Fluent Fiction - Turkish

Spices & Bonds: Love and Discovery in Istanbul's Grand Bazaar


Listen Later

Fluent Fiction - Turkish: Spices & Bonds: Love and Discovery in Istanbul's Grand Bazaar
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.com/tr/episode/2025-10-22-22-34-02-tr

Story Transcript:

Tr: Eren ve Zeynep, İstanbul'da Cumhuriyet Bayramı'nın coşkusunu yaşıyordu.
En: Eren and Zeynep were experiencing the excitement of Republic Day in Istanbul.

Tr: Bu özel gün, onları Kapalıçarşı'ya getirmişti.
En: This special day had brought them to the Grand Bazaar.

Tr: Eren, doğanın güzelliklerini ve çeşitlerini keşfetme konusunda çok meraklıydı.
En: Eren was very curious about discovering the beauties and varieties of nature.

Tr: O bir bitki uzmanıydı ve bugün nadir bir baharat bulmayı umut ediyordu.
En: He was a plant specialist and hoped to find a rare spice today.

Tr: Zeynep ise daha temkinliydi, bütçeye dikkat etmeleri gerektiğini söylüyordu.
En: Zeynep, on the other hand, was more cautious, saying they needed to pay attention to the budget.

Tr: Kapalıçarşı her zamanki gibi cıvıl cıvıldı.
En: The Grand Bazaar was lively as usual.

Tr: Renkli tezgahlar, yoğun kalabalık ve havadaki baharat kokuları arasında kayboldular.
En: They got lost among the colorful stalls, the bustling crowds, and the scent of spices in the air.

Tr: Eren nadir bir baharat duymuştu; bu baharat, onun karışımlarını mükemmelleştirebilirdi.
En: Eren had heard of a rare spice; this spice could perfect his mixtures.

Tr: İkisi de heyecan içinde aramaya başladılar.
En: Both of them excitedly began their search.

Tr: Ancak hakimiyetin ve sabretmenin önemi, çarşıda ortaya çıktı.
En: However, the importance of patience and persistence revealed itself in the market.

Tr: Dar sokaklar, kıvrılan köşeler ve kalabalık arasında Eren ve Zeynep, baharat satıcısını bir türlü bulamıyordu.
En: Amidst narrow alleyways, winding corners, and crowds, Eren and Zeynep were unable to find the spice vendor.

Tr: Sonunda, kalabalığın arasında tanımladığı tezgahın önüne geldiler.
En: Finally, they arrived in front of the stall they had recognized among the crowd.

Tr: İşte oradaydı; aradıkları baharat dikkatlice dizilmişti.
En: There it was; the spice they were searching for was carefully arranged.

Tr: Satıcı, Eren’in ilgilendiği baharat hakkında bilgi verirken fiyatın oldukça yüksek olduğunu söyledi.
En: The vendor mentioned that the spice Eren was interested in had a quite high price.

Tr: Eren şaşkınlık içinde kaldı.
En: Eren was taken aback.

Tr: Zeynep, alacaklarının bütçeyi aşacağını hatırlattı.
En: Zeynep reminded him that their purchases would exceed the budget.

Tr: Eren’in aklı karışmıştı, ama kararlılığını kaybetmedi.
En: Eren was confused, but he didn't lose his determination.

Tr: Eren derin bir nefes aldı.
En: Eren took a deep breath.

Tr: Satıcıya döndü ve hislerini paylaştı.
En: He turned to the vendor and shared his feelings.

Tr: Bitkilere olan sevgisini, tutkularını ve bu nadir baharatın ne kadar kıymetli olduğunu anlattı.
En: He spoke of his love for plants, his passions, and how valuable this rare spice was.

Tr: Satıcı, Eren’in heyecanını anladı.
En: The vendor understood Eren's excitement.

Tr: Uzun bir pazarlığın ardından, fiyatı düşürmeyi kabul etti.
En: After a lengthy negotiation, the vendor agreed to lower the price.

Tr: Eren ve Zeynep nihayet baharatı aldılar ve çarşıdan çıktılar.
En: Eren and Zeynep finally bought the spice and left the market.

Tr: Kapalıçarşı'nın kapısından geçerken, etraftaki bayraklar, Cumhuriyet Bayramı'nın coşkusunu daha da hissettiriyordu.
En: As they passed through the gates of the Grand Bazaar, the surrounding flags made them feel the excitement of Republic Day even more.

Tr: Eren, Zeynep’in uyarılarına ve sağduyusuna minnettardı.
En: Eren was grateful for Zeynep's warnings and common sense.

Tr: Zeynep, Eren’in tutkularını görmeyi anlamayı öğrendi.
En: Zeynep learned to see and understand Eren's passions.

Tr: O gün, Eren’in kalbinde sadece nadir bir baharat değil, aynı zamanda Zeynep’le olan bağlarının derinliği de vardı.
En: That day, Eren's heart held not only a rare spice but also the depth of his bond with Zeynep.

Tr: Beraber yürüdüler, Cumhuriyet Bayramı'nın neşesi içinde kaybolarak eve döndüler.
En: They walked together, returning home lost in the joy of Republic Day.

Tr: İkisi de farklılıklarından ötürü birbirlerini daha iyi anlamışlardı.
En: They understood each other better because of their differences.


Vocabulary Words:
  • experiencing: yaşıyordu
  • excitement: coşku
  • curious: meraklı
  • discovering: keşfetme
  • cautious: temkinli
  • lively: cıvıl cıvıl
  • varieties: çeşitlerini
  • bustling: yoğun
  • persistence: sabretmenin
  • narrow: dar
  • winding: kıvrılan
  • vendor: satıcı
  • recognized: tanımladığı
  • confused: aklı karışmıştı
  • determination: kararlılığını
  • negotiation: pazarlık
  • surrounding: etraftaki
  • grateful: minnettardı
  • common sense: sağduyu
  • bond: bağ
  • patience: sabır
  • attention: dikkat
  • breath: nefes
  • passion: tutku
  • valuation: kıymet
  • colorful: renkli
  • mixtures: karışımlar
  • specialist: uzman
  • revealed: orta çıktı
  • purchase: alacaklarının
...more
View all episodesView all episodes
Download on the App Store

Fluent Fiction - TurkishBy FluentFiction.org