Bu bölüme nasıl başlayacağım diye çok düşündüm. İçimdeki gotik rockçı ve muhalif çocuğu çok da meydana çıkartmadan ve “I'm sorry, mama, I never meant to hurt you. I never meant to make you cry but tonight I'm cleanin' out my closet” diye başlamadan, uslu uslu bu toprakların tınısıyla ve açık “e”li bir bağrıyanık bir kuralsız gibi başlamak istiyorum: sür beni gül yüzüne, gitsem de kalsın sızım, ağlıyor musun anne, gidiyor hayırsızın.