LÂ İLÂHE İLLALLAH İLE TÂGUTLARI REDDETMENİN BENZERLİĞİ
Bilindiği gibi lâ ilâhe illallah demek, Allah’tan başka ilahlarıın olmadığını ikrâr ettikten sonra Allah’a îman etmenin bir tarifidir. Bu şu demek oluyor; Önce zihninizdeki, kalbinizdeki tüm ilahları söküp atmalısınız ki Allah’a îman etmiş olasınız. Kalbinizdeki ilahları söküp atmadan, Allah’a îman ettiğinizi söylemeniz boş bir iddiadır.
Tâgutu veya tâgutları inkar da tam böyledir.Tâgutları reddetmeden, onlardan beri olduğunuzu ikrar etmeden Allah’a îman iddiânız yalandır. Bu benim sözüm değil bizzat âlemlerin Rabbi’nin sözüdür. Nitekim Allah Azze ve Cell bakara sûresinin 256. Âyetinde şöyle buyurur:
فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِنْ بِاللّٰهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰىۗ لَا انْفِصَامَ لَهَاۜ
“…Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir.”
Gördünüz mü? Allah’a îmanın gerçekleşebilmesi için önce tâgutun reddedilmesi sonra da Allah’a îman edilmesi gerektiği âyette açıkça vurgulanmıştır. İşte burada kelime-i tevhid de bu âyet de bu konuda aynı şeyleri söyleyerek birbirleri ile benzeşmişlerdir.
Aşağıdaki âyet de aynı şeyi ifâde etmektedir:
وَلَقَدْ بَعَثْنَا ف۪ي كُلِّ اُمَّةٍ رَسُولًا اَنِ اعْبُدُوا اللّٰهَ وَاجْتَنِبُوا الطَّاغُوتَۚ
“Andolsun Biz her ümmete: “Allah’a kulluk yapın ve TAĞUT’tan (Bâtıl nizamlardan ve putlaştırılmış insanlardan) kaçının!” diye (tebliğ etmeleri için) bir elçi gönderdik.” (Nisâ: 36)
Görüldüğü gibi bu ayet, peygamberlerin gönderilme sebeblerinden birinin de “tâgutlardan kaçınmak için” tebliğ etmeleri olduğunu açıkça beyân etmektedir.Tâguttan ve tagutlardan, tâgûtî sistemlerden, rejimlerden kaçınmak için de Tâgutun ne olduğunu doğru bilmek gerekir. Tâgut bilinci doğru olmadıkça tâgutları inkar mümkün olmaz. Kişi bu âyete îman ettiğini söyler durur ama tâgutları desteklemeye de devam eder. Peki nedir veya kimdir Tâgut?
İbn-i Cerir et-Taberî tâgutu şöyle izah eder:
"“Bana göre tâguta verilecek en doğru anlam; Allah Teâlâ'ya karşı haddini aşan ve Allah Teâlâ'dan başka kendisine zorla veya gönüllü itaat edip bağlanılarak ibâdet edilen kimsedir.Kendisine ibâdet edilen bu varlık bir insan olabileceği gibi şeytan, dikili taş, put veya herhangi bir şey de olabilir.” ( Taberî Tefsiri, cilt:3, sayfa:21 )
Buna göre tâgut, kulu, Allah-u Teâlâ’ya ibadetten, dinde ihlâslı olmaktan, Allah-u Teâlâ’ya ve rasûlüne itaat etmekten engelleyen ve uzaklaştıran her şeydir. Bu, cinden ve insandan bir şeytan olabileceği gibi, ağaçlar, taşlar ve başka şeyler (nefis, hayvan, para, kadın, mezar) de olabilir.
Tâgut’un bir diğer anlamı ise; Allah’ın kanunlarına, hükümlerine mukâbil hükümler koyan ve insanları bu hükümlere uymaya çağıran, zorlayan her kişi, kurum, otorite, sistem ve rejimdir. Bugün beşerî sistemlerin her biri birer tâgut olduğu gibi bu sistemlerin idârecileri, savunucuları da birer tâgutturlar. İşte Allah’ın hükümlerine aykırı hükümler koyan veya konulmuş buöyle hükümlerle insanları idare edip Allah’a isyan eden her kişiyi, otoriteyi, sistemi, ideolojiyı inkar etmeden Allah’a îman gerçekleşmez. Bunun böyle bilinmesi ve ona göre hareket edilmesi gerekir. Selam ve dua ile.
#islam #tevhid