Hepimizin küçük ekranlarında yalnızlaştığı “küçük kara kutular “ çağında ”sevmek” ne demekti?
Küçük kara kutular içinde bir sen bir de ben.Kaydırdıkça beynimde çürümesi hızlanan zihnimin kıvrımları.
Kıvrımları kalmamış düz bedenli,düz düşünen insanlık.
Ne bir belin inceliğindeki hislerde kaybolmayı, ne de düşüncelerin derinliğinde kaybolmayı bilmeyen insanlık.
Aynı çatıyı paylaşsa da kendi “küçük kara kutusunda” yaşayan insanlık.
Her gün bir evrenden diğerine zıplarken zamana karşı tazeliğini koruyamadığından kaydıran parmaklarla çürüyen bir beyin.
Sahi en son ne zaman sevdin?
Küçük kara kutundan çıkıp bir bakışın,bir gözün derinliğinde kayboldun?
En son ne zaman hesap kitap olmadan, karşındakini karanlıkta kalmış gölge yanlarıyla beraber sevebildin?
İlişkilerde yapılan hesap kitaplara love bombing, gaslighting, ghosting gibi havalı adlar buldukları bu cesur yeni dünyada nasıl seveceğiz?
... Nihayetinde de işte kara toprak olmadan,sadık yârimize kavuşmadan önce, nasıl gerçekten seveceğiz?
Bedeni olmayan ,sözde “empati” kuran hayalet bir sevgilide mi aşk ; yoksa bedeninin sıcaklığını kalbinin sıcaklığında bulamadığın bir fânîde mi aşk?
Ey Yunus Emre,Ey Mevlana,Ey Şems ..nereye koydunuz binbir bedeviye sorup bir damla gözyaşında bulduğunuz aşkı?
Kaç gözyaşı şişesi doldurmam gerek sizin bulduğunuz aşkı bulmak için?
“Ya Hak,Ya Hak!” diye dolaşıp aşkı âmâ bedevilere sorardım.
Meğer bedeviler âmâ değil,sağırmışlar.
Ve hologramla evlenen ilk insan da bir kadın oldu.
Alicia Framis adında bir kadın.
Hologramın ismi de AiLex.
Bu hologram Framis'in tanıdığı kişilerin profillerinden yola çıkılarak oluşturulmuş interaktif bir holografik heykel ve onunla duygusal bir bağ kurmayı hedefliyor.
Sanatçının bu performansı, aşk ve teknoloji arasındaki sınırları sorgulamayı ve şehirlerdeki yalnızlıkla mücadele etmeyi amaçlıyor.
Cesur yeni Dünya'da aşk,sevgi ve evlilik temalarının Yapay Zeka,hologram ve robotlarla iç içe geçtiği hibrit Dünya'ya hoş geldiniz !