İnsan neden göç eder? Yaşadığımız şehirler, köyler, kasabalar, ülkeler bize dar geldiği için mi göç ederiz? Gitmek tepkisel bir eylem midir yoksa sadece kişisel bir seçim mi? Bütün bu soruların peşinden gideceğimiz bir podcast projesine başladık. Çok kolay olmayacağını bilerek ama anlatmanın ve anlaşılma isteğinin gücüne sığınarak ilk adımı atmak istedik. Şehirlerden köylere göç edenlerin, ülkesinden başka ülkeye göç edenlerin ya da sadece göçebe bir yaşam sürenlerin hikayelerini toplayacağız tek tek. Her hikayenin dünyada bir yere denk düştüğünü bilerek, bir gün tüm sınırların yok olmasını hayal ederek başlıyoruz Göç Günlüklerine.
Bundan iki yıl önce Suriye'de bir duvar yazısı paylaşılmıştı: “Gitmeden önce, kalmak için elimden gelen her şeyi yaptığımı bil.” Bazen kök saldığımız yerlere sığınan yabancılardan korkarız, ailemiz, komşularımız, arkadaşlarımız korkar. Korku bizi birbirimizden uzaklaştırır; oysa farklı dillerde ortak olduğumuz ezgiler gibi, birbirimize tanıklık da edebiliriz. Umut bizi birbirimize bağlayan güçlü bir bağ; biz o korkuların üzerinden geçip birbirimizi dinlemenin gücüne inanıyoruz. Bu ayrıca bir çağrı olsun istiyoruz, eğer anlatırsak anlaşacağımızı da düşünüyoruz.
Göç Günlükleri, bir akşam vakti, sosyal medyadaki destek gruplarının birindeki bir mesajdan ilham alarak başladı. “Bu ülkeye geldiğimde 21 yaşındaydım ve o yaşıma kadar kendi mahallemden dışarı bile çıkmamıştım.” Bir gün aniden evini, mahallesini, şehrini, ülkesini terk edenlerin hikayelerini dinlemeye hazır mısınız? Buyrun o zaman Göç Günlüklerine...