
Sign up to save your podcasts
Or
Sevgili kalpsiz,
Sen bu kaydı dinlerken ben çoktan göçüp gitmiş olacağım. Belki kendimden bile uzak bir yere, hiç tanımadığım bilmediğim bir yere… Ben diye bir şey kalmadı eğer merakettiğin buysa sevgili kalpsiz. Biraz değiştim açıkçası, eskisi kadar severek yaşayamıyorum hayatı, yemek yemek istemiyorum canım bir şey istemiyor. Bol bol sigara ve suyla yaşantımı devam ettiriyorum şu sıralar. Mesela eskiden banklarda oturup seninle konuşmayı çok severdim, o saatler, o dakikalar hiç bitmesin isterdim oysa şimdi dünyada oturabileceğim tek bir yer bile kalmasa o banka oturmam ben. Öfkeliyim sana, öfkemse sevgimden bunu biliyorum, bunu bilmek daha da yaralıyor insanı. Onca şeyin ardından hala daha birisini sevebilmek ne kadar da tuhaf değil mi? Kimdin ki bu kadar önemli? Bu kadar vazgeçilmez? Hiç… Senin de bir kanın, gördüğümde içim burkulsa da güzel biryüzün var. Oysa sen bu kadar normalken ve benim için bir o kadar olağanüstüyken hiçbir zaman sana olan sevgimi göremedin. Göremezdin. Seni suçlamıyorum biliyormusun? Bazen o kadar değersizlik görürüz ki, bu değersizlik de öyle basit bir değersizlik değil, senelere yayılmış bir değersizlik yani kendimizi bir çöpten farksız gördüğümüz o zamanlar. İşte tam da o zamanlarda birisi çıkagelir ve sana bir kömür değil elmas olduğunu hissettirir, sen de ona inanmazsın haliyle. O hesap işte seninkisi.
Sevgili kalpsiz,
Sen bu kaydı dinlerken ben çoktan göçüp gitmiş olacağım. Belki kendimden bile uzak bir yere, hiç tanımadığım bilmediğim bir yere… Ben diye bir şey kalmadı eğer merakettiğin buysa sevgili kalpsiz. Biraz değiştim açıkçası, eskisi kadar severek yaşayamıyorum hayatı, yemek yemek istemiyorum canım bir şey istemiyor. Bol bol sigara ve suyla yaşantımı devam ettiriyorum şu sıralar. Mesela eskiden banklarda oturup seninle konuşmayı çok severdim, o saatler, o dakikalar hiç bitmesin isterdim oysa şimdi dünyada oturabileceğim tek bir yer bile kalmasa o banka oturmam ben. Öfkeliyim sana, öfkemse sevgimden bunu biliyorum, bunu bilmek daha da yaralıyor insanı. Onca şeyin ardından hala daha birisini sevebilmek ne kadar da tuhaf değil mi? Kimdin ki bu kadar önemli? Bu kadar vazgeçilmez? Hiç… Senin de bir kanın, gördüğümde içim burkulsa da güzel biryüzün var. Oysa sen bu kadar normalken ve benim için bir o kadar olağanüstüyken hiçbir zaman sana olan sevgimi göremedin. Göremezdin. Seni suçlamıyorum biliyormusun? Bazen o kadar değersizlik görürüz ki, bu değersizlik de öyle basit bir değersizlik değil, senelere yayılmış bir değersizlik yani kendimizi bir çöpten farksız gördüğümüz o zamanlar. İşte tam da o zamanlarda birisi çıkagelir ve sana bir kömür değil elmas olduğunu hissettirir, sen de ona inanmazsın haliyle. O hesap işte seninkisi.