Hiç Unutamayacağım Ses
Acı frenle sarsılıp duran otobüsün homurtusuna sekiz on çocuk koştu. Ellerinde çantalar, keseler, başlarında şapka vardı çocukların. Genzimi tıkayan zehirli dumanı yutkunurken sordum:
-Okula mı gidiyorsun?
Okul karşıda iki ağartı hâlinde görünüyordu. Çocuklardan birisi beyaz binaya döndü, ”He ya!” dedi.
Onlara öğretmen olarak geldiğimi söyledim.
Bavulları, çantamı, daktilomu, eşyamı kucakladılar:
-Sen tasalanma öğretmenim, biz taşırız...
Yedek subaylık görevimi öğretmen olarak yapacaktım. İlk defa öğrencilerden ”Öğretmenim” sözünü işitiyordum. Hiç unutmayacağım bu sesi. Bu beni saran, bir hüzünlü şarkı gibi içime işleyen sesi unutmayacağım.
-Öğretmenim!
Sesimin titrediğini çocuklar duymasın diye teşekkür etmedim. Şoför ”Eyvallah” dedi, el salladım, yaşaran gözlerimi köye çevirdim.