşte bu bölümde, tam da bu konuyu masaya yatırıyoruz: Gerçek zamanlı veri analitiği nedir, neden bu kadar önemli ve şirketlere ne tür avantajlar sağlar?
Bölümün başında sizi çok tanıdık bir senaryoyla karşılıyoruz: Bir e-ticaret müşterisi sepetine ürün ekliyor ama ödeme yapmadan siteden çıkıyor. O an ne yaparsınız? Cevap basit: Gerçek zamanlı veri analitiğiyle, müşterinin bu davranışını anında yakalayıp kişiselleştirilmiş bir kampanya sunabilirsiniz. İşte bu bölümde, böyle senaryolar üzerinden ilerleyerek, gerçek zamanlı analizlerin iş dünyasında nasıl kullanıldığını detaylıca konuşuyoruz.

Veriyi geçmişe dönük raporlarla değil, "şu anda ne oluyor?" sorusuna yanıt arayarak kullanmak, firmalara ciddi bir rekabet avantajı sunuyor. McKinsey'nin araştırmasına göre, gerçek zamanlı verileri etkin kullanan şirketler %20 daha yüksek operasyonel kârlılık sağlıyor. Yani bu sadece bir teknoloji trendi değil; doğrudan gelir ve verimlilikle bağlantılı bir dönüşüm. Bölümde ayrıca yapay zekâ ve tahmine dayalı analitik modellerin, karar alma süreçlerini nasıl hızlandırdığını ele alıyoruz. Gartner'ın 2024 raporuna göre, bu sistemler karar süresini %40 oranında kısaltıyor. IDC'nin verilerine göre ise gerçek zamanlı analitik sistemlerine yatırım yapan şirketlerin %79'u müşteri memnuniyetinde artış gözlemliyor. Bunlar sadece rakamlar değil; veri odaklı dönüşümün somut sonuçları. Bu noktada konuyu Microsoft Fabric'e bağlıyoruz. Veriyi yalnızca saklamak değil, hızlı, güvenli ve anlamlı şekilde analiz etmek isteyen şirketler için Microsoft Fabric adeta bir oyun değiştirici. Özellikle Power BI ile desteklenen görselleştirme araçları sayesinde, veriler çok daha anlaşılır hale geliyor. Self servis analitik sayesinde artık yalnızca veri analistleri değil, her departman kendi verisine hâkim olabiliyor. Bu da daha demokratik, hızlı ve etkili kararlar demek.
Operasyonel verimliliğin ne olduğunu ve neden bu kadar önemli olduğunu da masaya yatırıyoruz. PwC'nin araştırmasına göre, tahmine dayalı modelleri kullanan firmalar stratejik hatalarını %25 oranında azaltıyor. Bu da kaynakların daha verimli kullanılması, süreçlerin sadeleşmesi ve müşteri deneyiminin iyileşmesi anlamına geliyor. Gerçek zamanlı veri analitiği, sadece bugünü yönetmek değil, aynı zamanda geleceği öngörmek ve önceden hazırlıklı olmak anlamına geliyor.

İş dünyasında büyük bir dönüşümün içindeyiz. İnsan Kaynakları da bu değişimden en çok etkilenen alanlardan biri. Eskiden İK süreçleri daha manuel, daha sezgisel yürütülüyordu ama artık veri odaklı, yapay zeka destekli ve otomasyona dayalı bir hale geldi.Peki, dijital dönüşüm çağında İK nereye gidiyor? Yeni nesil çözümler hangi alanlarda fark yaratıyor?Bugünkü sohbetimizde veriye dayalı gerçek zamanlı raporlardan, yapay zeka destekli işe alım süreçlerine, çalışan deneyimi platformlarından yeni nesil İK raporlarına kadar birçok konuyu ele alacağız.İlk olarak veriye dayalı gerçek zamanlı raporların insan kaynaklarında önemine değinerek başlayalım.Önceden İK yöneticileri, çalışan verilerini analiz etmek için haftalarca, hatta aylarca rapor beklemek zorundaydı. Ama artık işler değişti. Gerçek zamanlı İK analitikleri, şirketlerin çalışan bağlılığı, performans, devamsızlık oranları ve işten ayrılma riskleri gibi kritik verileri anlık olarak takip etmesini sağlıyor.Örneğin, bir şirket düşünün. Çalışanlarının tükenmişlik seviyesini gerçek zamanlı analizlerle takip ediyor. Eğer belirli bir departmanda motivasyon düşüşü tespit edilirse, hemen aksiyon alınıyor. Belki bir eğitim planlanıyor, belki çalışma saatlerinde düzenlemeye gidiliyor.McKinsey'in bir raporunda bunu doğrular nitelikte. Rapora göre gerçek zamanlı veri kullanımı iş gücü verimliliğini %35 artırıyor. Yani, eskiden uzun rapor süreçleriyle zaman kaybediyorduk. Şimdi ise anlık verilerle İK süreçleri daha hızlı ve etkili yönetilebiliyor.

Bugün iş dünyasının veriyle nasıl dönüşüm geçirdiğini ve iş zekasında yeni trendleri konuşacağız. Eskiden şirketler kararlarını sezgilere ve deneyime dayanarak alırdı. Ama artık veri, her şeyin merkezinde! Peki, iş zekasında neler değişiyor? Yapay zeka, otomasyon, gerçek zamanlı analizler derken gelecekte bizi neler bekliyor? İş zekası sadece büyük tablolar ve raporlar değil, aynı zamanda doğru kararları en hızlı şekilde almayı sağlayan bir strateji. Bugünkü sohbetimizde iş zekasında yükselen trendleri, veri odaklı şirketlerin nasıl rekabet avantajı sağladığını ve geleceğin iş zekası teknolojilerini konuşacağız. Önce şunu netleştirelim, iş zekası tam olarak ne yapıyor? Kısaca, doğru veriyi doğru zamanda işleyerek, daha akıllı kararlar almamızı sağlayan sistemler bütünü. Yani, iş zekası sadece veriyi görmek değil, bu veriden anlam çıkarmak ve geleceği öngörmek anlamına geliyor. Örneğin, bir e-ticaret şirketi hangi müşterilerin ürünleri sepete ekleyip almaktan vazgeçtiğini biliyorsa, bunu bir satış fırsatına dönüştürebilir. Ya da bir üretim tesisi, makine arızalarını tahmin eden bir sistem kullanıyorsa, bakım maliyetlerini ciddi oranda azaltabilir. Peki, iş zekasında trendler nereye gidiyor?

Merhaba ve EnSight Podcast Serisi’ne hoş geldiniz! Podcast serimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.  Peki, neler konuşacağız?

İnsan ve Yapay Zeka İş Birliği
Veri Odaklı İnsan Kaynakları
İnsan Kaynaklarında AI Trendleri

Teknoloji, iş dünyasını baştan sona dönüştürmeye devam ediyor ve bu değişimin en çok hissedildiği alanlardan biri de insan kaynakları. İnsan kaynakları tarafında artık işler geleneksel yöntemlerle yürütülmüyor. Yapay zeka ve makine öğrenmesi, şirketlerin yeni nesil stratejiler oluşturmasına yardımcı oluyor.

Yapay zeka, çalışanların performans verilerini analiz ederek hangi yetkinliklerin geliştirilmesi gerektiğini veya hangi çalışanların terfiye uygun olduğunu da önerebiliyor. Yani artık sadece hislere değil, gerçek verilere dayalı kararlar alınıyor. Günümüzde işe alım süreçleri artık sadece sezgilere veya klasik değerlendirme yöntemlerine dayanarak ilerlemiyor; veri odaklı karar alma mekanizmaları İnsan Kaynakları süreçlerini kökten değiştiriyor. İşverenler, makine öğrenmesi ve büyük veri analitiği sayesinde adayları daha objektif değerlendirebiliyor, en iyi işe alım kararlarını veriyor ve çalışan verimliliğini artırıyor.

Bu bölümümüzde, modern veri yönetiminin en kritik konularından biri olan Geleceğin Veri Ambarini Çözümlerini ele alarak, Cloud ve On-Premise yaklaşımları inceleyeceğiz.

Podcast’imize başlamadan önce, kısaca EnSight’tan bahsetmek istiyorum.

EnSight, Microsoft Solution Partner olarak, Türkiye’deki işletmelere ileri analitik, veri yönetimi ve yapay zeka destekli çözümler sunan öncü bir teknoloji şirketidir. Şirketlerin büyük veriyi en verimli şekilde yönetmelerini sağlamak için Microsoft’un en yenilikçi teknolojilerini kullanarak sektörde birçok başarı hikayesine imza atmıştır.

Bugün, veri ambarı çözümlerinde Cloud ve On-Premise seçeneklerini karşılaştırırken, bu teknolojilerin iş dünyasına etkilerini ve gelecekte bizi nelerin beklediğini tartışacağız.

Cloud: İhtiyaca göre anında genişletilebilir. Sağlayıcı tarafından yönetilir, güvenlik standartlarına bağlıdır. Otomatik güncellenir, BT ekibi gerektirmez. İnternet olan her yerden erişilebilir. Veriler üçüncü taraf sağlayıcıda saklanır. Otomatik yedekleme ve felaket kurtarma çözümleri sunar.

On-Premise: Yeni donanım yatırımı gerektirir. Tam kontrol sağlanır, özel güvenlik önlemleri alınabilir. Manuel güncellenir, sürekli bakım gerektirir. Şirket içi ağ ile sınırlıdır. Tüm veriler şirket içinde tutulur. Ek yedekleme altyapısı kurmak gerekir.