İngilizce konuşurken doğal ve akıcı olmak ister misin? 🗣️✨ Sohbetlerine akıcılık kat!

İngilizce Yolculuğum'un yepyeni bölümü yayında! 🎧

Selin ve Burak, İngilizcede günlük hayatta en çok kullanılan, ama kelime kelime çevirince anlamı bambaşka yerlere giden ünlemleri ve ara sözleri masaya yatırıyor. Konuşmalarına doğallık katmak isteyenler buraya! ✨

✅ "Uh-huh" ve "Mm-hmm" ile dinlediğini nasıl belli edersin?

✅ "Well" ve "Like" ile konuşmalarına nasıl düşünme molası katarsın?

✅ "Actually" ve "Anyway" ile bir konuyu nasıl düzeltir veya geçiş yaparsın?

✅ "You know" ve "Right?" ile dinleyicini nasıl sohbete dahil edersin?

✅ "Oh" ve "So" ile duygusal tepkilerini ve sonuçlarını nasıl ifade edersin?

Siz de İngilizce konuşurken hangi ara sözleri veya ünlemleri kullanmakta zorlanıyorsunuz? Yorumlarda bizimle paylaşın! 👇

Bölümü dinlemek için profilimizdeki linke tıklayın!

#İngilizceYolculuğum #SpeakUpTalks #İngilizceÖğren #İngilizcePratik #Günlükİngilizce #FluentEnglish #DilÖğrenimi #Podcast #YeniBölüm #EnglishInterjections #FillerWords #NaturalEnglish #LearningEnglish #EnglishConversation

SpeakUp Talks'un "İngilizce Yolculuğum" serisinin 6. bölümüne hoş geldiniz!Bu bölümde Selin ve analitik zekasıyla Burak, İngilizce'de etkili sunum yaparken ve profesyonel topluluk önünde konuşurken kullanılan temel ifadeleri mercek altına alıyor. Basit çevirilerin ötesine geçerek, ana dili İngilizce olanların sunum açılışlarını, yapısını, açıklık getirmeyi, vurgulamayı, endişeleri ele almayı, soruları yanıtlamayı ve sunumları etkili bir şekilde sonlandırmayı nasıl yaptıklarını gösteren temel ifadeleri keşfedin."Delighted to be here" (burada olmaktan çok memnun olmak),"Outline the key areas" (ana başlıkları özetlemek),"Delve into" (derinlemesine incelemek),"To recap" (kısaca özetlemek),"Address a concern" (bir endişeyi ele almak),"Shed light on" (aydınlatmak),"To underscore" (altını çizmek),"To field questions" (soruları yanıtlamak),"Wrap up" (bitirmek/sonlandırmak) ve"Call to action" (eylem çağrısı) gibi ifadeleri doğal bir şekilde kullanmayı öğrenin.Bu bölüm, akademik ve profesyonel hayatınızda İngilizce iletişimde daha kendinden emin ve etkili olmanızı sağlayacak. Bu güçlü ifadeleri nasıl içselleştireceğinize ve günlük pratiklerinizde kullanacağınıza dair pratik ipuçlarını kaçırmayın!

İngilizce Yolculuğum'un yepyeni bölümü yayında! 🎧 Selin ve Burak, iş dünyasında en çok kullanılan, ama kelime kelime çevirince anlamı bambaşka yerlere giden profesyonel deyimleri masaya yatırıyor. Kariyerinde yükselmek ve uluslararası iletişimde fark yaratmak isteyenler buraya! ✨✅ "Touch base" ile nasıl etkili iletişim kurarsın?✅ "Get the ball rolling" diyerek projelere nasıl başlarsın?✅ "Think outside the box" ile yaratıcılığını nasıl konuşturursun?✅ "On the same page" olmak neden önemli?✅ "Action item" ile görevleri nasıl takip edersin?Siz de iş İngilizcesi kullanırken zorlanıyor musunuz? 👇 Yorumlarda bizimle paylaşın!Bölümü dinlemek için profilimizdeki linke tıklayın!#İngilizceYolculuğum #SpeakUpTalks #İngilizceÖğren #İşİngilizcesi #BusinessEnglish #Kariyer #Profesyonelİngilizce #Akıcıİngilizce #DilÖğrenimi #Podcast #YeniBölüm #EnglishForWork #CorporateEnglish #LearningEnglish #EnglishExpressions

SpeakUp Talks'un "İngilizce Yolculuğum" serisinin 4. bölümüne hoş geldiniz!

Bu bölümde Selin ve analitik zekasıyla Burak, İngilizce'de duyguları ve ruh hallerini ifade etme konusuna derinlemesine dalıyor. Basit çevirilerin ötesine geçerek, ana dili İngilizce olanların hislerini gerçekten nasıl anlattıklarını gösteren temel ifadeleri keşfedin.

"Tükenmiş hissetmek" için "feeling drained", "bunalmış" olmak için "overwhelmed", "gergin" hissetmek için "on edge", "kendinden geçmiş" olmak için "to be beside oneself", "keyfi yerinde" olmak için "to be in high spirits", "sakinliğini kaybetmek" için "to lose your cool", "duygularını içine atmak" için "to bottle up your feelings", "içini dökmek" için "to get something off your chest", "ortamı yumuşatmak" için "to clear the air" ve "rahatlamak" için "to be relieved" gibi ifadeleri doğal bir şekilde kullanmayı öğrenin.

Bu bölüm, duygularınızı daha etkili ve doğal bir şekilde ifade etmenizi sağlayarak İngilizce akıcılığınızı bir sonraki seviyeye taşıyacak. Bu güçlü duygusal ifadeleri nasıl içselleştireceğinize ve günlük hayatınızda kullanacağınıza dair pratik ipuçlarını kaçırmayın!

SpeakUp Talks'un "İngilizce Yolculuğum" serisinin 3. bölümüne hoş geldiniz!

Bu bölümde Selin ve Burak, İngilizce deyimler ve ifadelerin büyüleyici dünyasına dalıyor. Kelime kelime çevirinin ötesine geçerek, "Break a leg", "Bite the bullet", "Hit the nail on the head", "Piece of cake", "Cost an arm and a leg", "Spill the beans", "Call it a day", "Get cold feet", "Cut corners" ve "Miss the boat" gibi sık kullanılan ifadelerin gerçek anlamlarını, günlük hayattaki pratik kullanımlarını ve yaygın yanlış anlamalarını açıklıyorlar.

Bu bölüm, daha doğal konuşmanıza, ana dili İngilizce olanları daha iyi anlamanıza ve akıcılığınızı bir sonraki seviyeye taşımanıza yardımcı olacak. Bu renkli ifadeleri etkili bir şekilde öğrenmek ve kullanmak için pratik ipuçlarını kaçırmayın!

SpeakUp Talks'un "İngilizce Yolculuğum" serisinin ikinci bölümüne hoş geldiniz!

Bu bölümde Selin ve analitik zekasıyla Burak, İngilizcede sıkça karıştırılan kelime çiftlerini masaya yatırıyor. Telaffuzları bazen aynı olup anlamları bambaşka olan "Affect ve Effect", "Then ve Than", "Lay ve Lie", "Advice ve Advise", "Lose ve Loose", "Accept ve Except" ile "Desert ve Dessert" gibi kelimeler arasındaki ince farkları örneklerle açıklıyorlar. Bu bölüm sayesinde yaygın hatalardan kaçınacak, kelime dağarcığınızı güçlendirecek ve İngilizce düşünme alışkanlığınızı pekiştireceksiniz. Akıcılığınızı artırmak için, bir önceki bölümde bahsedilen 'chunking' tekniğine dair hatırlatmalar, kelime defteri tutma ve shadowing gibi pratik ipuçları da bulacaksınız.

İngilizce yolculuğunuzda bir adım daha atmak için bizi dinlemeyi unutmayın! Bölüm fikirlerinizi ve yorumlarınızı Instagram ve YouTube'dan bizimle paylaşarak podcast'imizin devamlılığına destek olabilirsiniz

SpeakUp Talks'un "İngilizce Yolculuğum" serisinin ilk bölümüne hoş geldiniz!

Bu bölümde sunucularınız Selin ve Burak, İngilizce öğrenmede akıcılığınızı ve özgüveninizi hızla artıracak güçlü "chunking" tekniğini tanıtıyor. Kelime kelime çeviri yapmak yerine hazır kalıplara (chunks) odaklanmanın neden bu kadar etkili olduğunu öğrenin.

"Hiçbir fikrim yok" demek için "I have no idea", bir şeye onay vermek için "Sounds good", sipariş verirken "Can I get...?" veya "I'll have...", bir şey istemek için "Feel like", şartlı bilgi verirken "Let me know if...", nazik rica yaparken "Do you mind if...?" gibi günlük hayatta hemen kullanabileceğiniz pratik kalıpları keşfedin.

Ayrıca "Bari" gibi Türkçe kelimelere denk gelen İngilizce chunk örnekleriyle çeviri sorununu nasıl aşacağınızı görün ("Might as well", "At least").

İngilizcenizin daha doğal ve spontane gelmesi için hemen dinleyin!