İnsan doğadaki uyumun bir parçası. Yaşadığı alanlarda da bunu arıyor
Doğadaki akışla uyumlanabiliyorsak, iyi oluyoruz: Mutlulukla doluyor, aradığımız aşka yanıbaşımızda rastlıyoruz. Hayalini kurduğumuz evi bir pazar gezmesinde, işi de bir dost sohbetinde buluyoruz.
Değilsek de vay halimize... Tıkandıkça bizi deli eden banyo lavobosuna dönüyoruz: Sağlığımız kötüleşiyor, mesailerde sevimsizlerle boğuşuyoruz. Çok çalışsak bile alamıyoruz hak ettiğimiz terfiyi.
Bugüne kadar duymayan kalmadıysa da biz yine söyleyelim. İşte Feng Shui tam da bu. Kader ya da şans deyip, bilinmeze bıraktığımız alanın düzenlemesi. Yaşamdaki enerjileri evlerimize yönlendiren bir öğreti. 6000 yıllık bir külliyat. Kiminin onun için kariyerinden vazgeçtiği, kiminin bir türlü inan(a)madığı, kimininse karmaşık bulduğu için uzak durmayı seçtiği bir alan.
Gelgelelim biz onu sevsek de etkiliyor bizi, inkar da etsek…
Hakkınızı teslim edelim basit bir öğreti değil. Ama ondan faydalanmak o kadar da zor değil aslında.
Her yıl evimizdeki odaların, ofisimizdeki köşelerin hayatımızda oynadığı roller değişiyor. Mesela sırf bunu bile bilmek çok önemli. Hangi pusula yönündeki rolün ne olduğunu bilsek, en kötülerden sakınsak başlangıç için yeterli.
Problemli yönlerin hepsi bize belli bir enerji boyutunu dikte eden gezegen konumları. Mesela en sakınılması gerekenler bu yıl şöyle:
Güneydoğudaki 5 en pisi. Burada radyo bile dinlemiyoruz.
Kuzeydeki 2 hastalık yıldızı. Ana kapısı ve yatak odası kuzeyde olanlar dikkat.
Güneybatıda agresyon yıldızı olup, habire tartışma yaratan 3 var.
İhanetin ve hırsızlığın yıldızı 7 de kuzeybatıda.
Merkez’deki 6 ne yapar, iyi yönlerde ne bereketler var onu da bölümde duyalım.Önümüzdeki yılın şubat ayına kadar evin neresinde ne yapılmaz, işin üstadından dinliyoruz. Uzun yıllar Uzakdoğu’da yaşayan ve Çin metafiziği alanında öğrenilmedik konu bırakmayan Sevtap Yılmaz bizimle.
Haydi hep birlikte bölüme geçiyoruz. Bölümü sevdiklerinizle paylaşmayı unutmayın e mi?