
Sign up to save your podcasts
Or
Gün boyu hiç susmadan bizimle konuşan bir ses var: iç sesimiz.
Bazen dost, bazen acımasız bir yargıç gibi davranan bu ses, fark etmesek de hayatımızın görünmez haritasını çiziyor.
Bu bölümde kendi kendimize söylediğimiz cümlelerin ne kadar güçlü olduğunu, duygularımızı ve kararlarımızı nasıl şekillendirdiğini konuşuyoruz. Virginia Woolf’un satır aralarına sinen iç sesinden, psikolojideki “öz-şefkatli iç konuşma” kavramına kadar uzanan bir yolculuk…
Kendi sesimizi düşman değil, dost kılabilir miyiz?
Bir dahaki sefere kendimize yüklenmeden önce, “Bunu en yakın arkadaşıma söyler miydim?” diye sorabilir miyiz?
Belki de en büyük dönüşüm, en çok duyduğumuz sesle başlıyor: kendi sesimizle.
Gün boyu hiç susmadan bizimle konuşan bir ses var: iç sesimiz.
Bazen dost, bazen acımasız bir yargıç gibi davranan bu ses, fark etmesek de hayatımızın görünmez haritasını çiziyor.
Bu bölümde kendi kendimize söylediğimiz cümlelerin ne kadar güçlü olduğunu, duygularımızı ve kararlarımızı nasıl şekillendirdiğini konuşuyoruz. Virginia Woolf’un satır aralarına sinen iç sesinden, psikolojideki “öz-şefkatli iç konuşma” kavramına kadar uzanan bir yolculuk…
Kendi sesimizi düşman değil, dost kılabilir miyiz?
Bir dahaki sefere kendimize yüklenmeden önce, “Bunu en yakın arkadaşıma söyler miydim?” diye sorabilir miyiz?
Belki de en büyük dönüşüm, en çok duyduğumuz sesle başlıyor: kendi sesimizle.