Tanrı insanla konuşur mu? Yoksa sadece peygamberler aracılığıyla vahiy mi gönderir? Hristiyan, Musevi, Müslüman tasavvufcular bunun üzerine ziyadesiyle çalışmış ve ortak bir kökende adeta buluşmuşlardır. İbn-i Arabi, Hallac-ı Mansur, Rene Descartes, Sokrates, Platon, Immanuel Kant, Carl Jung gibi birbirini tanımayan isimlerin ortak paydaşlığını yaptığı zorunlu yaratım süreci, Tanrı ile iletişimin de temel basamağını oluşturuyor. Onlara göre taşmadan oluşan yeryüzü, her varlıkta Tanrı'dan bir tecelli de barındırıyor. Hal böyle olunca varlığın temel basamağı, Tanrısal bir kelamı da içeriyor. Logos olarak bilinen bu tasavvufi perspektif hali hazırda, zihinlerde Tanrı'yı anlamak için de bir kudret oluşturuyor.