Farkındalık fısıltıyı görebilme meselesinde.. fısıltıyı kaotik bir gürültü içinden ayrıştırmanız gerekiyor. 

Fısıltı sadece dikkatli dinleyen kulaklar içindir.
 Yavaşlamak ve dikkatle dinlemek bir farkındalık sanatıdır. 

Duraklayacak kadar yavaşlamak diğer tüm gürültüleri ve 

dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldırmak içindir. Bu yüzden durmak ve yavaşlamak arasında fark vardır. Modern dünyada insan yavaşlamayı sevmez. Mesela beklemek bizi yavaşlatır. Sırada beklemekten, mesaj beklemekten, trafikte beklemekten, sonuçları beklemekten, insanların ve bir şeylerin değişmesini beklemekten hazzetmeyiz; hızlı, anında, hemen çözümlerden hoşlanırız. 

Bu yüzden durmak kolaydır. Yavaşlamaksa en zoru. 

İnanç fısıltı ile daha büyük bir düzene ait olduğunun hatırlanması.

“Sorgulanmamış bir yaşam, yaşamaya değmez.”

Sokrates 

insanların geneli korku seviyesinde işler ve korku öğretilen bir şeydir bizlere. 
korkusu çok olan ülkelerin ilhamı küçük kalır. 

mutlu insandan çok mutlu insana dair içerik var. 

«Eğer varsan ve hayattaysan nefes alırsın. 

  Nefes alırsan konuşursun. Konuşursan sorarsın. 

  Sorarsan düşünürsün. Düşünürsen araştırırsın.

  Araştırırsan tecrübe edersin. Tecrübe edersen öğrenirsin.

  Öğrenirsen büyürsün. Büyürsen arzularsın. 

  Arzularsan bulursun ve eğer bulursan… 

  Şüphe edersin. Şüphe edersen sorgularsın. 

  Sorgularsan anlarsın. Eğer anlarsan bilirsin. 

  Bilirsen daha çok bilmek istersin. Daha fazla bilmek istiyorsan…

  İşte yaşıyorsun ve her şeyi bilemeyeceğini kabul etmelisin!»

Yas, yalnızca sevdiğiniz birinin ölümü anlamına gelmez. Yas  bir hastalık, yakın bir ilişkinin ve hatta bir proje veya hayalin sonu olabilir. Pandemide tecrit edilmek bile yas sebebi olabilir. Bildiğin dünyanın bitmiş olması ve değişim olgusu bile keder verebilir. 
inkar

kızgınlık

pazarlık

depresyon

kabul

"Neden çoğumuz ruh eşimizi bulma umuduyla 'tek gerçek aşkı' sonsuza kadar arıyoruz?" Aradığımız şey kabullenilmek. 
'Tek gerçek aşkın' sizi koşulsuz kabul edeceğine inanıyorsunuz. Bunu arayışınız aslında kendinizi tanıma ve kabul etme arayışıdır. Her ilişki ve her ruh, size kendinizi tanımanız için yeni bir fırsat sağlamak için oradadır. Kendinizi tanımak ve kendinizi sevmek için büyüyebilmeniz, kendinizi tanımakla olur. 
Mesih, Buda ve diğerleri tarafından keşfedilen en büyük sır, içteki öze aşık olmanın sırrıydı. Benliği sevdiğinizde, bir kabullenme ve hatta tam bir kabullenme halindesinizdir.Kabul ettiğinizde, dünyaya ve içindeki her şeye direnmeyi bırakırsınız.
Direnmekten vazgeçtikçe her şeyin olduğu gibi olmasına izin verirsiniz.

sevgil ruhdaşlarımız bu süreçte yanımızda bulunması gereken kişilerdir.  Onları görmek için gözleriniz açık ve algınız geniş olsun.

dostluk ve arkadaşlık arası bağlam farkında seçimlerimiz.

“Gerçek Dostlardan oluşan bir çevrede her insan basitçe neyse odur: kendisinden başka hiçbir şeyi temsil etmez. Hiç kimse bir başkasının ailesi, mesleği, sınıfı, geliri, ırkı ya da geçmiş tarihi hakkında iki peni umursamaz. Tabii ki sonunda bunların çoğunu öğreneceksiniz. Ama gelişigüzel. Bir örnek veya bir benzetme sağlamak, bir anekdot için mandal görevi görmek için parça parça ortaya çıkacaklar; asla kendi iyilikleri için değil. Dostluğun krallığı budur. Bu dostluk aşkı (esas olarak) sadece fiziksel bedenlerimizi değil, ailemizden, işimizden, geçmişimizden ve bağlantılarımızdan oluşan tüm bedenlenmeyi de görmezden gelir.”

Her zaman mutlu olmanız gerektiğine inanıyorsanız 
düzenli veya sürekli olarak memnuniyetsizlik yaşayacaksınız. 

Kronik memnuniyetsizlik nedenleri:
1. Sürekli mutlu olman gerektiğini düşünüyorsun.
2. Kendini gerçekçi olmayan standartlara tabi tutuyorsun.
3. Motivasyon arayışı diye adlandırdığın kılıflı memnuniyetsizlik.
4. Karşılaştırma hastalığına sahipsin. 
5. Kızgınsın.
6. Memnuniyetsiz davrandıkça sevildiğini hissediyorsun. 

Hikâye Sana Dair 

Umarım izlediğin tüm ekran dizilerinde insanın gerçekliğine dair olan trajikomedi yüklü ipuçlarını bulursun. Görünürdekinin gerçeği yansıtmadığını anlarsın. Umarım popüler olmamakla huzur bulursun. Umarım açık olan her kapıdan geçersin ve geç- tikçe hikâyeler yaratır ve anlatırsın. Dilerim hayal gücün uzar ve her şiirde bir güzellik görürsün, bulduğun güzellikler aklını gıdıklar. 

Dilerim hatırlar ve adaleti masum olanı bulmakta ararsın. 

Bu süreçte aklına gelen her soruyu soracak cesaretin olmasını dilerim. 

Sormak için önce dünyayı dinle.
 İlahi sessizlik anlarını yakalamanı öneririm.
 Sorduğun soruların cevapları orada.
 Cevapları bulduğunda ölümün nasıl yaşamı tanımladığını anlayacaksın ve dil senin için sadece bir çeviriden ibaret olacak. 

hepimiz çatlak kaplarız. 

en güzel sanat eserleri gibi tamamlanmamışız. 

hayatınızın belirli alanlarında verimsiz veya işe yaramaz olduğunuzu yani kırık bir çömlek gibi düşünebilirsiniz ancak bir şekilde bu kusur dedikleriniz kılık değiştirmiş bir lütuf haline gelebilir.

bu dünyada yaptığınız hiçbir şey boşuna gitmez 

Performans toplumunda arzu her zaman üretimi maksimize etmektir. Ancak kendisi kapsamlı çalışmaya boyun eğen, ve birçok şeyi o vahşi hayvan gibi aynı anda yapmaya çalışan insan. Aslında, ne pahasına olursa olsun her zaman “mutluluğunun” peşindedir. 
Fakat fark etmez. Bu yüksek performans talebi ve çabası insanın  mutluluk dediğinin bile tüketilmesine yol açar. Burada da işte sıra kişisel gelişime gelir.  Mutululuk pompalama güdüsü ve insan her şeyi pozitifim ben diyerek sırtlamaya baslar ve döngü tekrar baslar.. 
 
 bu insanın bitmeyen döngüsünü yaratır. sorunlara sorun yaratanla cevap vermek… 


Mükemmellik Modern toplumların temel bir ilkesi, bu “mükemmelliğin elimizin altında olduğudunu” söylüyor . Çağdaş araçların en değerlisi olan bilim, sonunda bizi rahatsız eden her şeyin, bizi olabileceğimizden çok daha az yapan acının, aptallığın ve hataların üstesinden geleceğimizi garanti ediyor gibi görünüyor. Bu sadece bir zaman meselesi diyor .  Toplumlarımız, mükemmelliği hedeflemenin - bireysel ve toplu olarak - kapasitemiz dahilinde olduğunu vurgulamaktadır. Modern çağ, hemen hemen her çalışma alanında şaşırtıcı gelişmelerin deneyimi üzerine kurulmuştur: evlerimizi ısıtmayı, kendimizi yeterince beslemeyi ve giyinmeyi, dünyayı dolaşmayı, hastalıkları yenmeyi ve öğrenme için güvenilir mekanizmalar getirmeyi öğrendik. hukuk ve adalet. Pek çok sözde iyileştirmemiz bize benzersiz bir güven aşıladı ve ilerlemenin önceden belirlenmiş ve genel bir varoluş kuralı olarak görülmesi gerektiği fikrine yol açtı.