Birçoğumuz seyahat etmeyi, yeni yerler görmeyi, yolculuk yapmayı severiz… Hatta Atalarımızın bir lafı vardır hani, Çok okuyan değil çok gezen bilir… Artık okumamak için bahane mi üretmişiz… Yoksa gerçekten çok gezmek mi daha iyidir. Orasını bilemiycem, Yorum sizin… Peki size, aslında istemsizce seyahat etme isteğinin, bir hastalık olduğunu söylesem? Evet, maalesef size kötü bir haberim var eğer istemsizce sürekli seyahat etme isteğiniz varsa. Hasta olabilirsiniz sayın dinleyici aman dikkat. Bu bir hastalık ve tıp dilindeki adı da Dromomani. İsminin havalı olduğuna bakmayın. Bu baya ciddi bir hastalık.
Bu hastalığın teşhisi ilk olarak 1886 yılında Fransız Jean Albert Dadas’a koyulmuş. Dadas, Evden yürüyüş amaçlı çıkmış… çıkış o çıkış, Viyana, Prag, Berlin gibi şehirlere istemsiz olarak seyahat etmiş bu abimiz. Bir gün halsizlik sebebiyle hastaneye yatırılan Dadas’ın, Evraklarının incelenmesi sonucu Fransa’yı boydan boya yürüyerek geçtiği, Viyana, Prag ve Berlin gibi şehirlere gittiği ortaya çıkmış. Kendisine abi gezginmisin hayırdır diye sorduklarında da, belli belirsiz birşeyler hatırlıyorum ama o kadar gezdiğimi hatırlamıyorum demiş. Yani adam gezdiğinin bile farkında değilmiş. " Fransa’da 1886'dan 1909'a kadar düzinelerce insan, kendilerini, benliklerini dahi unutacak şekilde başka şehir, hatta ülkelere gitmek üzere yollara düşmüşler. bu insanlar bir süre sonra, kaçınılmaz son olarak kendilerini gözaltında veya akıl hastanesinde kilitli bulmuşlar. Hiç biriside gittiği yerleri tam olarak hatırlamıyormuş. bir süre sonra bu hastalık o kadar yayılmaya başlamış ki, bu istemsizce gezip tozma işi “patolojik turizm” olarak da adlandırılmaya başlanmış, ve hepsine dromomani teşhisi koyulmuş. ancak çağımızda Dromomani ismi kabullenilmemiş olsa gerek ki, daha havalı bir isim vermeyi yeğlemişiz; seyyahlık, gezgin, traveler artık siz her ne derseniz. Bugün podcastimizde sizlere dromomani hastalığından bahsetmeye çalıştım.