
Sign up to save your podcasts
Or
Öncelikle bu yazı, ikinci sezonu izlemeye vakit bulamayanlar için bir hizmettir, bu sebeple “spoiler” içerir. (Not: Çok şey kaçırmadınız, IMDB’den 6 almış, bence gayet yerinde bir puanlama.)
Bu sezon Leyla’nın yaşadığı şey aşk değildi bence (Bencesi mi kaldı?), kendini aşık sanırken aslında karmaşık bir adamın havasına kapılmasıydı. Cem ile (kusma emojileri) aşk yaşadığını sandıktan sonra bir baktı ki, her hafta başka bir lüks restoranda sıkıcı yemeklerde, samimiyetsiz insanlarla oturuyor. (Defne’nin her yerden çıkması da yeterince sinir bozucuydu.) Eski arkadaş ortamını, evinin sıcaklığını, kendini bile özledi. Cem’le ilgili neredeyse hiçbir şey bilmediğini, hatta yanında mutlu bile hissetmediğini fark etti. Aşk ile tutkuyu karıştırdığını da, babasıyla yaptığı o görüntülü aramada bir kere daha dank etti kafasına.
İlk sezonda Leyla daha flörtöz, olayların içindeydi. Karmaşık ama eğlenceli ilişkiler, kiminle ne olacağı belli olmayan flörtler vardı. Şimdi? Şimdi Leyla sıcacık, canlı dekorasyonlu evinden çıkıp, kendisi gibi ruhsuz ve soğuk bir adama taşındı. O heyecanlı Leyla gitmiş, yerine “bu adamı çözebilir miyim” diye kasan biri gelmişti.
Cem’in onda bu kadar iz bırakmasının sebebi aşk falan değil. Adam Leyla üzerinde fark etmeden bir otorite kurmuştu. Ömer’i Dubai’ye gönderen işten tut, Şeyyaz’ın restoran işine kadar her şey onun organize ettiği şeylerdi. Üstüne bir de Leyla’nın çevresindeki insanların telefonuna casus yazılım yükleyip konum izliyormuş. Orada zaten Leyla’nın sabrı bitti. Cem, kendinden ödün vermeyen ama karşısındakinden hep taviz bekleyen, bence dümdüz samimiyetsiz bir adam. Leyla’da iz bırakmasının sebebi kafa karışıklığı ve sürekli onun etrafında dönmek zorundaymış gibi hissettirmesiydi.
Ama Leyla ayrılınca gerçekten gözünü açtı. İlk etapta biraz ayrılık acısı, birkaç ağlama krizi, panik ataklar falan yaşar ama arkasında dağ gibi dostları var. Uzun vadede ise? Resmen narsist bir adamla evliliğin eşiğinden döndü, yani kazanan açık ve net Leyla.
Bu sezonun en şaşırtıcı sahnesi, Leyla gittikten sonra Cem’in valizleri gönderip üstüne röportaj verirken son ana kadar herkesin (ben dahil) Leyla’ya milyonlar önünde aşkını ilan edeceğini sanıp sonra da “İlk aşkım…Her şeyim… Defne sana aşığım.” demesiydi. Şok oldum, sen cehennemin kaçıncı katından buraya düştün ya?
Beni bu sezon en çok vuran sahne, Cem’in babasının o hastanede olan sahnesiydi. Düşman başına bile verilmeyecek bir baba. İkinci olarak da Sarp sarhoş bir şekilde Leyla’ya aşkını ilan ederken eşi Beliz’in sessizce kayıtta olması… O an Beliz’e üzülmüştüm ama sonra intikam almak için Leyla’ya zarar vermeye çalışması fazla acımasız geldi. Aşık olan senin kocan sonuçta, kızın ne suçu var?
Yan karakter olarak üst komşu Ali eklendi. Onun hikâyesine çok girilmedi ama ben hissediyorum, üçüncü sezonda Leyla-Ali çizgisi bir yerlere gidecek. Leyla’nın arkadaş çevresi de bu sezon biraz gölgede kaldı. Cem’i sevmediler ama yine de Leyla’nın kararına saygı duydular. İlk sezonun o eğlenceli grup enerjisi bu sezon tam yoktu ama dostluk hâlâ sağlamdı.
En gerçekçi bulduğum şey, bir kadının böyle manipülatif bir adama karşı durabilmesi ve sonunda kendi yolunu çizebilmesiydi. En gerçek dışı şey? Avukatlık mesleği gerçekten 3 gün tatil yapmalı toplantılar, 2 gün club ve eğlence, 2 gün ofise uğramaktan mı ibaret?
Neyse Leyla ve arkadaşlarına mahkemede başarılar diliyoruz. Dünyadaki ilk erkek değildi, muhtemelen sonuncusu hiç değildir.
Öncelikle bu yazı, ikinci sezonu izlemeye vakit bulamayanlar için bir hizmettir, bu sebeple “spoiler” içerir. (Not: Çok şey kaçırmadınız, IMDB’den 6 almış, bence gayet yerinde bir puanlama.)
Bu sezon Leyla’nın yaşadığı şey aşk değildi bence (Bencesi mi kaldı?), kendini aşık sanırken aslında karmaşık bir adamın havasına kapılmasıydı. Cem ile (kusma emojileri) aşk yaşadığını sandıktan sonra bir baktı ki, her hafta başka bir lüks restoranda sıkıcı yemeklerde, samimiyetsiz insanlarla oturuyor. (Defne’nin her yerden çıkması da yeterince sinir bozucuydu.) Eski arkadaş ortamını, evinin sıcaklığını, kendini bile özledi. Cem’le ilgili neredeyse hiçbir şey bilmediğini, hatta yanında mutlu bile hissetmediğini fark etti. Aşk ile tutkuyu karıştırdığını da, babasıyla yaptığı o görüntülü aramada bir kere daha dank etti kafasına.
İlk sezonda Leyla daha flörtöz, olayların içindeydi. Karmaşık ama eğlenceli ilişkiler, kiminle ne olacağı belli olmayan flörtler vardı. Şimdi? Şimdi Leyla sıcacık, canlı dekorasyonlu evinden çıkıp, kendisi gibi ruhsuz ve soğuk bir adama taşındı. O heyecanlı Leyla gitmiş, yerine “bu adamı çözebilir miyim” diye kasan biri gelmişti.
Cem’in onda bu kadar iz bırakmasının sebebi aşk falan değil. Adam Leyla üzerinde fark etmeden bir otorite kurmuştu. Ömer’i Dubai’ye gönderen işten tut, Şeyyaz’ın restoran işine kadar her şey onun organize ettiği şeylerdi. Üstüne bir de Leyla’nın çevresindeki insanların telefonuna casus yazılım yükleyip konum izliyormuş. Orada zaten Leyla’nın sabrı bitti. Cem, kendinden ödün vermeyen ama karşısındakinden hep taviz bekleyen, bence dümdüz samimiyetsiz bir adam. Leyla’da iz bırakmasının sebebi kafa karışıklığı ve sürekli onun etrafında dönmek zorundaymış gibi hissettirmesiydi.
Ama Leyla ayrılınca gerçekten gözünü açtı. İlk etapta biraz ayrılık acısı, birkaç ağlama krizi, panik ataklar falan yaşar ama arkasında dağ gibi dostları var. Uzun vadede ise? Resmen narsist bir adamla evliliğin eşiğinden döndü, yani kazanan açık ve net Leyla.
Bu sezonun en şaşırtıcı sahnesi, Leyla gittikten sonra Cem’in valizleri gönderip üstüne röportaj verirken son ana kadar herkesin (ben dahil) Leyla’ya milyonlar önünde aşkını ilan edeceğini sanıp sonra da “İlk aşkım…Her şeyim… Defne sana aşığım.” demesiydi. Şok oldum, sen cehennemin kaçıncı katından buraya düştün ya?
Beni bu sezon en çok vuran sahne, Cem’in babasının o hastanede olan sahnesiydi. Düşman başına bile verilmeyecek bir baba. İkinci olarak da Sarp sarhoş bir şekilde Leyla’ya aşkını ilan ederken eşi Beliz’in sessizce kayıtta olması… O an Beliz’e üzülmüştüm ama sonra intikam almak için Leyla’ya zarar vermeye çalışması fazla acımasız geldi. Aşık olan senin kocan sonuçta, kızın ne suçu var?
Yan karakter olarak üst komşu Ali eklendi. Onun hikâyesine çok girilmedi ama ben hissediyorum, üçüncü sezonda Leyla-Ali çizgisi bir yerlere gidecek. Leyla’nın arkadaş çevresi de bu sezon biraz gölgede kaldı. Cem’i sevmediler ama yine de Leyla’nın kararına saygı duydular. İlk sezonun o eğlenceli grup enerjisi bu sezon tam yoktu ama dostluk hâlâ sağlamdı.
En gerçekçi bulduğum şey, bir kadının böyle manipülatif bir adama karşı durabilmesi ve sonunda kendi yolunu çizebilmesiydi. En gerçek dışı şey? Avukatlık mesleği gerçekten 3 gün tatil yapmalı toplantılar, 2 gün club ve eğlence, 2 gün ofise uğramaktan mı ibaret?
Neyse Leyla ve arkadaşlarına mahkemede başarılar diliyoruz. Dünyadaki ilk erkek değildi, muhtemelen sonuncusu hiç değildir.