Kışkırtma
Şehrin ortasına emanetini bırakıyor tahammül
Sarkıyor kendinden başkası olan boşlukta
Huyunu değiştir artık sarının
Yaralarımızın iziyle yorduğumuz kantaronların acısını hafiflet
Koparırken toprağından yurt bildiği kökleri
Bileğimize us ver
Savurduğun rüzgârın kırılmasından kork artık
Çanların, minarelerin
Böldüğün şehir ve ülkelerin üstünden geçerken
Adınla çıkardığın savaşların baltalarına sürdüğün yüze acı
Çadırları evi sananların günahını üstlen artık
Duvarlara asılmış haritalar kışkırtırken düzenekleri
Aklımızı bilet kesen garlarla yormaktan vazgeç
Adını defalarca değiştirdiğin yeter
Günlerimizi alkışlı alanlara dök
Pencereleri avlulardan burçlara açılan ılık sularda yıkanalım
Bize bak
Bize bağışlan
Gözümüzü kamaştıran ipinden kurtulalım