Bölümün başlığı:
İki İranlı vatandaşın durumu ve serbest meslek oturum izninin yenilenmesinin reddi: 2025 yılı 00972 sayılı karar Podcast metni (Türkçe sürüm): Günaydın, ben avukat Fabio Loscerbo ve bu, Göç Hukuku podcastinin yeni bir bölümüdür. Bugün, Lombardiya Bölgesel İdare Mahkemesi – Brescia şubesi tarafından verilen önemli bir kararı inceliyoruz: iki bin yirmi beş yılına ait 00972 sayılı karar. Bu karar, yirmi dört Eylül iki bin yirmi beş tarihinde yapılan müzakerenin ardından, otuz bir Ekim iki bin yirmi beş tarihinde yayımlanmıştır. Dava, serbest meslek oturum iznine sahip olan iki İranlı vatandaş ile ilgilidir. Çift, oturum izinlerinin yenilenmesi için başvurmuş ve bir limited şirketteki ortaklıklarına ilişkin belgeler sunmuştur. Ancak şirket faal değildir ve son yıllarda sürekli zarar açıklamıştır. Bu nedenle Brescia Emniyet Müdürlüğü, yasada aranan ekonomik yeterliliğin kanıtlanmadığını değerlendirerek her iki başvuruyu da reddetmiştir. Başvuru sahipleri, banka hesaplarındaki para miktarı ve sundukları belgelerin ekonomik kapasitelerini kanıtlamaya yeterli olduğunu ileri sürerek kararlara itiraz etmişlerdir. Yargılama sırasında, banka hesap özetleri de dahil olmak üzere ek belgeler sunmuşlardır. Ancak 2025 yılına ait 00972 sayılı karar, her iki itirazı da reddetmiş ve serbest meslek sahipleri açısından son derece önemli açıklamalar getirmiştir. Mahkeme, bu tür bir oturum izninin yenilenmesi için gerçek, güncel ve yasal kaynaklardan elde edilen gelirin zorunlu olduğunu; bu gelirin yabancının ve ailesinin geçimini sağlayacak düzeyde olması gerektiğini bir kez daha vurgulamıştır. Sadece bir şirkette ortak olmak – özellikle şirket faal değilse veya zarar ediyorsa – gelir kanıtı olarak kabul edilemez. Aynı şekilde, konut gibi gelir üretmeyen bir malvarlığı da gelir kanıtı yerine geçmez. Mahkeme ayrıca temel bir ilkeyi teyit etmiştir: idarenin değerlendirmesi, yalnızca idari süreç sırasında bilinen veya bilinmesi mümkün olan belgelere dayanmalıdır. Sadece mahkemeye sunulan belgeler – reddedilen karar öncesinde mevcut olsalar bile – kararın hukuka uygunluğunu tartışmak için kullanılamaz. Bu durum, kanunda öngörülmeyen bir “sürelerin yeniden başlatılması” sonucuna yol açılmasını engeller. Kararda ele alınan bir diğer önemli konu ise ön uyarı bildirimidir. Emniyet Müdürlüğü bir kez ön bildirim göndermiş ve başvuru sahipleri yanıt vermiştir. Mahkeme, ikinci bir ön bildirim yapılmasının gerekmediğini belirtmiştir: idare, başvuru sahiplerinin yanıtını değerlendirdikten sonra ek belgelerin yetersiz olduğu sonucuna varmışsa, reddetme kararını hukuka uygun şekilde verebilir. Bu karar, serbest meslek alanında katı bir yaklaşımın benimsendiğini doğrulamaktadır. Niyetler, projeler veya henüz başlangıç aşamasındaki girişim planları yeterli değildir. Başvuru sahibinin gerçek, sürekli ve belgelerle desteklenen bir gelirinin bulunması ve bu belgelerin zamanında idareye sunulması şarttır. Bu iki İranlı vatandaşın durumu, yabancıların ekonomik olarak sürdürülebilir bir yaşam kurma kapasitesine büyük önem veren, giderek yerleşmiş bir yargısal yaklaşımın tipik bir örneğidir. Bu yaklaşım her geçen yıl güçlenmekte ve serbest meslek oturum izni yenilemek isteyen herkes üzerinde doğrudan etkili olmaktadır. Dinlediğiniz için teşekkür ederim. Göç Hukuku podcastinin bir sonraki bölümünde görüşmek üzere.