Spor, dans veya bedenin kullanıldığı herhangi bir hareket, toplumsal cinsiyet, ırk ve etnik kökene dayalı ayrımcılık ve şiddetten muaf mıdır? Bu bölümde Bomovu, Sosyal Güçlendirme için Spor ve Beden Hareketi, ekibinden üç harika kadınla söyleşiyoruz; Nil Delahaye, İlknur Hacısoftaoğlu ve Nazlı Durak. Kendilerinden Bomovu’nun nasıl ve neden kurulduğunu ve yollarının Bomovu ile nasıl kesiştiğini dinliyoruz. Deneyimleri, akademi ve saha, alana dair fırsatlar ve güçlükler, dayanışma, direniş ve güçlenme etrafında şekillenerek bütün bir tablo çiziyor dinleyenlere. Güçlendirmenin ve özgürleştirmenin, tek taraflı ve tepeden inmeci bir yardım algısı ve “kurtarıcı” söylemiyle, katı çerçevelere sıkışmış eğitim biçimleriyle, bedenin araçsallaştırıldığı politikalarla ve inkara dayalı tutumlarla yaratılamayacağını tartışıyoruz. Sporu, sanatı ve bedeni, katılıklar üzerinden düşünmeyi bırakıp bir zevk ve dayanışma alanı olarak düşünmenin zamanı geldi de geçiyor. Kurgu: Evren Başer. Müzik: Palmiyeler.