Share Kadın Savunması
Share to email
Share to Facebook
Share to X
Tarihsel bir kırılma anından geçiyoruz! Çeyrek yüzyıl boyunca yağmacı neo-liberal politikaları vahşi bir kadın düşmanlığı, zulüm ve en gerici dinci ideolojiler eşliğinde sürdürmeye çalışan; eşitlik, özgürlük ve kardeşlik arzularımızı ayaklar altına alan dinci, neo-liberal bir diktatörlük rejimi tarihsel zamanını doldurdu: Kral Çıplak!
Tarihsel bir kırılma anından geçiyoruz! Çeyrek yüzyıl boyunca itaatsizliğimizle, isyanımızla kadın, emek ve doğa düşmanı diktatörün en korkulu rüyası olan biz kadınlar, şimdi sokaktan aldığımız güç ve sorumlulukla yeniden haykırıyoruz: Diktatör kaç kaç kaç, kadınlar geliyor! Kadınlar sistemli kadın düşmanlığının, pandemide yaşanan büyük yoksullaştırmanın ve toplumsal bir katliama, toplumsal bir sefalete dönüştürülen büyük deprem yıkımının, hayatımızın büyük bir yıkıma dönüştürülmesinin hesabını sormaya geliyor! Burada olanlar ve olamayanlar için!
Çıplak diktatör, bitip tükenen tarihsel zamanını “seçilmiş diktatör” olarak bir kez daha uzatmaya çalışırken, “yasa ve Anayasa-dışı” bir seçim sürecinin belirleyici etkileri altında yaşanan tarihsel bir kırılma anından geçiyoruz. Bu kırılma anında, İstanbul Sözleşmesini hukuksuz yöntemlerle bir gecede fesheden tek adamın adaylığı da aynı hukuksuz yöntemlerle onaylandı. Adayların, partilerin ötesinde, halkı yıkımdan yıkıma sürükleyen bir rejimin oylanacağı bu sürecin ortaya çıkaracağı siyasal sonuçlar hem bizlerin hem de “seçilmiş diktatörün” geleceği açısından yaşamsal sonuçlar doğuracak.
Beş yıl önce “kadın kadını savunur” diyerek yaptığımız çağrıyı, yaşamakta olduğumuz olağanüstü politik koşulları dikkate alarak bir kez daha yineliyoruz:
Bu memlekette seçimin hiçbir zaman sandığa sığmadığını biliyoruz, değiştirme irademize ve gücümüze sahip çıkıyoruz! Bu olağanüstü süreçte “seçmenler” olarak değil, diktatörlük rejimini değiştirme iradesine ve kararlılığına sahip bir mücadelenin gücüyle konuşuyoruz! Tek adamın, 2015’te kaybettiği iktidarı, ülkenin dört bir yanında önünü açtığı kanlı şiddet eylemleriyle nasıl yeniden ele geçirdiğini unutmadık. Ama hayatımıza, haklarımıza ve mücadelemize sahip çıktığımızda oluşan meşru ve kitlesel gücümüzle, bizden çalmaya çalıştıkları hayatımızı nasıl savunduğumuzu da unutmadık! 22 yıldır askeriyle, polisiyle, tarikatıyla, kontrgerillasıyla, eğitim kurumları ve sermayesiyle tüm güç ve kaynaklarını kendi iktidarı yararına gasp eden bir diktatörlüğün bunlardan kolayca vazgeçmeyeceğini biliyoruz. Ama tüm meşruluğunu kaybetmiş bir rejime itaatsizliğin meşru gücünü de biliyoruz. Bu yüzden erkek şiddetine, İslamcılığa, emek sömürüsüne karşı mücadele içinde ördüğümüz feminist özsavunma ağlarımıza ve mücadele ortaklıklarımıza, en çok bu tarihsel kırılma anında ihtiyacımız olduğunu vurguluyoruz.
Devamı için: https://kadinsavunmasi.org/burada-olanlar-ve-olamayanlar-icin-diktatoru-gonderecegiz-kadin-savunma-agi/
Tarihsel bir kırılma anından geçiyoruz! Çeyrek yüzyıl boyunca yağmacı neo-liberal politikaları vahşi bir kadın düşmanlığı, zulüm ve en gerici dinci ideolojiler eşliğinde sürdürmeye çalışan; eşitlik, özgürlük ve kardeşlik arzularımızı ayaklar altına alan dinci, neo-liberal bir diktatörlük rejimi tarihsel zamanını doldurdu: Kral Çıplak!
Tarihsel bir kırılma anından geçiyoruz! Çeyrek yüzyıl boyunca itaatsizliğimizle, isyanımızla kadın, emek ve doğa düşmanı diktatörün en korkulu rüyası olan biz kadınlar, şimdi sokaktan aldığımız güç ve sorumlulukla yeniden haykırıyoruz: Diktatör kaç kaç kaç, kadınlar geliyor! Kadınlar sistemli kadın düşmanlığının, pandemide yaşanan büyük yoksullaştırmanın ve toplumsal bir katliama, toplumsal bir sefalete dönüştürülen büyük deprem yıkımının, hayatımızın büyük bir yıkıma dönüştürülmesinin hesabını sormaya geliyor! Burada olanlar ve olamayanlar için!
Çıplak diktatör, bitip tükenen tarihsel zamanını “seçilmiş diktatör” olarak bir kez daha uzatmaya çalışırken, “yasa ve Anayasa-dışı” bir seçim sürecinin belirleyici etkileri altında yaşanan tarihsel bir kırılma anından geçiyoruz. Bu kırılma anında, İstanbul Sözleşmesini hukuksuz yöntemlerle bir gecede fesheden tek adamın adaylığı da aynı hukuksuz yöntemlerle onaylandı. Adayların, partilerin ötesinde, halkı yıkımdan yıkıma sürükleyen bir rejimin oylanacağı bu sürecin ortaya çıkaracağı siyasal sonuçlar hem bizlerin hem de “seçilmiş diktatörün” geleceği açısından yaşamsal sonuçlar doğuracak.
Beş yıl önce “kadın kadını savunur” diyerek yaptığımız çağrıyı, yaşamakta olduğumuz olağanüstü politik koşulları dikkate alarak bir kez daha yineliyoruz:
Bu memlekette seçimin hiçbir zaman sandığa sığmadığını biliyoruz, değiştirme irademize ve gücümüze sahip çıkıyoruz! Bu olağanüstü süreçte “seçmenler” olarak değil, diktatörlük rejimini değiştirme iradesine ve kararlılığına sahip bir mücadelenin gücüyle konuşuyoruz! Tek adamın, 2015’te kaybettiği iktidarı, ülkenin dört bir yanında önünü açtığı kanlı şiddet eylemleriyle nasıl yeniden ele geçirdiğini unutmadık. Ama hayatımıza, haklarımıza ve mücadelemize sahip çıktığımızda oluşan meşru ve kitlesel gücümüzle, bizden çalmaya çalıştıkları hayatımızı nasıl savunduğumuzu da unutmadık! 22 yıldır askeriyle, polisiyle, tarikatıyla, kontrgerillasıyla, eğitim kurumları ve sermayesiyle tüm güç ve kaynaklarını kendi iktidarı yararına gasp eden bir diktatörlüğün bunlardan kolayca vazgeçmeyeceğini biliyoruz. Ama tüm meşruluğunu kaybetmiş bir rejime itaatsizliğin meşru gücünü de biliyoruz. Bu yüzden erkek şiddetine, İslamcılığa, emek sömürüsüne karşı mücadele içinde ördüğümüz feminist özsavunma ağlarımıza ve mücadele ortaklıklarımıza, en çok bu tarihsel kırılma anında ihtiyacımız olduğunu vurguluyoruz.
Devamı için: https://kadinsavunmasi.org/burada-olanlar-ve-olamayanlar-icin-diktatoru-gonderecegiz-kadin-savunma-agi/
The podcast currently has 10 episodes available.