Share Yersiz Turist
Share to email
Share to Facebook
Share to X
By Tuna & Ömer
The podcast currently has 14 episodes available.
Amerikan kıtasının en içlerinde en taşrasında, Oklahoma eyaletinde vuku bulan bir takım hadiseler, nasıl oldu da bütün dünyanın ilgisini cezbetti? Son derece sıcak bir konu olan Tiger King: Murder, Mayhem and Madness belgeseleni konuşarak başladığımız bu bölümde, yine belgeselin içeriğinden hareketle, Amerikan kültürüne has kimi öğeleri ve Amerika'ya dair hislerimizi paylaşıyoruz.
Yersiz Turist treni, nostaljik 95-05 seyrinden sonra, yeniden günümüze dönüyor. İzolasyon günlerini nasıl geçiriyoruz? Hangi dizileri izledik, kitapları okuduk ve sosyal medyada neleri takip ediyoruz? Biraz İngiliz ve Amerikan polisiye dizilerinden, biraz güncel romanlardan ve biraz da Twitter'da takip ettiğimiz hesaplardan ve etkinliklerden söz ediyoruz. Joe Exotic'ten William Faulkner'a, Charles Baudlaire'den Liam Gallagher'a uzanan bir sohbet karmaşası ilgilinizi çekerse, içeri buyrun. Bize ulaşmak isterseniz, adresimiz, [email protected]
20. asrın sonunu, 21. asrın başını kapsayan döneme karakterini veren basın/yayın mecralarını, mekanları, kişileri anıyor ve bu dosyayı kapatıyoruz. Bu nehir söyleşimizi, bu bölümde andığımız Hakan Orman'ın anısına armağan ediyoruz. Bize ulaşmak için: [email protected]
İlk bölümünü geçen hafta yayınladığımız sohbete, kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bize ulaşmak için: [email protected]
Podcast hostları Tuna ve Ömer, kendi bellek dolaplarının en eğlenceli bohçasını açıyorlar. 1995-2005 yılları arasında girip çıktıkları mekanları, sahnede dinledikleri toplulukları anlatıyor, kendi geçmişlerine duydukları özlemle, dönemin havasını yeniden canlandırmaya çabalıyorlar. Hemen hemen aynı yıllarda, Ankara'da ve İstanbul'da hangi mekanlarda, hangi topluluklar çalıyor, insanlar hangi muhitlerde, nasıl eğlenceleri tercih ediyorlardı? Dönemi yaşamış olanlar için hatıraların tazeleneceği, yüreklerin sızlayacağı; "Eski Türkiye"yi yeterince solu(ya)mamış olanlar içinse sokakların daha özgür, müziklerin daha gürültülü ve biraların daha sulu olduğu yıllara dair fikir edinebilecekleri bir kayıt serisi başlıyor. Yersiz Turist podcast kısa tarihinin en büyük kıyağı ile karşınızda; çekilişsiz kurasız, hüzün ve heyecan dolu bir zaman yolculuğu… Bonus: Athena grubu üyelerinin karıştığı ve bugün olayın tarafları dahil herkesin unuttuğu bir kavga anısı.
Bize ulaşmak isterseniz, mail adresimiz: [email protected]
Bölüm başındaki alıntı Mad Men Season:1 Episode: 13 The Wheel'den (2007): "Teddy told me that in Greek nostalgia literally means 'the pain from an old wound.' It’s a twinge in your heart far more powerful than memory alone. This device isn’t a spaceship, it’s a time machine."
Podcast hostları Tuna ve Ömer, kendi bellek dolaplarının en eğlenceli bohçasını açıyorlar. 1995-2005 yılları arasında girip çıktıkları mekanları, sahnede dinledikleri toplulukları anlatıyor, kendi geçmişlerine duydukları özlemle, dönemin havasını yeniden canlandırmaya çabalıyorlar. Hemen hemen aynı yıllarda, Ankara'da ve İstanbul'da hangi mekanlarda, hangi topluluklar çalıyor, insanlar hangi muhitlerde, nasıl eğlenceleri tercih ediyorlardı? Dönemi yaşamış olanlar için hatıraların tazeleneceği, yüreklerin sızlayacağı; o "Eski Türkiye"yi yeterince solumamış olanlar içinse sokakların daha özgür, müziklerin daha gürültülü ve biraların daha sulu olduğu yıllara dair fikir edinme fırsatı. Yersiz Turist podcast kısa tarihinin en büyük kıyağı ile karşısınızda; beleşe zaman yolculuğu. Bonus: Athena grubu üyelerinin karıştığı ve bugün olayın tarafları dahil herkesin unuttuğu bir kavga anısı.
Bize ulaşmak isterseniz, mail adresimiz: [email protected]
Bölüm başındaki alıntı Mad Men Season:1 Episode: 13 The Wheel'den (2007): "Teddy told me that in Greek nostalgia literally means 'the pain from an old wound.' It’s a twinge in your heart far more powerful than memory alone. This device isn’t a spaceship, it’s a time machine."
Yersiz Turist'in ortakları da bir süredir eve kapandı. Günlerimizi, tıpkı herkes gibi; televizyon izleyerek, ayna karşısına geçip belimizin ne kadar kalınlaştını kontrol ederek, bu iş bittikten sonra yapacağımız şeylerin hayalini kurarak ve yalnız mecbur kaldığımızda kullanacağımız en ölümcül karate darbelerini öğrenerek geçiriyoruz. Yeni bir konu bulmak ve program çekmek için motive olmak gerçekten çok zor. O yüzden, oturduğumuz yerden yaptığımız en iyi, basit ve eğlenceli şey hakkında konuşuyoruz; son günlerde izlediğimiz eski/yeni filmler. Filmlere verdiğimiz notlar aşağıda, yorumlarımız ise ses kaydında. Bize ulaşmak için: [email protected]
The Square (2017): 7
Happy End (2017): 5.9
Knives Out (2019): 8
Extinction (2015): 5
Near Dark (1987): 5
Lady Bird (2017): 7
If.... (1968): 5
Sixteen Candles (1984): 7
Uncut Gems (2019): 6
Yersiz Turist'ten müjde! Kötü günler geride kaldı, daha kötü günler bizi bekliyor. Covid-19 virüsünün sebep olduğu türlü endişelerimizi ele alarak bu tatsız konuyu podcast gündeminden uzaklaştırıyoruz. Çocukluğumuzdan beri taşıdığımız endişelere yenilerini ekledik, adım adım cinnete mi gidiyoruz? Yoksa bir noktada, bu virüsü daha yakından tanıyıp, sonuçlarını içselleştirip endişelerimizi kontrol altına almaya başarabilecek miyiz? Yersiz Turist, yanıtlarını bulamayacağı sorular türetmeye hızla devam ediyor.
Corona gündeminin yakıcılığında, evvelki bölümün manidar zamanlamasına ilişkin şaşkınlığımızın ve devam yorumlarımızın açtığı bu bölümde Johan Huizinga’nın insanın temel içgüdülerinden saydığı “oyun” kavramından giriyor, bunun temelini oluşturan “eğlence” kavramını Bertrand Russell yoluyla "can sıkıntısı" ile kaynaştırıyor, Marksist emek-değer kuramı marifetiyle üretim/tüketim temelli analizine çıkıyoruz. Eğlence üretilmeli midir, hazır mı tüketilmelidir? “Yaratıcılık” artık bizzat kendi etimolojisine zıt biçimde “üretim” dışında ne varsa onu mu niteliyor? Sorular uçuşurken konu bir eğlence alt başlığı olan “turizm” ve ismimizin de öznesi olan “turist” olma haline geliyor. Bu kez üretim şöyle dursun, turizmdeki tüketim biçimlerinin dahi aslında özgür olamayabileceği ihtimali üzerinden, seçimlerin etkenliği ve edilgenliği üzerine laflıyoruz. Hevesimiz mi daha çok, özentimiz mi? Alternatif turizm mümkün mü, mümkünse ne kadar alternatif? Turizmci taş mı yesin, yoksa beklenti mi yönetsin? (Not: bu bölümde belde yerleştirme vardır. Visit Alaçatı!). Akabinde 20lerde (çok şükür artık nümerik bir decade’imiz var) hangi konuyu ele alsak sosyal medya etkisinden arındırmamızın mümkün olmadığı gerçeğiyle yine yüzleşiyoruz. Medyum manipülasyon gücünü paylaşım histerisinden mi alıyor? Facebook'la birlikte özlük bilgileri ansızın ifşa olup da aslında birer "alter-ego" rumuzlar yerini gerçek kişilere bırakırken, Instagram ne ara kişisel bakıştan kişiye bakılana geçti? Reytinglerde objektifin ötesi mi makbul, berisi mi? Bu soruların cevaplarından bizler ne kadar sorumluysak, artık bir görüş ve şikayet merciine ( [email protected] ) sahip sizler de o kadar sorumlusunuz.
The podcast currently has 14 episodes available.