Tarih yaprakları 10 haziran 1990 yılını gösteriyordu,

İngiltere Birmingham’dan, İspanya Malaga’ya giden British Airways’in mürettebatı ve yolcuları için sıradan bir gündü. Kabin görevlileri uzun yıllardır birlikte çalışan deneyimli bir ekipti. Sadece Yardımcı pilot Alastair Atchison ekibe yeni katılmıştı. Uçağın Kaptan Pilotuysa Tim Lancaster 21 yıllık deneyimli pilottu, kalkıştan hemen önce uçağın etrafını dolaşarak bir aksaklık olup olmadığına baktı ve bir gün önce yapılan bakımın kayıtlarını inceledi. Uçağın ön camı değişmişti, bu sürekli olan bişeydi ve bunu yardımcısına ilettikten sonran kalkış için gerekli hazırlıklara başladı. 

Saat 08:20’de kaptan rutin bir kalkış gerçekleştirdi. 81 yolcu 6 mürettebatla birlikte uçak göğe doğru tırmanmaya başladı. Her şey olması gerektiği gibiydi 2 Saat içinde ispanyada olacaklardı. Uçak kısa sürede 16 bin fit yüksekliğe ulaşmıştı ve Kaptan Pilot Tim Lancaster kahvesini yudumlamak üzere kemerini gevşetti. Uçak kalkalı henüz 13 dakika olmuştu ki bi andan her şey değişti; Kaptan Pilotun camında büyük bir patlama meydana geldi. Basınçlı hava camı kırıp Kaptan Pilot Tim Lancaster’ı camdan fırlatmıştı. Büyük bir şans eseri bacakları levyede sıkışmış ve tamamen uçup gitmesini engelleyerek kokpitin tavanına yapıştırmıştı...

1869 Yılında  İrlanda'da dünyaya gelen Mary Mallon, 1880’lerin ortasında Amerikaya göç etmek isteyen milyonlarca insandan biriydi sadece.

Sıradan bir göçmendi ve Amerikaya göç ettiğinde sadece 14 yaşındaydı. New York’da zengin bir ailenin yanında aşçı olarak işe alındı. Ve bir kaç hafta içinde ailenin tümü Tifo Virüsüne yakalanıp hastaneye kaldırıldı. Mary, sessizce o evden ayrılıp başka bir zengin ailenin yanında iş buldu.

1900’lu yılların başından Tifo Salgını Amerikada ve diğer bir çok ülkede sadece ketsel yoksullar için büyük bir sorundu, zengin muhitler için bir sorun değildi ama aniden zengin ailelerin muhitlerindede sıklıkla görülmeye başlandı. Süreç halinde bunun sebebi soruşturulmaya başlandı ve Mary’de aynı hızla başka yerde iş buluyor yerini değiştiriyordu.. Taki 1906 yılında Long Island’a Oyster Körfezinde yaşayan dönemin en zengin ailesinin yanında aşçı olarak işe başlayana kadar… 

Nereden geldikleri, kim oldukları bilinmiyor!! 8.yüzyılda Iskandinavya’da birden ortaya çıktılar ve uzun yıllar boyunca buzullar içinde beklediler.

İri, güçlü, heybetli ve sert savaşçılardı. Onlar Vikinglerdi!

İskandinav dilinde korsan anlamına gelen “Vikingr’’ sözcüğü Tarihteki asıl İsimleri oldu. Dönemin Din adamları olabildiğince onlardan bahsetmezlerdi, felaketin habercisi olarak biliyorlardı ve ölümlerinin muhakkak onlardan olacağına inanıyorlardı.

Kendileri gibi uzun boylu, cüsseli, korkunç görünen kimseler olmadığından, kilometrelerce öteden o oldukları anlaşılırdı.

Vikingler; Çok tanrılı, Pagan bir inanç kültürüne sahiplerdi. İskandinav Mitolojisinde Savaş Tanrısı ODİN’i Baş Tanrı olarak görüyor, Cennetleri olan VALHALLA’ya gitmek için savaşıyorlardı.

Tarihin en korkunç tarikatı olan Haşhaşilerin sahip oldukları asıl şey büyük bir ordu ya da büyük bir servet değildi. Sahip Oldukları şey, kendilerine rehber olan ve Cennet kapısını aralayan bi adamdı!! Öyle ki bu adam, Alamut Kalesini tek bir kılıç darbesi kullanmadan ele geçirip, dönemin en güçlü Devlet adamlarına baş kaldırıp, tarihe Haşhaşilerin başı olarak geçecekti!!

Az sayıda yetiştirdiği Fedailerine savaş meydanlarında savaşmayı öğretmek yerine, ortadan kaldırmak istediği kişileri kendi yataklarında zehirli bir hançer darbesiyle öldürmeyi ve öldürdüğü kişinin üstüne hançerini bırakıp ölümünün gelmesini beklemeyi öğretti. 

Bu Onların Mesajıydı

Yaptığı suikastlerle dönemin en güçlü Devlet adamları kendi saraylarında güvende hissetmiyor, Uykularını yarıda bırakıyorlardı..

Düşmanların uykularını kaçıran bu adam HASAN SABBAH’tan başka biri değildi. 

1986 yılında Dünyayı derinden etkileyen ve Tarihe büyük bir facia olaraka geçen Çernobil Patlamasını büyük bir üzüntü ve keder içinde detaylıca sizler için derledik. 

Patlamanın asıl sebebine, meydana gelen ölümlere ve buna neden olan kişileri ele aldık..

1952 yılında, İngilterenin Manchester kentindeki bir evde hırsızlık olayı yaşandı..

Kısa sürede hırsız yakalandı ama Sorgu anında öyle bir itirafta bulundu ki ev sahibinin derhal yakalanmasına neden oldu..

Ev sahibi varlıklı biriydi ve İngilterede yasaklı bir durumu kendi evinde gizli bir şekilde yaşıyordu.

Ayrıca ev sahibi İkinci Dünya Savaşında 15 milyon insanın hayatını kurtaran bir savaş kahramanıydı ve Apple markasının ısırılmış elma logosuna ilham kaynağı olmasının yanı sıra günümüzde kullandığımız bilgisayarların var olmasını sağlayan biriydi.

Ev sahibi yargılanmak üzere mahkemeye çıkarıldı ve Mahkeme heyeti bu savaş kahramanına ülkesine yaptığı onca şeye rağmen hayatı boyunca unutamayacağı bir ceza verir..

Bahsini ettiğimiz kişi; Tarihin en değerli Matematikçilerinden biri olan, Kriptolog ve bilgisayar Biliminin babası Alan Mathison Turing’ten başka biri değildi !!