Gülçin, ne ile karşılaşacağını bilmeden girdiği Çevre Mühendisliği bölümünü, “madem girdim, iyi bitireyim bari” diyerek tamamlamış. Yüksek lisansını da çevre mühendisliği üzerine yaptıktan sonra çalıştığı kuruluşta mühendislikten daha çok uluslararası ilişkiler ve siyasete yakınlaşarak İklim değişikliği ve enerji politikaları uzmanı olmuş.
Bizlerin bugünlerde iklim değişikliği ile ilgili sıklıkla duyduklarını o, on beş sene öncesi dillendirmiş. Bugün kabullenilmeyen gerçekleri o günlerde anlatmaya çalıştığınızı düşünün; zor iş. Deveye hendek atlatmak adeta.
Harekete dair her daim ilgisi olan ve vücudunun esnekliğini önemseyen Gülçin, Yoga’ya başlar. İşin içine girdikçe Yoga’nın esnekliğin çok ötesinde bir içsel yolculuk olduğunun idrakına varır. Bu yolculuk kendine dair kavrayışında da bir değişikliği beraberinde getirir haliyle.
Kendisiyle ilgili çok güzel bir tespiti var.
“16 yıllık iş yaşamım boyunca kariyerimde farklı işler oldu. Kendimi, yoga öğretirken ifade edebildiğim gibi hiçbirinde sunamadım.”
Yoga öğrenmeye devam ederken bambaşka bir dala el atar. 2014 nisan ayında, iki arkadaşıyla beraber Yoga Journal Türkiye’nin ilk sayısını çıkarırlar ve bu yolculuk 2019 yılına kadar 21 sayı devam eder.
Gönül koyduğunu yapmak isteyen yapısı, senelerdir aklında olan dalga sörfünün peşinde onu Ordu’ya getirir. Dalga sörfü illa popüler mekanlarda yapılır algısını kırmak ister. Kendine tanıdığı iki ay sonrasında eylül 2021’de Ordu’da yaşamaya karar verir ve ikametgahını bile Ordu’ya alır.
Değişikliklerin içine cesaretle giren bu genç kadının sohbetini keyifle dinleyeceğinizi umuyorum.
Geçişlerde kullanmak üzere beğendiği müzikleri sormuştum Gülçin’e. Telif sebebiyle maalesef istediği parçaları kullanamadık. Ama belki sizler dinlemek isterseniz diye buraya bırakıyorum.
Tame Impala – No choice
Temples – Paraphernalia
Inner Wave - June
#yogajournalturkiye #yoga #mellowturkiye #meteersoz #yolyolcuyolculuk #dalgasörfü #gönülkoydugunuyapmak #kendiyolunubelirleme